**Sanırım bu şarkının en sevdiğim coverı budur. Luhan'ın cover'ından bile çok dinleyip seviyorum. Siz de bir dinleyin bence ehehe **
**** (SEHUN)
Duyduğum ses ile gözlerim aniden açıldığında başlangıçta o sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Hafifçe doğrulduğum yatakta etrafa bakarken sesin Luhan ile olan resmimizin yanındaki telefonumdan geldiğini anlamam uzun sürmemişti.
Luhan ile olan resmim demişken söylemeden geçemeyeceğim bir detay vardı ki o da eskiden sadece Luhan'ın olduğu çerçevelerde yanında artık ben de vardım. Bana sadece kendi fotoğraflarının olduklarını kaldırtıp yerine beraber olan resimlerimizi koydurmuştu ve bu da odama her baktığımda ona daha çok aşık olmama yetiyordu.
Aslında benim Luhan'a olan aşkım limitsizdi. Başlangıçta nasıl bir aşk her gün daha da artar diye düşünsem de artık sorgulamıyordum çünkü onu her geçen dakika daha fazla sevmek yaptığım en güzel eylemdi.
Aklımdakileri düşünerek vakit kaybetmek yerine yeni aydınlanmış havadan dolayı rahatlıkla görebildiğim telefonumu alıp, ekranına baktım. Sahi beni bu saatte kim niye arardı ki?
Kimin aradığını merak etsem bile yine de ekranda Luhan'ın adını görmeyi beklemiyordum. Çünkü o beni, kendi uyansa bile, sabah erkenden uyanmayayım diye aramazdı.
Acaba rahatsızlanmış olabilir miydi? Belki de bir yerine bir şey mi olmuştu? Aklıma Luhan ile ilgili korkunç senaryolar geldiği için korkudan kalbim bir anda ağzımda atmaya başladı. Luhan'a bir şey olmamalıydı çünkü bunu kaldıracak kadar sakin biri değildim ben...
Bir yandan bir şey olmaması için içimden yalvarırken diğer yandan da ekranda cevapla kısmına dokunmuştum bile.
"Alo, Luhan? İyi misin? Neyin var? Bir yerine bir şey mi oldu? Ben hemen geliyorum doktora götüreceğim seni... Sadece biraz dayan, sevgilim. Korkma ben hep yanınday-"
"Sehun, yeter! İyiyim ben bir şeyim yok. Sabah sabah yine formundasın yani..." Luhan benim panik dolu sesimi sözümü yüksek sesle keserek bastırdığında duyduğum şeylerle rahatlamıştım. Tuttuğum nefesimi o rahatlamayla salıp kendimi yatağa bıraktığımda telefonda kulağımda durmaya devam ediyordu.
"Ne yapayım ya... Sen bu saatte hiç aramazdın. Birden arayınca başına bir şey geldi sanıp çok korktum." Gözlerimi kapatarak söylediğim şeyden sonra Luhan hafifçe kıkırdamıştı.
"Korkma sapasağlamım. Dün akşam bıraktığından bir farkım yok hatta daha mutluyum."
"Bak sen... Neden daha mutluymuş benim bebeğim?" Luhan'a aynı keyifle sorarken kısa bir an gerçekleri unutmuştum.
"Çünkü birazdan yola çıkacağız." Luhan'ın mutlu olma sebebini düşünürken aklıma gelmeyen bu seçenek, şu an ondan duyduğumda biraz canımı yakmadı dersem yalan olurdu. Çünkü ben Luhan'ın bensiz tatile gideceği için üzgün olduğunu düşünmüştüm yani, en azından o da bana hislerini bu şekilde yansıtmıştı. Ama şu anda tatile gideceği için mutlu olduğunu söylüyordu...
Yine de benim için Luhan mutluysa geri kalan hiçbir şeyin önemi yoktu, ne hissettiğim ya da düşündüğüm önceliğim dahi değildi. Luhan mutluysa onun mutluluğuna ortak olmak da benim için mutluluk verici olacaktı.
"Doğru ya saat gelmiş... Ben de bu saatte neden aradığını düşünüyordum. Haber vermek için mi aradın?" Hayal kırıklığımı bir nebze dahi olsun sesime yansıtmadan Luhan ile konuşurken çalan zille kısa bir an duraksadım. Sabahın erken saatinde kim gelmiş olabilirdi ki? Üstelik annem de babam da evde yokken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAZY IN LOVE
Fanfiction"Sehun, böyle yapma. Beni sevmenle ilgili olan düşüncelerimi biliyorsun." "Biliyorum. Beni sevmeyeceğini de biliyorum. Ama senden zaten beni sevmeni beklemiyorum, Luhan. Bana karşılık vermeni, denemeni ya da bir şansını da istemiyorum. Yani... Elbet...