Ekstra Sahne

3.7K 229 74
                                    

**Başlamadan önce son bir isteğim var sizden... Sizi en çok etkileyen Sehun repliğini, Luhan repliğini ve aklınıza crazy in love deyince ilk gelen olayl(ar)ı benim için yoruma yazarsanız mutlu olurum eheh**

(medyadaki video çok güzel değil mi? içim kıpır kıpır oldu*-*)

"Demek huysuz olan delicesine yakışıklı olandan daha fazla seviyor, ha? İşte bu imkânsız..." yatakta Sehun'un kollarının arasına iyice yerleşirken söylediğinde ona dil çıkarmıştım.

"Öyle tabii... En çok ben seviyorum."

"Bak meleğim, sana hayal kırıklığı yaşatmak en nefret ettiğim duygu, biliyorsun. Ama bu konuda gerçekler senin için hayal kırıklığından başka bir şey olamaz. En çok ben seviyorum."

"Ben dedim!" Sehun kendisinin daha çok sevdiğini söylerken benden bunu kabullenmemi nasıl bekleyebilirdi ki? Sırf o daha önce sevdi diye daha çok seven olamazdı!

"Hayır, ben!"

"Ya, Oh Sehun! Benim üstünlüğümü kabul etmen gerek..." Kaşlarımı çatıp bana yakın olan suratını alnından ittirdiğimde bu sefer de yüzünde şu meşhur sırıtışı belirmişti. Elbette ben de bu konuda tecrübeli biri olarak ardından gelecek olan isteği iyi biliyordum.

"Eğer kabul edersem birazdan bana ödül verecek misin?"

"Etmesen de verebilirim..." Sehun'un sorusuna ona bakmadan ve oldukça kısık bir tonda cevap verdiğimde yüzümü kendisine aniden döndürüp, iyice dibime girmişti.

"Kimin daha çok sevdiğinin ne önemi var ki delicesine aşığız işte..." Beni geçiştirmek adına söyledikten sonra bir saniye bile kaybetmeden dudaklarımı kendininkilerle kapattı. Ama Sehun'un aklından çıkardığı bir detay vardı ki o da benim bu konuyu unutmayacak olmamdı. Sadece şu anlık sonraya erteleyebilirdim çünkü önceliğim özlediğim eşimle birlikte olmaktan yanaydı.

Tabii güzel bir gece geçirebilmemiz için de kapıdan içeriye aniden girerek bizi hızla ayıran iki çocuğun şu an uyuyor olması şarttı ki onlar da hiç uyuyor gibi gözükmüyordu.

"Hana? Min Joon? Sorun ne?" benim hızlanan öpüşmemiz yüzünden nefes nefese söylediğim şeye rağmen onlar sahip oldukları tüm masumluklarıyla konuşmaya başladılar.

"Yağmur yağıyor ve biz çok korktuk. Sizinle uyuyamaz mıyız?"

"Kocaman erkek oldun artık sen, babacım yağmurdan korkmak da ne demek? Gidip kardeşinle odanızda kalmanız lazım. Onu da korumalısın!" Sehun bana konuşma hakkı tanımadan cevapladığında kolumla yorganın altından sertçe karnını dürtükledim.

"Ama korkuyoruz."

"Korkmazsınız siz büyüdünüz. Hadi odanıza, hadi!" Eşim diye demiyorum ama benden ayrılmak zorunda kaldığında inanılmaz huysuz oluyordu. Hele ki özel bir anın ortasındaysak bu ciddi bir sorun haline gelirdi. Bu yüzden de yeniden olumsuz şekilde niyetini belli ederek cevapladığında göz devirmiştim.

"Gelebilirsiniz, bebeğim." Onun aksine ben olumlu şekilde onay verdiğimde kaşlarını ciddi bir şekilde çattı.

Sehun'dan çocukların gelmesi için yatağın diğer ucuna kayarak uzaklaştıktan sonra elimle aramızdaki boşluğu pat patlamıştım. İkisi de bekletmeden aramıza yerleşirken Sehun hala surat asmakla meşguldü.

"Sehun, hayatım?" Ama ona söyleyeceğim şey hoşuna gideceği için bunun da uzun süreceğini sanmıyordum.

"Yarım saat sonra... Uyuma." Ağzımdan çıkanların hemen ardından göz kırpıp işareti verdiğimde yüzü yeniden aydınlanmıştı. Çünkü biliyordu ki bu uyusunlar kaldığımız yerden devam ederiz demenin başka bir yoluydu.

CRAZY IN LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin