Vakit çok geç olmamasına rağmen kızlara iyi geceler dileyip odama çekildim. Işığı yakmadan bir müddet odanın içerisinde dolaştım. Bir şey kaybetmişimde bulmaya çalışır bir halim vardı.Evet yitiğimi bu gecede bulamayacaktım anlaşılan. Işığı yaktım Dün geceden yarım bıraktığım kitabı alarak yatağıma uzandım .aslında hiç kitap okuayacak havada değildim hani. Açtım ayracı koyduğum sayfayı''o beni, bende onu bekliyordum. Ve hiç konuşmadan bir gün daha sona eriyordu'' diye yazmış Özdemir Asaf
Kitabı kapattımmı hatırlamıyorum.alarm çalmaya başladığında güneş daha doğmamıştı.gözlerim acıyordu artık, uyumak istiyordum, beceremiyordum, sersem bir haldeydim. Ne uyuduğum belliydi ne uyanık olduğum. Bezgin bir tavırla alarmı kapattım. Onun yüzünden bu gecede uyuyamamıştım. Kimdi o genç , niçin bana öyle bakmıştıki sanki ? ve en önemlisi onunla göz göze gelmek için niçin bende çaba sarfetmiştim.ve onunla göz göze gelince içimden ılık ılık bir şeyler akıvermişti, sanki.iki dünya güneşimi görmüş gibiydim.
Nedenini bilmiyorum o gence farklı bir şekilde tutulmuştum. Ona ulaşmayı,onunla konuşmayı, hiç değilse bir fincan kahveyi birlikte yudumlamayı, onun gözlerinin içine bakmayı bir kahve içimlik zamanı birlikte paylaşmayı her şeyden çok istiyordum. Ben ömrümde bu kadarını yaşayayım başkada bir şey istemem yüce Mevladan.
Ama ey koca İstanbul hangi ücra semtine sakladın iki cihan güneşimi. Yada kimbilir anadolunun hangi küçük şehrine yolcu ettin, bu güzel delikanlıyı kimbilir. Bir daha değil onunla konuşmak, onun aldığı nefesi aynı şehirde alabilirmiyim onunla hiç bilmiyorum...
Onun yüzünden uyuyamadığım kaçıncı geceydi acaba? Ben inatla onu istiyordum.ama imkanlar buna elverişlide değildi. Onu istiyordum ama ona nasıl ulaşabileceğimi bile bilemiyordum. Elimden gelen her gece sanki uyuyabilecekmişim gibi alarmı kurmak, uyuyamadan alarmı tekrar kapatmak oluyordu. Yatağımdan kalkıp lavaboya gidiyorum. Abdestimi alıyorum, odama geçip seccademi serip,rabbimin huzuruna çıkıyorum.sabah namazını yüce yaradanın huzurunda eda ettikten sonra, ellerimi semaya açıp seher vaktinde Rabbimden daha ismini bile bilmediğim genç adamı, iki cihan güneşimi dilemek oluyordu.
Belkide babama olan sevgimi yıllarca babamla paylaşamayışım, babama dokunamayışım,boynuna sarılıp ta yürekten, ciğerden babam diyemeyişimiydi beni bu gence bu kadar bağlamıştı. Off başımda şiddetli bir ağrı vardı. ''Ne alaka yav ''deyiverdim.gerçektende ne alakaydı. Çocuk beni tanımaz,bende onu tanımam, yarın aynı mekanda otursak beklide birbirimize aldırmayız. '' iyice saçmalıyorum ben'' başımın ağrısı yavaş yavaş gözlerime iniyordu.ahh omzumda cabası. Gece elektrikler kesildiğinde mum ararken mutfak dolabının açık kalan kapağına vurmuştum. Omzumun acısı yeni yeni çıkıyordu, çok fena acıyordu. Alel acele abdest aldım, her gece uyuyamadan sabahladığımdaki gibi rutin olarak seccademi serdim , yüce Mevlamın huzuruna çıkıverdim.sabah namazımı eda ettikten sonra çokça dua ettim. Onu bana geri getirsin diye yalvardım Rabbime.
Omzum gerçekten de çok acıyordu. Biraz uzansam geçerdi acısı belki de. Tüm gece yatmıştım ama onun yüzünden gözüme uyku girmemişti, kafamı yastığa rahat rahat koyamamıştım bile, biraz uyumalıydım...
Hayatımda bir şeylerin yolunda gittiği , ağlamayı, üzülmeyi unuttuğum dönemlerdi. Kendim hariç kimseyi önemsemediğim hayatın kendi ekseninde döndüğünü seyrettiğim ve umursamadığım zamanlarımdı. Henüz yirmili yaşların başındaydım. Üniversite tahsilim için geldiğim bu koca şehir de başıma bir de sen mi gelecektin. Aynaya baktığımda kendi suratım yerine gördüğüm sen. Yolda yürürken dükkanların vitrin camlarında benimle aynı adımları atarak yürüyen sen. Aptal aptal tebessüm etmeme sebep olan sen. Hiç tanımadan sevdiğimsen.yüzüne dokunmadan , yüzünün tüm hatlarını ezberlediğim sen. İki çift laf konuşmadangecelerimi zindana çeviren sen. Uykusuzluğumun baş kahramanı ve habersizi olan sen.
Bu halimin tek suçlusu sensin diyemiyorum ama galiba esas suçluyu tanıyorum. Ben doğduğumdan beri annemle doğru dürüst bir çift laf etmeyen, sırf ablamdan sonra bende kız doğdum diye o dünyalar güzeli kadına sırtını dönen . yıllarca aynı evde iki yabancı gibi yaşayan, benden sonra yine bir umutla erkek çocuk beklerken, erkek çocuk doğurmayı beceremeyen anneme dünyayı dar eden o adam babam.
Belkide hiç tanımadığım bu insanın gözlerinde kayboluşum bu yüzdendi. Güvenli bir limanb olabilirdi benim için, en azından ben öyle hissetmiştim.ahh be genç adam, iki cihan güneşim nerelerdesin, her ne haldesin.
Yıllarca bizi seviyormuş gibi yapmak zorunda kalan adam. Bizi seviyormuş gibi yapıp her fırsatta annemi azarlayan adam.
Ölüm gibi bir şeydi çocukluğum ama kimse ölmedi. Annemde hala hayatta ,kızkardeşlerimde,babamda. Ama ben öldüm, ruhum öldü. Bedenim hala sıcak, ölüm soğukluğuna kavuşamadı ama ruhum, ruhum öldü sanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PELDA
ChickLitKaranlık sarı verdi gecekonduların yorgun bedenini. Sokak lambalarının gözlerinin feri sönmüş. Bazı lambalar aydınlatmak tan vazgeçmiş bu sokakları. Bir kaç sokak lambası hala direniyordu. Bir baba belirdi sokağın en başında elinde meyv...