BÖLÜM 9

207 40 5
                                    

Simidini aldı Eminönü'nde iskelenin kenarına bir taşın üstüne ilişiverdi genç adam. Bu kaçıncı sabah dı burada simitle kahvaltı edişi, sonrasında akşamın kör karanlığına kadar eminönünü arşınlayışı. Genç kızdan bir emare arıyordu. Bulmalıydı, bulacaktı, bulmak zorundaydı. İzninin bitmesine birkaç gün kalmıştı. Onu bulmadan, onun gözlerinin içine bakmadan nasıl gidecekti. O nu tanımadan nasıl nefes almaya devam edecekti. Oysa onunla tanışsa bir fincan kahve içimliği sohbet edebil se ölse gam yemeyecekti. Ama o nu görmeliydi. Onsuz bir hayat yaşayamazdı, yaşamamalıydı...

Telefonu çaldı. Kim arayacaktıki sanki.

- Efendim sultan.

- Günaydın paşam

- Günaydın anne

- Ne vakit geleceksin oğlum, iznini hepsini cüneyitlemi kullanacan birkaç günde ananla olsan

- Tamam anne gelecem

- Gel be oğlum, gel be paşam.. hem babanda çok özler seni,

- Tamam annem yarın gelirim ben

- Tamam paşam selam edersin arkadaşına

- Olur söylerim hadin öptüm sizi İsmail ağayada selam.

Ey ay parçası, ey güzel yüzlü yar, her neredeysen çık artık. Bir kez göreyim yeter . gitmeden evvel son bir kez göreyim. Göreyim ki rahat gideyim bu koca şehirden. Göreyimki rahat edeyim ölürsemde gördüm öldüm nolacakki diyebileyim.

Bilmem kaç kez aynı kaldırımları adımladım sensiz. Dükkanların vitrin camlarında yürüttüm seni yanımda aynı adımları birlikte atıveriyorduk. Kız biz çok uyumlu bir çitfttik. Dükkanın vitrin camı bitince sen yine kayboluyordun. Gidiyordun kendi dünyana benden habersiz.

Umurundamıydım sanki. Hiç başka işin gücün yokduda benimi düşünecektin sende... derken tamda seni ilk gördüğüm yerdeyim. Gözlerimi kısıp karşıya seni ilk gördüğüm noktaya pür dikkat kesildim.. yok nafile kaç gündür bu sahneyi çalışıyordum bir türlü beceremiyordum. Mutlu sonu çekmek kameramana kısmet olmayacaktı, bu sahne galiba hep yarım kalacaktı.

Bilmem kaç saat daha geçti gün kararmış denizin üzerinde kız kulesinin silüeti dansetmeye başlamıştı. Bi taksi çevirdim.

- Yeni bosnaya lütfen

- Sahil yolundanmı, aksaraydanmı..

- Fark etmez abi.

Kafamı taksinin camına yasladım hayaller ,umutlar şehrin ışıkları yandıkça sönüyordu. Işıklar parladıkça gözlerim kamaşıyor bir o kadar talihim kararıyordu. İçim acıyordu, içim daralıyordu. Hiç bu kadar olmamıştım.

Astsubay okulundayken o çok sevdiğim eşsiz güzellikteki kadın bile canımı bu kadar acıtmamıştı. Ziynet sultanın saçının telini değil kıbrısa dünyaya değişmezdim ondan ayrı kalmak bile canımı bu kadar yakmamıştı. Ya babam o koca yürekli kısacık boylu ama beşparmak dağları gibi heybetli adam ondan ayrı nefes alamayan ben.. noluyordu bana . kendine gel oğlum dedim.

- Efendim bişey mi dediniz.

- Yok abi öylesine işte.

- Olur bazen

- Evet yolumuz çokmu daha

- Var biraz daha koltuğun arka cebinde gazete var okursan

- Abi hayatım gazete olmuş. Okumaktan yoruldum.

- Hımmm. İyiymiş..

Zamanım azdı Kıbrıs'a dönmeliydim. Gitmeden önce bari bek kez görebilirmiyim ümidimde böylece Marmara'nın serin sularında boğulmuştu çoktan. Telefonumu çıkardım cüneyiti aradım

-aloo nerdesin hayırsız

- he he bana diyene bak.

-Ya tamam olum uzatma nerdesin

-evdeyim . niye

-aşağı in bişeyler yiyelim.

Tamam hadi.

Telefonu kapattım paltomun cebine koydum. Trafikte çok yoğundu. Ama çok çabuk gelmişlerdi.neredeyse evin olduğu sokağa kadar gelmişti şöför sormadan. Yenibosnayı herkes tanıyordu demekki.

-Sokağın başında bırak abi.

-şurası iyimi?

- iyi iyi... çokmu çabuk geldik?

Hafif bir gülümseme yayıldı şöförün suratına . hatta peşin parayı görmüş alacaklı edasıyla gülmeydi bu. Neredeyse iki saati buldu.

- Ne diyosun odlumu sahi o kadar

- -ne sandın paşam

- -paşam?

- -ağız alışkanlığı

- Annemde hep böyle derde.. al abi parayı hayırlı işler

Cüneyt sokağın başında bekliyordu. Montuna sarılmış. Ciğerciye doğru yürüdük, baş selamının ardından. Hiç konuşmadan masaya oturduk elimle tezgahtaki ustaya zafer işereti yaptım. O da kafasıyla onayladı.

-noluyor oğlum ne bu gizemli haller

-ne olmuş

-daha ne olsun. Günlerdir leylasın.

- ona Leyla demezler.

-Ya ne derler

-Mecnunsun derler. Leyle diye kızlara derler.

- çok bilmiş. De bakalım hayırdır durumlar

- ya bi susda ekmeğini ye.

-Yav arkadaş her gecemi ciğer evet kıbrısda yapmıyolar böyle napıyım.


YAZARLA İLETİŞİM


İnstagram/ yazarerhansarica

twitter/erhansarica_

facebook/ erhan.sarica

wattpad/yazarerhansarica








PELDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin