Bölüm 15

164 20 2
                                    

             Kapının açılmasıyla uyanır gibi oldum. Uykum kaçmasın diye gözümün birini açmadan tek gözle kolaçan ettim etrafımı. Neredeydim içeri giren kimdi? Annemmiş neyse iki gözümüde kapatayım uykum kaçmasın.

Kalka paşam kalk.. Baban da geldi bahçeden kalvaltı da hazır, bol bol kızartma yaptım sen seviyorsun diye. İsmail için olsa bir tek biber bile kızartmam dedi kıkırdayarak. Kapıyı aralık bırakıp çıktı odadan.

Dünyalar tatlısı bu kadını, hele hele kızartma haberinden sonra bekletmek olmazdı.bir kaplumbağa yavaşlığında doğruldum yattığım yerden. Lavaboya kadar sürünerek gittim sanırım. Elimle yüzüme serin birkaç avuç su serpiştirdim.

Bahçedeki masaya kurulmuş İsmail ağa, çatalı elinde hazır kıta beklemekte. Masanın başına yaklaşmadan seslendim.

'' Sanki senin içindir o kadar kızartma kurulmuşsun baş köşeye.''

Ee kırk gün kar yağar, bir gün av olur oğul. Kıymetini bilmek gerek değimli o günün.

Babamda ansiklopedi gibi adamdı maşallah durur durur bir laf ederdi artık sen düşün.

Hadi ziynet sultan gel başlayalım

Siz başlayın paşam geliyorum hemen az işim kaldı

Daha ne yapacaksın sofrayı donatmışsın

Olurmu babanın yumurtasını haşlıyorum o soğuk yumurta yemez bilirsin.

Anne sende ha, hem dersin onun için bir tek biber kızartmam. Hemde yumurtası soğumasın diye yeniden haşlarsın

Paşam sen benim canımsın babam benim ilk göz ağrım, erim, yaşama sebebim.

Of anne of ne aşktır be sizdeki yeni gençler de bile yok

Bile yok derken paşa hayırdır bir şeymi dersin sen

''Yok be ya, nerden çıkarırsın böyle şeyleri'' dedim.Kahvaltının geri kalanını sessizce tamamladık.Babam kahvaltıdan sonra bahçe arabasını aldı sessizce kayboldu. Bende tam kapıdan çıkacaktımki, annemin sesi durdurdu beni.

''Kahve içmezmiyiz birlikte ana oğul karşılıklı''

''İçeriz be ana , hemde ben yaparım kahveleri'' diyerek ocağın başına geçtim. Cezveyi indirdim dolaptan, iki fincan su koyup ateşin üzerine bıraktım. İki tatlı kaşığı kahve karıştırdım, henüz ateşle buluşturduğum cezvenin içine. Kahveleri birkaç kez kabarttım. Köpüğünü iyice indirdim. Fincanlara döktüm. İki bardak soğuk suyumuda tepsiye yerleştirdim. Tam mutfağı terkedecektimki, annemin sesi duyuldu.

''Paşa kahveler üç oldu, Basire de geldi''

''Tamam annem kahveler hazır'' deyip tepsiyi önlerine bıraktım.

Kısa bir hoş geldin beşgittin muhabbetinden sonra bana gün doğmuştu fırsattan istifade annemin sorgusuna kalmadan kaçmalıydım buradan sessizce attım kendimi bahçeden dışarı.

Çiçeklerle kaplı çiçek kokan daracık yoldan köyün ortasına doğru yüyüdüm. Sıcak ve nem bunaltıyordu insanı. Aslında evde oturmak en iyisiydi ama Ziynet sultan evde olmasaydı.

PELDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin