Gelen yorumlarınız ve voteleriniz için çok teşekkürler :) 500 vote sonra yeni bölüm gelecek ve son olarak size geçenlerde bahsettiğim sınavdan oldukça iyi bir notla geçtim :) Dualarınız sayesinde çok rahat geçti sınav çok şükür ♥ ♥
Siyah cama doğru ağır adımlarla yürüyordum. Arkamda benimle sürekli konuşan kadınını dinlediğim söylenemezdi. Sigaranın ilk defa bende kafa yaptığına şahit oluyordum. Kafamın içinde uçan kelimeler ve lanet sesler vardı. Elimde ki sigarayı söndürmeli ve kahve içmeliydim ama daha da önemlisi Hilal'i aramalıydım. Siyah camı kaplayan panjurları hafifçe kaldırdım. Yoktu. Üç gündür olmadığı gibi gene gelmemişti. Sinirden elimde ki sigarayı yere atıp ezebilirdim.
"Chis! Beni dinliyor musun sen?"
"Hayır!" Lena açıkça söylediğim gerçeğe sanırım alınmış olmalıydı ki gözlerini kısıp bana daha da diş biledi.
"O kızı kovacaksın dedim! İstemiyorum-"
"Ne zamandan beridir senden emir alıyorum ben?" Siyah deri kaplama koltuğun çıkardığı rahatsız edici ses canımı sıkmıştı. Bana asla hayır kabul etmeyeceğini belli eden bir şekilde omuzlarını kaldırdı ve derin bir nefes alıp verdi.
"Sen ister bunu emir olarak algıla istersen başka bir şey, hala bana bir özür borçlusun yalandan bile olsa öyle ucuz bir kızı sevgilim diye nasıl tanıtırsın?"
Lena'nın öfkeden kararan gözlerinde hırsı görebiliyordum. Hilal'e karşı böyle bir tutum sergileyeceği en başından belliydi, zeki kadındı ne de olsa.
"Onunla aramda bir şey yok Lena, sadece benim asistanım. Ayrıca aramızda bir şey olsa bile bu seni ilgilendirmez."
Kesin tutumumla geri adım atacağını zannediyordum ama atmamıştı. Aksine daha da delirdi.
"İlgilendirmez mi! Ben senin neyinim he? Başka kadınlarla seni paylaşmaktan yoruldum artık!"
İki elimi usulca açtım ve gülümsedim. Benim bu rahat tavırlarım onu daha da çileden çıkardı.
"Asla seni zorla tutmuyorum, bunu sende biliyorsun.."
Lena benim restimle geri adımı atmıştı. Ona kapıyı işaret etmeme gerek yoktu, istediğim zaman her şeyi benim bitireceğimi iyi biliyordu. Bir an için onu inceledim ve neden hala birlikte olduğumuzu bir kez daha anladım. O güzel bir kadındı, zekiydi fazla zeki, her zaman bakımlı saçları ve iyi bir moda anlayışı vardı. Kendinden emin kadınları severdim, Lena kendisinden o kadar fazla emindi ki yürürken asla tereddüt etmezdi.
Hilal'i düşündüm. Kendisine has havasını, uzun dalgalı gece saçlarını ve iri gözlerini. Kendisine ait hoş bir tınısı vardı, sesi bir ilah gibi yükselirdi bazen. Asla geri adım atmayan hallerine bayılıyordum ne kadar beni deli etse de o Lena gibi son anda bile geri adım atmazdı. Kazanmak için oyunlar kurardı.
"Zaten o kızın seni elde edeceğini düşünmüyorum ben sadece ona güvenmiyorum aşkım.."
Bana doğru attığı her adımda ayakkabısından çıkan ses oda da dalga dalga yayılıyordu. Hiç düşünmeden bana doğru eğilip uzun zamandan beridir ilk defa dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Benden ayrılmak istemediğini ellerinin gömleğime doğru uzandığını hissettiğimde anlamıştım. Usulca geri çekildim ve onu durdurdum.
"Bekle, hala ofisteyiz-"
"Ne önemi var ki" Eskiden beni cezbeden gözlerine baktım. Usulca ellini kavradım ve onu iteledim, onu reddetmem hiç hoşuna gitmemişti. Ellerini saçlarına doğru uzattı ve soluğunu aniden bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)
Roman d'amour"Bırak artık!" diye bağırdım. Canım burnumdaydı, korkudan gözlerimi kocaman açmıştım. O derin yeşil gözleri beni her saniye daha da öldürüyordu, nefes nefese kalmıştım. "Bırakınca gideceksin! Beni bırakacaksın!" "Olması gereken de bu, bu ben değilim...