GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)

42. Bölüm

Masanın diğer ucunda sakinliğini ne yemek esnasında ne de sonrasında bozmayan kadın daha fazla kendisini kasmadı ve iki elini birden açıp hesap sorar gibi gözleri kıstı.

"Hilal ve Cindy bizimle kalacak!"

"Ops, annem sinirlendi" dedi Alex.

"Annem vurdu ve goll!" dedi Niko gülerek. Nil küçük amcasına uyarak onu taklit elli, küçük ellerini havaya kaldırıp dudaklarını büzerek bağırdı.

"Goll!"

"Abi sen mi öğrettin bunu?" Hilal'in alakasız sorusu Kemal'eydi, Kemal öğrensin kızım der gibi güldü.

"Daha geçen yaz Nil'i maça götürecekti de zor aldık elinde biraz büyüsün biz onunla mangala falan gideriz alem yaparız dedim" Kerem sırf Hilal'i daha fazla sinirlendirmek için böyle konuşuyordu ve çok başarıydı.

"Tamam kavga etmeyin milletin içinde!" diye azarladı Sevgi hanım. Daha sonra sağ omzunu kaldırıp arkasına doğru savurdu.

"Hanım hanım, sen istesen de istemesen de kız benim kızım torun benim torunum. Yakup bir şey de!"

Yakup efendi hiç duruşunu bozmadan kaşlarını çatıp masanın diğer ucunu süzdü.

"Yolcu yolunda gerek, kalkın hadi."

"Ne gerek?" dedi Hector.

"Moruk sende eski topraksın ama hiç bir şey anlamıyorsun" dedi Niko.

"NİKO! Rica ederim!" dedi Hera.

"Anam bunlar gene kendi aralarında bıdı bıdı konuşuyor, haydi kalkın bir dünya işimiz var."

Hilal masadan kalkamayacağına emindi çünkü Chis kolunu bir kere yakalamış ve bırakmıyordu. Nil bebek masasında huysuzlandı.

"Kalkcam!" diye bastı çığlığı. Hilal Chistian'ın dikkatinin kızına yöneldiğini anladığında elini ondan kurtardı.

"Hilal!" dedi adam.

"Babam ve ailem burada hem Nil'in bu ülkeye benim gibi kaçak girdiğini biliyorsun."

"Bu bahane mi!" diye itiraz etti. Niko iki kolunu açıp güldü.

"Masada ki toplam beş silahda kaçak ve problem yok"

"NE!" Diye çığlık attı Hilal. Gözleri Atos erkekleri üzerinde gezinirken Alex'in gülümsesinde duraksadı.

"Bende bir de yakın mesafe var etti 6."

"Cebinde ki gerber gator jr machete var onu sayın" dedi Hector sanki söylediğinden herkes anlamış ama Hilal anlamamıştı. Kaşlarını havaya kaldırmış vaziyette duruyordu.

"Ah hayatım özetle bir av bıçağı, yakında Atosca'yı anlayacaksındır, evliliğimizin ilk yılında Dimitri bana bir yakın mesafede adamı öldürebileceğim bir silah almıştı. Ah çok romantik dimi!" kadının kini yıllar sonra bile geçmek bilmiyordu. Hilal küçük kızının kulaklarının kapamış duyduklarının onda bile yarattığı etkinin kızına yansımasını istemiyordu.

"Neyse ki sonra ki sene daha hafif bir bıçak almıştı!"

"Hera bir çiçeğe oranla silah çok işe yarar"

"Zaten yaradı, annem silahı görünce babamı vurdu" Aile hep bir ağızdan Niko'nun söylediğine güldü. Hera bile övgüleri kabul ediyor bu çok normal bir durummuş gibi davranıyordu.

"Az öteye o kurşun gelseydi şimdi dul bir kadındın!" dedi Dimitri somurtarak.

"Ah hayır aşkım şuanda ikinci yada üçüncü kocamla tatilde olurdum" Bunu Dimitriyi deli etmek için söylüyordu. Hilal bu sahneye çok kez şahit olmuştu, kısaca Dimitri delirecek Niko babasını ateşleyecek ve sonunda Hera eline ne geçerse kocasının kafasına atacaktı. Nitekim bu 30 senedir hep aynıydı.