4. BÖLÜM

42.1K 2.1K 184
                                    

Herkese merhabalar :) Şimdi çok önemli bir konuya değineceğim, son zamanlarda bana gelen mesaj ve yorumlarda bir whatsapp grubu hakkında istekler alıyorum. Bu daha öncede gelmişti böyle istekler ama ben geri çevirmiştim. Atos serisi için yani EYVAH BENİM SEVGİLİM BİR MAFYA ve GAVUR DAMAT için bir whatsapp grubu açma kararı aldım. Ama bu gruba en fazla 15-20 kişi alabilirim lütfen bu konuda ısrar etmeyin, ne kadar çok kişi olursa o kadar sıkıntı çıkıyor çünkü :) Bu gruba dahil olmak isteyenler bana mesaj atsın lütfen :) Beğeni ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, hikayenin keşfedilmesi açısından bu önemli biliyorsunuz, öpüldünüz canlar :)

"Kaç gemi?"

"Sadece bir tane"

"Neden bu kadar tedbirliyiz" dedim gülerek.

"Çünkü bu ilk sefer, ilkinde ciddi olmazsan işler kaçar haberin olsun" dedi Alex. Limanın karanlık ve fazla ilgi çekmeyen kısmında bekliyorduk. Adamlar ellerinde ki ağır silah yüklü kutuları çıkarıyor etrafı süzen keskin nişancılar ve korumalar ise olabilecek her aksaklık için hazır komuttaydı. Malların yüklenmesi fazla sürmezdi, en fazla iki saat diye düşündüm.

"Mal sahipleri?" dedim mırıldanarak. Alex öfkeyle kaşlarını bana çattı.

"Hiçbir haltı bilmiyorsun değil mi! Daha gelmediler, gelecekler ve para transferi olacak"

İki jip limanın bizim olduğumuz kısma doğru giriş yaptı. Güzel, gece erken sonlanacak. Araçlardan çıkan adamlar beni tanıyamadı, lakin Alex'i tanıdıkları ortadaydı.

"Hoşgeldiniz" dedi kirli sakallı bir adam. En fazla 50 yaşındaydı.

"Ağabeyim Chistian, Türkiye kolunda o yer alacak artık"

Adam elimi hızlıca kavradı ve gülümsedi.

"Sizinle tanışmak büyük onur. Ben Cihan Gürpınar, bunlarda ortaklarım."

"Memnun oldum Cihan bey" Adamın ağır konuşması canımı sıkmıştı, belli ki sınırlı sayıda İngilizce biliyordu. Bir an önce dili haletsem iyi olacak.

"Para?" dedi kısa sürede yola ulaşmaya çalışan kardeşim. Ona gülümsedim ve Cihan denilen adam bir işaret verdi. Korularından bir tanesi bir çanta dolusu parayı önümüze doğru getirdi.

"Paranın sadece üçte ikisi burada, geri kalanı hesabınıza yarın aktarılacak. Konuştuğumuz gibi, gemiler fabrikaya gelen zeytinyağıları ile yüklü" Adam söylediğine kendisi de güldü ve çantayı bize doğru açtı.

"Mallar yüklendi" dedi bir koruma. Başımı salladım Cihan bey ise yalnızca beni selamladı. Ne olduysa tam da o anda oldu. Limanın sol tarafından gelen bir kıza silah doğrultulmuş vaziyette çığlık atıyordu. Kahretsin!

Genç kız korkuyla karışık panikle etrafına baktı. Kimse yoktu! Harika kızım diye mırıldandı, aferin! Akşam haber bültenlerinde son dakika konusu olman an meselesi! Limanın karanlık kuytu tarafına nasıl geldiğini bilmiyordu. Bir taksiye binmesi gerekti, ama düşünmekten ve sıkıntıdan öyle bir dalmıştı ki olanların farkına silah sesiyle varmıştı. Az ötede ki insanlara baktı. Elinde silahlı, siyah takım kıyafetli adamlar ona doğru geliyordu.

"Kaç! Kaç kızım!" Hilal elinde ki ayakkabılarını ve çantasını hiç düşünmeden attı ve ıslak zemine aldanmadan koşmaya başladı. Onu neden takip ettiklerini yada neden havaya kurşun attıklarını bilmiyordu. Bildiği tek şey bu iğrenç karanlık kuytudan kurtulmaktı. Nefes nefese limanın diğer ucuna koştu. Çığlık atmamak için yada düşüp yakalanmamak için özel bir çapa veriyordu.

"Harika ya! Harika!" diye mırıldandı. Arkasında eli silahlı mafya tipli adamlar, yetmezmiş gibi daha taksiti bitmemiş ayakkabılarından olmuştu. Buna ilaveten çantası ve lanet olası kimlik kartlarını saymıyordu.

GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin