Yorumlarınız benim için çok önemli, bölümler hızlı gelmeye devam edecek bu yüzden lütfen votelerinizi eksik etmeyin :)
Elimde ki kalemi daha hızlı sallarsam havaya ne kadar hızla ulaşılabilir hesabını yaparken ölebilirdim. Beyimin içinde ki akışkan sinir ağları birbirlerine geçmiş vaziyetteydi. Saatimi kontrol ettim, yalnızca 30 dakika geçmişti ama bana göre bir ömürdü. Sıkıntıyla arkama yaslandım ve karşımda ki masa bölmesinden kısacık bir bakış attım. Ali benden daha yoğun işlerle uğraşıyor olmalıydı ki gözlerini asla o ekrandan çekmiyordu. Adamın patronu benim ki gibi uyuz, çabuk sıkılgan ve kaba değildi tabi. İşe saat 12 de gelen adamdan ne bekleyebilirdim ki.
"Alışırsın" dedi yan tarafımda ki esmer kız. Aniden ona doğru döndüm. Elinde ki dosyaları sürekli zımbalayarak ve sayarak geçiriyordu.
"İlk geldiğim zaman bende senin gibiydi, ne yapmalıyım bilmiyordum" dedi gülümseyerek. Sarışın çıyana göre oldukça cana yakın davranıyordu, belki dedim içimden, belki bana yardım eder.
"Ben Aysun" elini bana uzatmış vaziyette gülümseyince bende elimi ona doğru uzattım.
"Ben de Hilal.."
"Yeni patronun özel asistanısın değil mi? Yani sekreter olmadığını biliyorum ama-"
"Evet, sekreter değilim Chistian beyin asistanıyım."
"Anladım, Nur'la biz sekreteriz Ali ise Savaş beyin asistanı."
Nur usulca başını bize doğru uzattı ve zoraki bir şekilde gülümsedi. Benden hoşlanmadığı açıkça ortadaydı.
"Yeni mezun olmuşsun doğru mu?" Nur'un soruyla ona döndüm.
"Hayır, daha mezun olmadım." Dedim açık bir şekilde. Bana şaşkınlıkla bakıyordu, belli ki ona yalan söylememi beklemişti ama ben bu durumdan huzursuz falan değildim. Neden olacaktım ki? Öncesinde zaten iş deneyimlerim fazlasıyla vardı.
"Daha mezun olmadın ve büyük patron'un özel asistanısın öyle mi?" dudaklarında ki o gülümsemeyi düşürecek biçimde ona kahkaha attım.
"Niye bunu sorun ediyorsun ki? Senden daha genç ve daha ileri de olduğum için mi?"
Benim bir çömez olduğumu düşünüyordu, ama yanılmıştı. Bazı yerlerde asla sesim çıkmazdı ama damarıma basılırsa ki bu kız fazlasıyla basıyordu tırnaklarımı çekinmeden ona geçirirdim. Söylediklerim karşısında aniden donup kalmıştı. Onu umursamadan önüme döndüm ve beni taktir ile seyreden Ali ve Aysun'a gülümsedim.
Önümde ki dosyaları son kez daha okudum. Hepsinin İngilizceye çevrilmesi ve daha sonra Chistian'a anlatılması lazımdı. Yorgunluktan yerimden kalkamıyordum. Tüm gün aynı koltukta oturmak bacaklarıma hiç iyi gelmemişti. Sabırsızca çalan telefona uzandığım anda kemiklerimden gelen sesle irkildim.
"Evet."
"Odama gel."
Bana emir vermeyi ne zaman son verecekti! Ayaklarımın üzerinde durmaya çalıştım ve yanımda birkaç önemli dosyayı da aldım. Belki beyefendi umursamıyordu ama yarın ki toplantı çok önemliydi.
"Gir!" kapıyı çalmamıştım ama beni duymuş olmalıydı ki bana seslenmişti. Alayla kapıyı açtım ve ona dönmeden önce söylendim.
"Kapıyı çalmayacaktım, bil istedim."
"Çalmayacağını biliyordum."
"Beni tanımana sevindim." Dedim gülümseyerek. Elini iki yana açtı ve söylendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAVUR DAMAT (Atos Serisi-1)
Romantizm"Bırak artık!" diye bağırdım. Canım burnumdaydı, korkudan gözlerimi kocaman açmıştım. O derin yeşil gözleri beni her saniye daha da öldürüyordu, nefes nefese kalmıştım. "Bırakınca gideceksin! Beni bırakacaksın!" "Olması gereken de bu, bu ben değilim...