Cam kırıkları yere düşerken kendimi biraz geri çektim. Buna rağmen kolumu birkaç parça çizip geçmişti. Çizilen yerlerden akan sıcak kanın içimi ürperttiğini hissettim. Canımı yakmamıştı.
Beni düşüncelerimden sıyıran şey ince bir kız sesiydi. Ve asıl garip yanı ise..o kız sesinin ismimi söylüyor olmasıydı."Alici~!"
Şaşkın bakışlarımı karşımda duran kırmızı saçlı, sıcak gülümsemesi ile bana bakan kıza çevirdim. Benim ismimi nereden biliyordu?
"S-sende kimsin?!"
Tek kaşını kaldırıp kafasını kaşıdı. Gülümseyen ifadesi birden bire bozulmuştu.
"Beni tanımıyor musun? Oysa ben belki tanıyorsundur diye düşünmüştüm."
Gözlerimi devirip elimdeki vazoyu daha sıkı tuttum. Kaşlarım istem dışı çatılmıştı.
"Seni tanısam kim olduğunu sorar mıydım?"
Alt dudağını büzüp omuz silkti.
"Tamam, tamam kızma hemen. Slender nerede? Benim geleceğimden haberi vardı!"
Slender deyince içimi kaplayan rahatlıkla kasılan bedenimi koltuğa attım. Elimdeki vazoyu ise kırılma ihtimaline karşı ait olduğu yere yerleştirmiştim.
"Kim olduğunu hala söylemedin?"
Yanıma oturup hafifçe esnedi.
"Scarlett. Ve sende benim soruma cevap vermedin."
Elimi telefonuma atıp saate baktım. 00.01.
"Evdeki herkes avlanmaya gitti. Slender'da onlarla birlikte."
Kafamı kaldırıp isminin Scarlett olduğunu öğrendiğim kıza baktım. Üstünde beyaz askılı, altında ise siyah kısa bir şort vardı.
"Ne kadar da kötü bir ev sahibi! Misafiri geliyor ama o evde değil!!"
Parlak sarı ışığın etkisi ile ışıldayan cam kırıklarına kaydı gözüm. Slendy bunları görünce çıldıracaktı. Black geldiğinde kapı kırılmıştı zaten. Şimdide pencereyi yaptırmak zorundaydı.
"Peki ismimi nereden biliyorsun?"
Genişçe sırıtıp kolunu omzuma attı. Bu yakınlığı beni her ne kadar rahatsız etsede sesimi çıkartmadım.
"Bu da benim sırrım."
***
Kırmızı örtünün altında bir kedi gibi mırıldanarak sağ tarafıma, yani pencereden tarafa döndüm. Güneşin parlak ışığı ince perdeden yavaşça süzülerek yüzüme çarpıyordu. Ve bu benim mutlu bir şekilde uyanmamı sağlamıştı.
Yatağın sol tarafında hissettiğim baskı ile kafamı sol omzuma yasladım. Jeff yatağıma oturmuş dikkatle yüzümü inceliyordu."Günaydın."
Yüzümü yastığa gömüp başımı aşağı yukarı salladım. Dün olan olaylardan sonra cevap vermek istememiştim.
"Alici, lütfen böyle yapma. Ben sadece..seni düşündüğüm için öyle davrandım."
Yattığım yerde doğrulup sırtımı yatağın başlığına yasladım. Yeni uyandığımda olan serseri tipimi umursamamaya çalışıyordum.
"Dean kim diye mi soruyorsun? Cidden çok mu merak ediyorsun Jeffrey?! Oh dur o zaman söyleyeyim. O, benim küçüklüğümü mahveden kişi! O, benim tek güvendiğim ama güvenimi boşa çıkartan kişi! O, BENİM EN ÇOK İHTİYACIM OLDUĞU ZAMAN, YANIMDA OLMAYAN KİŞİ!!"
Cümlemin sonlarına doğru sesim yükselmiş, gözlerim dolmuştu. Üstümdeki örtüyü açıp yataktan kalktım. Zaten açık olan kapıdan hızla çıkarken fark etmediğim bir şey vardı. Kapının kenarında gözleri yaşlı bir şekilde bizi dinleyen Scarlett.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CREEPY LOVE
FanfictionŞu lanet şarkı aklıma takılmıştı.Yani tamam slendy canım lullaby'ın çok güzel de birde akıla takılmasa çok hoş olacak.Kendi kendime şarkıyı mırıldanırken bir yandan da eve gidince hangi creepypasta hikayesini okusam diye düşünüyordum.Issız sokakta y...