CREEPY LOVE

28

BLUE

Keskin mavi gözleri, bir şahin gibi avını arıyordu sanki. Ve ben o acımasız şahinin avıydım. Bedenim olduğum yerde kasılırken mavi kristalleri, arkasına saklanmış olduğum yaşlı ağaca döndü. Ağacın arkasında saklanan bedenimi görüyormuş gibi olduğum yere doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı.

"Seni görüyorum Blue~. Çok beceriksiz bir avsın. Saklanmak için daha güzel bir yer bulabilirdin."

O az önce bana beceriksiz mi dedi?

Beceriksiz öyle mi?

Kaşlarımı sinirle çatarken ellerimi başımın biraz üstünde duran dala sabitledim ve vücudumu hiç zorlanmadan yukarı çektim. İşimi yaparken özellikle ses çıkartmamaya çalışıyordum. Yılan gibi kıvrılarak birkaç dala daha tırmandığımda Masky gerzeğinin beni göremeyeceğinden emin olmuştum.

Masky elini büyük bir zafer edasıyla az önce bulunduğum yere attığında, beni orada bulamamanın verdiği sinirle ağaca yumruk attı. Bense ağacın tepesinde kıs kıs gülüyordum.

Bıçağımı elimden düşmemesi için biraz daha kavrayıp son hızla aşağı atladım. Tam Masky'nin arkasında, iki ayağımın üstünde durduğumda kaslı kolunu yakalayıp sırtına doğru büktüm. Sol elim kolunu tutarken, sağ elimdeki bıçağı boğazına dayamıştım. Sol ayağımı ise yan taraftan kaçmasın diye ağaca yaslayıp iri bedenini ağaçla aramada hapsettim.

Avcı, beceriksiz avı tarafından avlanmıştı.

"Kim beceriksizmiş Masky?" diye kulağına fısıldadığımda bıçağı boğazına daha çok bastırmıştım, ve bu onun acı içinde inlemesine neden olmuştu.

Dişlerinin arasından tısladı.

"Pekâlâ, bu günlük bu kadar çalışma yeter. Evdekiler uyanmak üzere. Bırak beni Blue."

Gözlerimi devirip kolunu serbest bıraktığımda, bıçağıda boynundan çekmiştim. Ayağımı ağaçtan indirip yere bıraktığımda bıkkınlıkla konuştum.

"İki dakika eğlendirmiyorsun Masky! Moralimin içine sıçtın teşekkür ederim."

Omuz silkip ellerini pantolonunun cebine koydu.

"Ne demek canım, bu benim işim."

***

Sonunda CP evine ulaştığımızda kapıyı çaldım. Açan kişi uçarak üstüme atladığında, siyah saçlardan Black olduğunu anlamıştım. Kollarını boynuma dolayıp sarılmıştı ve titriyordu. Bu hali endişelenmeme sebep olurken elimi sırtına koyup sıvazladım.

"Hey, sakin ol Black! Ne oldu sana böyle?!"

Geri çekilip korkuyla gözlerime baktığında kesinlikle bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Dudaklarını zorla aralayıp konuştu.

"Alici... A-Alici uyanmıyor Blue...O ölü gibi."