Özledim, ruhum çökmüştü gözlerim onu arıyor bulamayınca etrafa saldırıyordu, kokusu bir bebeğin annesine olan sevgisi kadar masumdu ben onsuzdum şimdi yoktu adam nerdeydi ki benden gitmediğini söylemişti ama nerdeydi o zaman? ben onun sesine hasrettim adımı söyleyişini özlemiştim. Biz mi kötüydük şimdi yoksa kötü olan başka bir şey miydi. Ben daha fazla kafayı yemeden Onuru aramaya karar verdim. Ama o aramalıydı bana ne olduğunu söylemeliydi.
Sağ ve sol meleklerim kavga ederken kime uyduğum aşikar telefonu alıp Onuru aradım.
Şu çalışlar beni onun sesine götürecekti kalbim yine frene basamadan hızlandı. Biri buna dur desin!Ve sessizlik...
Ben ne yapmıştım hiç bir şey işte buydu acıtan, neydi benim adamımı benden uzaklaştıran.
Nefes alışverişlerim hızlanırken boğulduğum ortamdan dışarı attım kendimi. Ya beni gökyüzü dinlerdi şimdi ya da o. Tek ihtimal göklerdeydi şimdi.
Elimde telefonum ve sigaram.
Yıldızların parıltısından bile aydınlanamıyordu bu yüreğim. Kendi kendime telkinler vererek içimi rahatlatmanın zamanıydı. Oturup onu düşündüm, bir sigara yaktım telefonumdan en sevdiğim şarkıyı açıp kaybolmaya çalıştım. Farkına varmam uzun sürdü ama aradığım Onurdu ve ben ne yapmam gerektiğini bile bilmiyordum. Bir terketmenin böyle olduğunu, sahi neydi bu neydi.
Bir rüya bu kadar mı kötü olurdu.
Ama rüya değildi hala kendimi avutamıyordum. Ona kızamıyorum çünkü o beni bırakmadı. Biliyorum.
Kendi durumumu düşünmekten Onura bir şey gelmiş olma ihtimalini düşünemedim. İçim ürperdi midem kasılarak kusma isteğiyle yanıp tutuştum gözlerim son deminde akıttı bir kaç damla acı yaşı. Yüreğim birini kaybetmemeyi ilk defa bu kadar çok istiyordu.
"Gitme! "
Avaz avaz bağırdım ellerimi yıldızlara dokundurdum. Yüzlerce kez tekrarladım.
" Gitme! "
Serin hava tenime değerken bir el tuttu omzumu. O an içim ısındı.
Boynuna atlayıp hırçınca sarılmam saliseleri almadı bile.
" neredeydin" çaresiz ses tonum gücendirmişti beni. Gitmemişti işte sarılıyordu bana. Bir eliyle nazikçe saçımı okşuyordu, nefesi kulaklarımdaydı şimdi.
"Ben... Açıklama yapacak bir durumda değilim, nasıl sana anlatacağımdan emin değilim"
"sorun ne Onur! Sorun ne!" ondan uzaklaşarak eski yerime oturdum. Bu kadar taviz yeter de artardı.
Artık sinirlenmiştim bu gidip gelme meselesinden çıkmıştı. Sigaramı yaktım ve art art içime doldurdum dumanı. Yanıma oturmuş Onur'u farketmemem bile o anki sinirimi açıklayabilirdi.
"senin tanıdığın gibi biri değilim, daha doğrusu bir çok kişiyim.
Şimdi ondan klişe ayrılık sözlerini dinlemek dünyada isteyeceğim son şeydi. Olmamıştı ilk ve son aşkım. bu günden sonra onu görmeyeceğime ant içtim.
Paketimden bir sigara çıkararak uzattım. "al iç şunu, kolaylık sağlar" boş bakışlarla bakarken direttim. " al iç dedim sana" sigarayı alarak amatörce ağzına yerleştirdi. Çakmakla yakarak içine çekmesini söyledim. Neredeyse yirmi dört yaşındaydı bu zamana kadar bir kaç defa içmiş olması gerekirdi. Böyle bir devirde yaşıyorduk artık. Yasak olan zararlı olan şeyleri bir kez de olsa tadıyorduk bizi cezbeden yasaklar günahlar. Aşkta bunların içindeydi. Bunlarsız insanları bulmak zordu. Safını temizini. Hafifçe öksürüğünü saklamaya çalışarak boğukça konuştu.
"bana güveniyor musun Nida"
"şu zamana kadar evet tek güvendiğim sendin" kaşlarımı kaldırıp alaycı bakışlarımı attım ona.
Kafasını sallayarak devam etti. "Şimdi sadece bana güvenemelisin. Bana güven Nida!" Emirden çok yalvarış gibiydi sözleri nedense içime dokundu. Gözlerimi ona sabitleyerek "niye sana güvenmeliyim Onur "
" seni seviyorum her şeye rağmen bilmediğin o kadar çok şey var ki! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Sigaram
AcakYaşamaktan zevk almayan bir genç kız. Asabi, suratsız, kaba, umursamaz kötü bir karakter. Ve en önemlisi " büyük konuşuyor. " Başına geliceklerden haberi olsa konuşur mu dersiniz ? - Hayır. " KÖTÜYÜM AMA FAHİŞE DEĞİLİM "