Tesadüflere inanır mısın ?

193 17 0
                                    

Tesadüflere inanır mısın ?

Düşünmemek için koştuğum ama en sonunda yorularak pes ettiğim sırada iç sesim ilk hamlesini yaparak bana o soruyu gönderdi. Tesadüflere inanmam. İnanırım. İnanmam. İnanırım. İnanamam.

Hala hızlı nefes alışverişlerimi durduramamışken, bedenimi saran soğuk ter aksine beni yakıyor kül ediyordu, saçlarım gözlerimin önünde kalkan olmuş etrafı görmemi engelliyordu, ayaklarım bitkin düşmüş kendi ağırlığımı taşıyamıyacak durumdalardı.

Kelimeler anlam kazanmak için can atıyorladı.

Kendimi zabdetmeye çalışıyorken iç sesim yırtık dondan çıkar gibi ikinci hamlesiyle yine beynimi dondurdu.
Niye büyütüyorsun sadece ses tonunu beğendiğin parantez içinde sancaktan sonra aşık olabileceğin ikinci ses tonu kötü kadın kahkası patlatarak susturdu beni sanki aşk nedir biliyorsunda.

Kendi kendimin bile bana düşman olduğunu bildiğimde iyi oldu.

Aşk, herkese göre farklı bir kavram değilmidir bence öyledir. Uçkur düşkünü bir puşta sorsan aşkı ne diyeceği bellidir, liseli bir ergene sorsan çicek böcek, her tipini beğendiği kişiye aşık oldum diyene sorsan daha farklı bişey duyarsın. Benim tabirimle bana iyi gelen herşey Aşk tır.
Şimdi bana iyi gelen herşey dedimde yani o motorcu çocuğun sesi bana iyi gelmiyor yani bildiğiniz gibi kafa yapıyor yanlış anlaşılma olmasın. İç sesime cevabımı gönderirken ikna etmeye çalıştığım cümlelerimi tekrarlıyordum. Belkide kendimi kandırmayı iyi beceriyorumdur.

Ayakta duramayacak hale geldiğimden yol kenarında olan bir banka kendimi fırlattım, dizlerimi yukarı çekerek banka ayaklarımı koydum. Dizlerimle başımı sıkıştırarak baş ağrımı dizginlemeye çalışıyordum. Birazda olsa düşüncelerimden sıyrılmıştım, şimdi sıra saniyede milyon kere atan kalbimi sakinleştirmekteydi.

" İyi misin ? "

Delirdiğimin kanaatına varıp ellerimin arasındaki başımı olabildiğince sıktım, bir elimi serbest bırakıp hayal ürünü olarak duyduğum sesi bilinç altımdan def etmek için kafama bi yumruk salladım. Nasıl bir mantıkla şu sesi taktıysam hep sesini duyar olmuştum. Saçlarımın görüş alanımı kapatmasına izin verdim. Havada asılı kalan ellerimi sıkırak kafama darbeler halinde sıkıca vurmaya başladım.

Gözlerim o yabancı gözlerle buluşunca hayattan soyutlanmış bir şekilde kalakaldım. O kadar yakınımda durması beni tedirgin etmişti, havanın karanlığı bile göz rengini seçmeme engel değildi. Ama ben ne yaptım bedenime ruhuma engel olamadım ve dibimde duran o kafaya kafa attım. Şuanki yaşadığım kafayı uyuşturucu bağımlılarının bile yaşayabileceğini sanmıyorum. Attığım bilinçsiz kafa bana alnımı avuşturmam için elimi kaldırmama neden oldu ve sertçe alnımı avuşturdum. Saçlarım onu görmeme engeldi ve buna minnet duydum. Napıcaktım şimdi ben. Adamın hem motorunu çiz hemde kafa at. Olacak iş değil, ama oldu oda benim dibimde durmasaymış ağzıma düşecekti.

Oturduğum bankta bir haraketlilik hissettim. Şimdi o ses tonu benim yanımdamıydı biraz kıpırdansam ona temas edicekmişim gibi bi his bedenimi sardı. Ben kendimi toparlamalıydım ve şuan ne olucaksa bir an önce olmalıydı yoksa ben şuracıkta şoka girip ölebilirim, karakolluk olayım motorunu boyatayım yada en güzel fikir arkama bakmadan koşarak dünyayı terkediyim. Son fikirim bana gayet mantıklı geldi, ayaklanıp kendimi toparlamadan hızlıca koşmaya başladım.

" Nida ? "

İçimdeki kusma isteğini bastırarak son anda fren yapan kamyon gibi duraksadım.

Eski türk filmlerinden fırlama bi sahneyi yaşarcasına yavaşça arkamı döndüm. Benim çekindiğim neydi, kendime yediremediğim duyguları yaşamaktan korkuyordum belkide.

Son SigaramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin