Merhaba! Yeni bir bölümle buradayım. Araya Lizzie ve Niall da sıkıştırdım, mutluyum. Ne fark ettim biliyor musunuz? Bu hikayem yorum almıyor. Lütfen, lütfen fikirlerinizi belirtin. Benim için ne ifade ettiklerini bilemezsiniz.
Bunu söylemekten sıkıldım ama lütfen Kokunda Ölüm Saklı'ya bir göz atın. Desteğe ihtiyacım var.
İyi okumalar!
Nefret.
Şimdi herkesin dilinde dolanan "Nefret ediyorum." cümlesinden o kadar iğreniyordum ki, elimde olsa nefret kelimesini sözlükten silerdim. Bu kadar kolay bir şey miydi? Birisine karşı negatif duygular besleyip buna nefret adını vermek?
Gerçekten anlamıyordum. Sevdiğiniz bir ünlünün sevgilisi olduğunda direk nefret mi ediyordunuz? Hiç tanımadığınız, nasıl biri olduğunu bilmediğiniz birinden, sırf sevdiğiniz ünlü ile çıkıyor diye nefret etmek ne kadar doğruydu?
Fotoğraflarımızın gazetelerde boy boy yayınlandığı günden beri tüm medya bizimle çalkalanıyordu. Üstelik hem biz, hem de Liz ve Niall aynı anda olunca baya olay yaratmıştı. Lizzie zaten sevilen bir ünlüydü, neredeyse hiç antisi yoktu ve herkes Niall'ın yıllar sonra bir sevgilisi olmasına delicesine sevinmiş, tebrik tagları açmıştı.
Ancak benim için durum maalesef öyle değildi. Larry Shipper denen kesim tarafından aldığım tweetler o kadar iğrenç, o kadar can yakıcıydı ki... İki günden beri mesajların, tweet'lerin, tagların ve hakaretlerin arkası kesilmiyordu. Görmemeye çalışıyordum, Harry'nin bana tembihlediği buydu ancak yine de can yakıcıydı.
''Jane'e küfür etmeyi bırakın.'' cümlesiyle başlayan bir tweet gördüğümde, olumlu bir yorum var diye sevinmiştim ancak devamını okuduğumda neredeyse telefonu parçalayacaktım. ''Bu Modest'in işi, kızın suçu yok. Harry ve Louis'nin birbirine aşık olduğunu biliyoruz, yakında biter.''
Şimdiyse öylece yatağımda uzanmış, göz yaşlarımın yastığı ıslatmasına izin veriyordum. Ben çok duygusal bir kızdım ve bu her zaman, her şey için böyleydi. Lizzie ile en ufak, tüm arkadaşların arasında olan basit tartışmalarımızda bile kaybetme korkusuyla ağlamaya başlardım, ailemden uzak büyümem beni böyle yapmıştı belki de. Ve tüm bu yazılanlar benim için çok ağırdı.
Harry ile çıkmıyorduk. Evet, dans etmiş, üç defa öpüşmüş, birbirimize hoşlandığımızı söylemiştik ama ilişkimize bir ad koymamıştık. Buna gerek yoktu, sonuçta ikimiz de birbirimizin hayatındaki yerinin farkındaydık. Yine de o benim böylesine yakınlaştığım ilk erkekti, ilk sevdiğimdi. İnsanın ilk sevdiği ünlü olunca maalesef ki gelen yorumlardan ötürü korkuyordu aşktan.
Odamın kapısı çaldığında kendimi toparladım ve hızla göz yaşlarımı silerek ''Gir.'' dedim. Lizzie dışında kimseyi beklemediğimden ötürü saçıma başıma çeki düzen vermemiş, uyandığımdan beri üzerimde olan pijamalarımla yatağımdan kalkmamıştım. Ancak içeri giren Harry'i görmemle bunları yapmadığım için, ağladığımdan ötürü olan kıpkırmızı gözlerimi yıkamadığım için kendimden nefret ederek hızla yatakta doğruldum.
''Aman Tanrım. Neden ağladın?''
Hızlı adımlarla bana doğru gelirken ayağa kalkmıştım. Yüzümü elleri arasına aldığında ağlama isteğim daha çok artmıştı.
''Hala gözlerin sulu. Anlatmak ister misin?''
Ona ne diyecektim? Hayranların kaba yorumlarla kalbimi kırıyor mu? Büyük ihtimal aptal bir şeye ağladığımı düşünürdü çünkü bunu yaşayan onlarca kadın vardı. Ünlü sevgilisi yüzünden hakaret alan onlarca kadın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soul Mates / HS
Fanfiction''Seni tanıdıkça, ruh ikizim olduğunu gördüm.'' Tüm hakları @LaughForStyles in kalbinde saklıdır. Seni seviyorum Harry'nin ruh ikizi! 15.12.2015