Soul Mates / HS

23 º Red

Çok gecikti, güzel olmadı, biliyorum. Artık okuyasınız bile gelmiyor, biliyorum. Ben de artık yazmaya olan büyük aşkımı kaybettim sanırım. Bir sonraki bölüm final olabilir. Diğer Harry hikayem Same Old Love'a bakarsanız da sevinirim.

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar!

Özlemiştim.

Harry'i deliler gibi özlemiştim. Ona sarılmayı, kokusunu içine çekmeyi, dudağımın kenarından öpmesini, gülüşünü, gamzesinden öpmeyi... Onu her şeyiyle özlemiştim. Artık onu dinlemem gerektiğini hissedebiliyordum, düşünecek hiçbir şeyim kalmamıştı. Tuhaf bir şekilde ona, yakınlığına muhtaçtım. Geçerli bir açıklaması olduğuna, ortada yanlış bir şeyler döndüğüne adım kadar emindim aslında. Şu zamana kadar onu dinlemememin sebebi neydi peki?

Kendall ile çok sık aynı ortamlarda bulunuyorlardı ve mutlaka bir sorun ortaya çıkıyordu. Ondan olabildiğince uzak durmasını istiyordum. Peki Harry'nin masumluğundan nasıl bu kadar emindim? Ona böylesine güvenmemi sağlayan şey neydi?

Yoksa bu güven değil de, kendini kandırmak mıydı?

Şu zamana kadar onun için onlarca şarkı yazmıştım ve birini kaydetmiştim. İki saat sonra ilk single'ım olarak yayınlayacaktım, akustik bir klip gibi bir şey çekmiştim. Şarkısının ismi Red'di, tamamen kalbimdeki hisleri dökmüştüm kağıda. Kendi kendime birazını mırıldandım.

Losing him was blue like I'd never known
Onu kaybetmek tıpkı mavi gibiydi, hiç bilmediğim

Missing him was dark grey all alone
Onu özlemek koyu gri, yapayalnız

Forgetting him was like trying to know somebody you've never met
Onu unutmak önceden hiç tanımadığın birini bilmeye çalışmak gibi

But loving him was red
Ama onu sevmek kırmızı  

Anlayacak mıydı, kalbimdeki kırığı hissedecek miydi? Her ne için olursa olsun o öpüşme resminin içimdeki her şeyi yerle bir ettiğini görebilecek miydi?

Hiçbir fikrim yoktu, bir iç çekerken yatağımda döndüm ve günlerdir kapalı telefonumu açtım. Saniyeler sonra mesaj sesleri odayı doldurmuştu. Hızla telefonu sessize aldıktan sonra mesajlara baktım. Harry beni yüzden fazla aramış, birçok mesaj atmıştı. Onun dışında birkaç kere annem, birkaç tane de bilinmeyen numara aramıştı. Bir iç çekerek hepsini es geçtim ve Harry'nin en son mesajlarına baktım.

Harry : Seni o kadar çok özledim ki

Harry : Jane, sensiz yapamıyorum. Tek istediğim beni bir kere dinlemen. Lizzie henüz hazır olmadığını söyledi ama geçen her saniye beni öldürüyor.

Harry : Medyaya gerekli açıklamayı yaptım, aldatılan kadın olarak tanındığını falan düşünme. Seni aldatmadım, yemin ederim. Seni bu kadar seviyorken sana bunu nasıl yapabilirim ki?

Harry : Beni dinleyeceğin günü sabırsızlıkla bekliyorum

Son mesajı buydu, dün atılmıştı. Üst taraflarda kalan yüz küsür mesajı okumaya geçmeden önce tereddüt etmeden parmaklarımı klavyede gezdirdim.

Jane : Seni dinlemek istiyorum.

Birkaç mesajı daha dolu gözlerle okurken, onu ne kadar sevdiğimi ve yokluğunun kalbimde açtığı boşluğu tamamen hissetmiştim. Mesajlardan çıkarak bir süre öylece telefonuma bakarken cevap gelmesini bekledim, iki dakikanın sonunda gelmeyince ölü sosyal medya hesaplarımda vakit geçirmeye karar vermiştim.