* Her başlangıçta yeni bir son hazırlayanların anısına...
"Hastahane"
Usulca baktı etrafına. Nerede olduğu konusunda pek bir fikri yoktu. Aslında kim olduğunu bildiğini de söylemek saçma olurdu. Çünkü o uzun zaman önce bırakmıştı kendisi olmayı. Elini yavaşça aynada ki yansımasında gezdirdi. Bir ayda bu kadar yaşlanmış olması hayatın ona yaptığı en büyük haksızlıktı belkide. Acaba? diye düşündü. Acaba o gün o otobüse binmemiş olsa şu an tam olarak nerede olacaktı. Sonra hızla başını sallayarak bu fikri uzaklaştırdı hemen aklından. Çünkü o herşeye değerdi... Evet bu hastalıklı düşünce esir almıştı beynini.
Bu gün onunla tanışalı tam altı ay olmuştu. Yüzüne yayılan gülümsemede acının tadı vardı. Yanağından süzülen yaşlarda bu fikre destek çıkmak istercesine sıklığını arttırmıştı. Bir anda gelen adım sesleriyle irkildi. Yüksek ihtimal gelen hemşireydi ve yine ilaçlarını içmesi konusunda bir şeyler geveleyecekti. Fakat Esila bu konuda fazlasıyla inatçıydı. Asla o ilaçlara muhtaç hissetmeyecekti kendini. Bunun yerine ölüm daha iyi bir seçenekti onun için. Açılan kapıdan giren hemşireyle gözlerini devirdi genç kız. Arkası dönüktü fakat aynadan görüyordu kızıl saçlı kadını.
-" İlaçlarını içmen gerek Esila."
diye geveledi kadın bıkkınlıkla. Acaba ne zaman pes edecekti? İçmeyecekti işte. Burada kaldığı süre boyunca hala anlayamamış mıydı bunu?
Aradan geçen on beş dakikanın ardından kapıyı çarparak çıktı hemşire. Buraya akıllı giren deli çıkardı. Hastahanede kaldığı süreç içinde kesinlikle anladığı en önemli şeylerden biride buydu. Genç kız hemşirenin bu sefer çok çabuk pes etmiş olmasına sevinerek tekrar aynanın önündeki sandalyesine oturdu. Zamanının pek çoğunu burada geçiriyordu. O anı düşündü tekrar. Yüzünde bir gülümseme belirdi. Özlemişti. Bunu iliklerine dek hissedebiliyordu. Affedemiyordu belki ama bu hala seviyor olmasına asla engel değildi. Olmamalıydı... Son kez baktı aynaya çarpan yansımasına. Acıyla buruşturdu yüzünü. Çok şey almıştı ondan, vermediklerinin aksine. Yavaşça kalktı oturduğu sandalyeden. Yatağına uzanıp gözlerini tavana dikti. Kabus görmekten korkuyordu. Bu yüzden uyumak ona işkence gibi geliyordu. Düşüncelerine daha fazla direnemeden kendisine ihanet etti göz kapakları. Karanlıkla bütünleşmesi çok uzun sürmemişti.
#####
Beyaz elbisesiyle bir meleği andıran kızın çarpık gülümsemesine tezat bir şekilde pembeleşmiş yanaklarına düşen yaşlar kim bilir kaçıncı maziyi hatırlayışının eseriydi. Kaç gecenin gelişiydi onun gidişinin üzerinden? Bilmiyordu. O uzun zamandır ismi bile dahil olmak üzere hiç bir şey bilmiyordu. Ona çok yaklaşmıştı hissediyordu. Hatta tek hissettiği şey buydu belki de kim bilir.
#####
Gecenin ıssızlığında yastığa dökülmüş en az gece kadar kara saçlarının aksine bembeyaz teniyle düzenli nefes alış verişleri duyuluyordu odada genç kızın. Rüyasında onu gördüğünü belli edebilecek kadar kıvrılmış kiraz rengi dudakları yüzüne huzurlu bir uykuda olduğu izlenimi veriyordu. İçinde o olduktan sonra huzur rüyalarının baş kenti oluyordu zaten. Fakat acı gerçekler rüyasında da rahat bırakmamıştı masum kızı. Nefes alış verişleri hızlanmış, alnından terler akmaya başlamıştı. Huzursuz olduğunu belli eden mırıltılar döküldü dudaklarından. Zavallı küçük kızın acı cektiği öyle belliydi ki. Ufacık elleri beyaz örtüyü avcuna almış sıkıyor simsiyah saçları yağmurda kalmışçasına ıslanıyordu. Bir çığlık döküldü dudaklarından. Kapının açılmasıyla birlikte elleri ve gerilen kasları gevşemişti. Sonunda kendini karanlığa bıraktı.
-" Nesi var?"
Telaşla sordu hasta bakıcı. Yatakta tir tir titreyen kıza dolu dolu gözlerle bakarak. Bu kızı hiç konuşmuyor olmasına rağmen çok sevmiş, ölen kızının yerine koymuştu. Ne derdi vardı kim bilir yavrucağın.
-" Bir tip sinir krizi. Ama bu sefer çok daha ağır. Bir sakinleştirici iğne yapalım."
Hızla başını salladı toplu kadın. Doktorunda telaşındanda anlaşılacağı üzere durum pek iyi değildi. Zaten onun gidişinin ardından iyi olmak ne demek unutmuştu genç kız. Az kalmıştı. Sona yaklaşıyordu. Bu sonun bir başlangıcı yoktu. İşte onu asıl korkutanda buydu ya zaten...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NARALARIN YANSIMASI
ChickLitUsulca baktı etrafına. İri gözlerinden damlayan yaşlara aldırmadı. Aynaya sabitlendi bakışları. Uzun siyah saçları, gece kadar karanlık gözleri, solgun tenine inat parlıyordu yine. Elini aynada gezdirdi bir süre. "- Hikayenin sonunu merak ediyorum."...