* Sonsuz gibi gelen günler ve bitmek bilmeyen bir oyun. Ne kazananı nede kaybedeni olmayan, oyuncuları hayatın seçtiği, yönetenin ise ölü bir beden olduğu sessiz bir çırpınış oyunu...
"Hastahane"
Yaşadıklarını anlatıyor, anlattıkça yaşıyordu. Sanki bu sabah o sabaha uyanmıştı tekrar. Efenin onu sevdiği o sabaha. Yüzünde bir gülümseme oluştu. Sonra dünü düşündü. Bunları doktora anlatırken onun gülen yüzüne karşı Sarpın öfkeli bakışlarını. Bu ayrıntıyla derin bir nefes aldı. Sadece fazla kuruyordu. Gözü saate kaydı. Aldığı ilaçların yan etkisimiydi bilmiyordu fakat her sabah tam sekizde uyanıyordu. Yavaşça yorganı itti üzerinden. Karnı acıkmıştı. Hastaneye yattığından beridir neredeyse on kilo vermişti. Önceden de çok kilolu olmayan bedeni iyiden iyiye çökmüştü böylece. Bu ilaçlar bünyeden bünyeye değişiklikler gösteriyordu. Kimisi çok kilo alırken kimisi zayıflıyordu. Tıpkı kendisi gibi. Beyaz geceliğini üstünden çıkartıp banyoya geçti. Sıcak suyu açıp altına girdi. Bedeni gevşerken açlığı daha da baş göstermeye başlamıştı. Suyu kapatıp havluyu bedenine sardı. Saçlarından damlayan suları umursamadı. Aynanın önüne oturarak kendini izlemeye başladı. Sıkıntı ile verdi nefesini. Bu duruma gelene kadar aklı neredeydi acaba. Dolaptan siyah bir tayt ve beyaz, bol V yaka bir tişört çıkartarak üstüne geçirdi. Beyaz spor ayakkabılarını da giyidiğinde kapısı çaldı. Giderek kapıyı açınca karşısında dünün aksine gülümseyen bir adet Sarp vardı.
-" Günaydın..."
dedi sorar gibi genç kız. Kaşlarını çatmamak için üstün bir uğraş göstermesi gerekmişti.
-" Günaydın."
Bozuntuya vermeden devam etti Sarp. Mesleğinin getirdiği bir mecburiyet olsa gerek fazlaca sabırlı bir yapısı vardı.
-" Kahvaltıya iniyordum. Senide almaya geldim."
Yavaşça başını salladı kız ifadesiz yüzüyle.
-" Ama önce saçlarını kurutmamız gerekiyor sanırım."
Esila anlamazca genç doktora bakarken Sarp içeriye girerek banyoya yöneldi. Fön makinesini alarak geri geldi.
-" Buna gerek olduğunu düşünmüyorum."
dedi geç kız. Kaşlarının çatılmasına engel olamamıştı bu sefer. Sarp Esilayı eliyle yönlendirerek sandalyeye oturttu ve saçlarını taramaya başladı. Tarama işlemi bitince ise kurutmaya.
-" Bedenin çok çökmüş Esila ve bünyen fazlasıyla zayıf şu an. Çok çabuk hasta olabilirsin ve bu durum buradan çıkmana hiç yardımcı olmaz sanırım."
Haklıydı. Buradan çıkmak istiyorsa eğer bedenen de kendisini toplarlaması gerekiyordu.
-" Teşekkürler."
diye mırıldandı yarım ağız. Arkadaş istemiyordu. O yüzden Sarpın bu ilgisi onu rahatsız ediyordu. Kaşları çatıldı kendisine. Ne ara egoları ile savaşan bir kız haline gelmişti? Bu çocuğun tek derdi bu sene iyi bir doktor olabilmekti. O yüzden ona yaklaşmaya, yakından tanımaya çalışıyordu. "Tezi için..." dedi Esila içinden ve kendisini bir nebze olsun rahatlatmayı başardı. Düşüncelerinden sıyrılarak bakışlarını aynadaki yansımasına çevirdi. O an kendisini izleyen Sarpla göz göze gelmeyi beklemiyordu. Gerildiğini hissetti. Aynı anda Sarpta gerilmişti. Bir anda fönü fişten çekerek ifadesiz bir tonda konuştu.
-" Tamam işte bu kadar. Seni aşağıda bekliyor olacağım."
Belli belirsiz başını sallayarak kafası karışmış bir şekilde Sarpın arkasından baktı. Anlamaya çalışmadı. Tek istediği bu yerden bir an önce kurtulabilmekti. Derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Üzerine siyah uzun bir hırka giyindi ve kahvaltı için aşağıya indi. Sarpı görünce ister istemez ayakları o tarafa doğru yöneldi. Ayakta durmuş kendisini bekliyordu. Tepsisini alarak kahvaltı için bir şeyler koyup masaya geçtiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NARALARIN YANSIMASI
Literatura FemininaUsulca baktı etrafına. İri gözlerinden damlayan yaşlara aldırmadı. Aynaya sabitlendi bakışları. Uzun siyah saçları, gece kadar karanlık gözleri, solgun tenine inat parlıyordu yine. Elini aynada gezdirdi bir süre. "- Hikayenin sonunu merak ediyorum."...