* Oynadığı her oyunu saklambaç kadar masum sananların öyküsü...
"Hastahane"
Uyandığında boynuna saplanan acıyla yüzünü buruşturdu. Koluna serum bağlanmıştı. Artık taşıyamayacağı bu yük ona ağır gelmeye başlamıştı. Belli ki yine sinir krizi geçirmişti. Ne zaman kriz geçirse kolunda iğneyle uyanıyordu ve kasları sızlıyordu. Gerçi kalbinin acısının yanında hiç bir şeydi bu acı. Canı yanıyordu. İki damla yaş aktı gözünden. Kapı çaldı, ardından doktoru ve yardımcısı içeriye girdi. Tam bir aydır bu akıl hastanesinde tedavi görüyor kardeşine ise teyzesi annelik ediyordu. Teyzesine güveniyordu fakat kardeşini hem çok özlüyor hemde ona artık kendisi bakmak istiyordu. Belkide çoktan iyileşmenin zamanı gelmişti bile. Bir şeyler yolunda gitmeliydi.
-" Bu krizin çok ağırdı Esila. Konuşmuyor ve ilaçlarını almıyorsun. Bana seni bu hale getiren şeyin ne olduğunu anlat. Bu şekilde sana yardımcı olamıyorum."
Nazik ve huzur veren sesiyle konuşmasına karşın kız usulca başını salladı. Doktor her ne kadar şaşırsada heyecanını bastırmaya çalıştı. Uzun zamandır bu kızla uğraşıyordu ve günler sonra Esilanın dudaklarından kelimeler nihayet intihar etti.
-" O gün onun peşinden ben gittim... Oyunu ben başlattım."
"Geçmiş"
Otobüsün durmasıyla son durağa geldiğimizi farkettim. Elimdeki boşlukla defteri alıp gittiğini anladım. Kadıköydeydik. Bu yabancı kimdi yada neden bana bunları anlattı bilmiyordum fakat üzerimde büyük bir etki sağladığı aşikardı. İçimdeki heyecana anlam veremeden otobüsten inip etrafıma bakındım. Sahile doğru yürüyordu. Yavaşça peşinden ilerledim. Ne halt yiyordum ben böyle? Biraz daha yürüyüp etrafıma bakındıktan sonra bir kayalığa oturmuş boş gözlerle denize baktığını gördüm. Sahil hafta içi olduğu için pek kalabalık değildi fakat yinede tek tük insanlar vardı. Usulca gidip yanına oturdum. Başını santim oynatmadı.
-" Neden geldin?"
-" Hikayenin sonunu merak ediyorum."
Arsızca gülümsedi.
-" Hikayenin sonunda adam ölüyor."
Esen rüzgarla iliklerime kadar buz tuttum.
" Hikayenin sonunda adam ölüyor... "
"Hastahane"
-" Peki sonra ne oldu? İkinci mektubu okudunuzmu?"
-" Dinlenmek istiyorum."
İlk defa bunları sesli bir şekilde anlatıyordu genç kız. Yorulmuştu. Kafasını toparlamaya ihtiyacı vardı. Doktor bozulsada belli etmemeye çalıştı ve anlayışla başını sallayarak çıktı odadan. Fındık Hanımda çıkmak için yeltendiğinde kız elini tuttu kadının. Gitmesini istemiyordu. Bu gece çok karanlıktı ve o karanlıktan korkuyordu.
"Geçmiş"
Sıkıntıyla nefesini üfleyip defteri açtı ve ilk zarfın olduğu boşluğu doldurmaya başladı. Rahat olması için ona değilde denize bakmayı tercih ettim. Hava çok güzeldi. Denizin sesi kulağımı doldururken üstümdeki monta rağmen üşüyordum. Bir süre sonra sayfa çevirme sesiyle ona doğru döndüm. Yorgun görünüyordu. Bir an sevgilisinin amacını düşündüm. Bir insan neden böyle bir şey yapmaya gerek duyardı ki? Bu şekilde onu daha çok üzüyor, daha fazla zarar veriyordu. Kim bilir belki de sadece kendisini unutmasını istemediği için böyle bir yola başvurmuştu. Bir an kendimi onun yerine koydum. Kanserim ve kısa bir süre zamanım var... Yapacağım tek şey kendimi ondan soğutmak olurdu sanırım. Mesela onu aldattığıma inandırabilirdim. Çünkü ayrılık kolaydır. Nefes aldığını bildiğin insandan daha kolay koparsın fakat ölüm için aynı şey geçerli değildir. Bir daha sarılma ihtimalin olmayan bir insanı unutamazsın.
Yavaşça açtı zarfı. Mektubu çıkarttı ve okumaya başladı. Bu olayın onun için ne kadar zor olduğunu düşündüm. Bir anda beni bulan gözleriyle ürperdiğimi hissettim. Sadist gülümsemesinin ardında bile acılarıyla boğuşan adama baktım. Mektubu bana uzatırken eklemeyide ihmal etmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NARALARIN YANSIMASI
ChickLitUsulca baktı etrafına. İri gözlerinden damlayan yaşlara aldırmadı. Aynaya sabitlendi bakışları. Uzun siyah saçları, gece kadar karanlık gözleri, solgun tenine inat parlıyordu yine. Elini aynada gezdirdi bir süre. "- Hikayenin sonunu merak ediyorum."...