Kapının çalmasıyla uykumdan uyandım. Yataktan doğruldum uykulu bir halde gözlerimi açmaya çalışıyordum. Zeynep'in sesini duydun gözlerimi açtığım da kapının önünde durmuş bana bakıyordu.
"Sabahın bu saatinde kimi çağırdın." saate baktığım da 9'a geliyordu.
"Saçmalama ben kimi çağırcam belki annen gelmiştir." Gözleri kocaman olmuştu. Anlaşılan annesini baya özlemişti. Zeynep ne kadar sert yapıda bir kız olur sa olsun annesine belki benim anneme düşkün olduğumdan daha düşkündü. Koşarak kapıya gitti. Gitmesiyle bağırma seslerini işitmem bir oldu. Hemen yanına koştum.
"Senin burada ne işin var hastanede ezdiğin yetmedi biraz da buradamı ezmeye geldin bizi hım."
"Kapının önündekini görünce şaşırmıştım."
"Filiz abla senin burada ne işin var."
"Ben de onu diyorum ne işi var burada." sinirle bana döndü Zeynep.
"Yeter artık Zeynep sus." Yersiz bir sinire girmişti sanki hamile o arkadaş ya. Gözlerimi üzerine dikerek ve kızdığımı belli ederek söylemiştim.
"Abla içeri gelsene kapıda bekleme." Zeynep'e dönerek "Hadi canım çay koyda birlikte kahvaltı yapalım." dedim biraz imalı bir ses tonuyla.
"Tekrar hoş geldin abla, Zeynep'in kusuruna bakma olur mu? O sadece beni koruyor kendince. "
"Yoo haklı da, ben hastanede öyle demek istememiştim... Yani sana her konuda yardım edeceğimi söylediğim için... Gerçekten kötü bir niyetle söylemedim." ağlamaklı bir ses tonuyla söylemişti. Yanına yaklaştım iyice,
"Hayır abla ben seni biliyorum. Nasıl bir insan olduğunu neden öyle söylediğini, yardım etmek adına söylediğini biiyorum. Böyle çekinmene gerek yok, Lütfen."
Salon kapısının orada Zeynep bekliyordu. Sağ kaşı havada bizi izliyordu. Ve biliyorum ki Zeynep düşünceli bir şekilde sağ kaşı havadaysa durum iyiye gidiyordur. Benim ona baktığımı görünce kendini toparlayıp, hiç istifini bozmadan
"Kahvaltı hazır hadi yemek
yiyelim acıktım ben" dedi.
"Tamam hadi ozaman. Hadi abla niye bekliyorsun."hala Zeynep 'den çekiniyordu. O sıra da Zeynep konuştu.
"Hadi Filiz abla çayları koydum soğumasın."dedi tebessüm eder bir şekilde.
Çok şaşırdı Filiz abla, gerçi bende kısa çaplı bir şok geçirdim.
Zeynep bir bana bir Filiz ablaya baktı.
"Ne bakıyorsunuz uzaylımı var karşınız da. Gelimiyorsanız ben gidiyorum." arkasını dönüp gitti. Ben Filiz ablaya baka kaldım. Aynı anda bir gülüşle mutfağa doğru gittik.
Zeynep çoktan yemeğe başlamıştı bile. Karşısına ben yanıma da Filiz abla oturdu.
Sıcak çayımdan bir yudum aldım. Ohhh be varmıy dı bir yudum sıcak çay gibisi.
"Filiz abla burayı nasıl buldun."
"Hastaneden aldım adresini, telefonla konuşmak istemedim."
"Hayırdır abla kötü bir durum yoktur umarım."
Ellerim ister istemez karnıma doğru gitti. Gözlerim dolmuştu.
"Hayır, canım kötü bir durum yok endişelenme." dedi. Ellerini ellerimin üzerine koyarak. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı. Bir şey yok demişti ama yine de korkuyordum. Neden bilmiyorum ama içim acıyordu.
Gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Sana iş buldum." o arada bir gözüde Zeynep'deydi.
"Nasıl yani abla bildiğimiz iş mi gerçekten."
Bir anda içim deki korku yerini sevince bıraktı. Sonun da nihayet. Zeynep'de çayını püskürtmekten son anda yırtmıştı.
"Evet canım bildiğimiz iş. "
"Nerede peki abla, ne iş yapıcam. Hemen anlat olur mu! "
"Kocamın şirketin de, ama hemen bir şey demeyin."
"Nasıl demeyelim. İyi ki acımıyorsun bize. Bu ne şimdi. İki dakika iyi davranıyım diyorum pişman ediyorsunuz adamı." dedi Zeynep öfkeyle ve bağırarak.
Bense... Bilmiyorum hayal kırıklığımı yoksa ezilme duygusumu bilemiyorum. Ama içimde bir duygu baştan aşağı süzüyordu beni.
Derin of la konusmaya başladım." Filiz abla bunu istemiyorum. Hakkımla alabileceğim bir iş istiyorum. Sanırım demek istediğimi anlamışsındır abla." Ses tonum olağandan kısık çıkmıştı.
"Lütfen bir dinlermisiniz. Evet işi ben ayarladım ama alınıp alınmamak senin elide hiç bir şekilde torpil yada ona benzer bir şey olmayacak." Tek solukta söyleyi vermişti Filiz abla
Hem ben hem Zeynep öylece baka kalmıştık. Bir süre bize baktıktan sonra konuşmaya devam etti.
"Yani diğer türlü kabul etmeyeceğinizi zaten biliyordum. O yüzden... O yüzden bu şekilde yardım etmek istedim."
Filiz abla hadi artık yeter kabul edin şunu diyen gözlerle bir bana bir Zeynep'e bakıyordu.
Zeynep ile biraz bakışmamızın ardından oda onaylayınca bende kabul ettim.
"Tamam Filiz abla, görüşmeye ne zaman gidicem peki." dedim. Gülen gözlerle bana bakan ablama. Gülümseyerek...
"Yarın gelebilirsin. " Neşeli bir şekilde şekersiz çayını yudumladı...
Artık bir derdim kalmamıştı. Nihayet her şey yavaş yavaş yoluna girmeye başlıyordu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ESARET BEDEL(Wattpad/Sing of Hobe)
Roman pour AdolescentsYANGINDA AİLESİNİ KAYBEDEN GENÇ BİR KIZ... HAYATINI DÜZELTMEYE ÇALIŞIRKEN BAŞINA GELENLER... KALDIRAMAYACAĞI KADAR YÜK BİNİNCE; HAYAT AĞIR GELİNCE... BİR ANDA MEYDANA GELEN MUCİZE. HAYAT DAHA KOLAY GELMEYE BAŞLADIĞI AN KABUSUYLA KARŞILAŞIRSA! BUNDAN...