ten

992 113 13
                                    

uyuyamadım.

ninni falan söylememi istiyorsan çok beklersin. bu muhteşem sesimi duyan ilk kişi olmanı istemiyorum.

espri yapmaya çalışırken bir aptal gibi görünüyorsun.

a-haa! beni görmüyorsun ki.

pekala, gidip uyuyacağım lütfen devam et.

tamam tamam sustum. nereye gittiğini sanıyorsun daha yeni geldin.

orada tüm gün benimle konuşmaktansa daha eğlenceli şeyler yapman gerekir.

inan bana eğlenmeme mani olmuyorsun da, n'oldu sana? konuşmak istediğini sanıyordum. vicdan falan yapıyorsan gülerim bak. eğlenmene bak. ha eğer eğlenemiyorsan koreye dönmemi bekle. seni çok iyi eğlendirebilirim.

sen böyle konuşunca gülüyorum.

gül diye yapıyorum zaten.

buraya geldiğinde karşılaşırsak bile, ki bu imkansız, bunlar olmamış gibi davranacağıma emin olabilirsin. sonuçta birbirimizi tanımıyoruz, isimlerimizi bile bilmiyoruz. muhtemelen seoulde okuyorsun.

şehir dışı konusunda ciddiydin yani?

evet.

tamam o zaman. tatil bitene kadar buradan takılırız biz de. bu arada bana hoshi demene izin veriyorum. ben de sana woozy diyeceğim.

on dokuz yaşındayım ve bir kere bile içmedim. bana nasıl bu ismi takabilirsin?

inan bana bir bütün oldunuz. ama bunu özelleştirmek gerekir. dur bir saniye.

woozi çok manasız oldu.

woozi değil zaten. woozy. ya da dur, evet woozi. bu daha özel görünüyor. telaffuzu çok sevimli.

sana hoshi ismini kim taktı?

ah o biraz şey. genelde dalga geçiyorlar ama nasıl desem, bu isim hoşuma gidiyor.

evet hoshi güzel bir isim. neden dalga geçtiklerini anlamadım.

hakkımda az çok bilgi sahibisin. boş ve yavşak bir herif olduğumu da biliyorsun. ciddiyetsiz ve... nasıl denir, öylesine biriyim işte. çevremdekiler de böyle oldukları için bu ismin derinliğini anlayamıyorlar.

kişiliğine rağmen derin bir insansın yani? bunu sevdim.

öyle bir şey demedim. unut bu söylediklerimi.

farklı biriymiş gibi davranmaya çalışmak çağımızda o kadar yaygın ki...

değil mi ama? zorluyor olmalı.

benim de böyle olduğumu ima ediyorsun?

derslerinin bok gibi olduğu konusunda ısrarcı mısın? bence gayet de zekisin.

j» genelde girdiğim ortama uyum sağlamaya çalışırım. bu beni kişiliksiz yapıyorsa bilemem tabii...

sana kişiliksiz olduğunu söylemedim. böyle dediğine göre iddia ettiğin şey buydu. kişiliksiz olduğumu mu düşünüyorsun? inkâr etmeyeceğim, bok gibi bir kişiliğim var doğrusu. ama benimle konuşuyorsun. çünkü yalnızsın ve sıkılıyorsun.

ve kafamı dağıtıyorsun.

her neyse. böyle sıkıcı şeyler kouşmayalım. çoktan geceyarısı olmuş, tekrar uyumayı denemelisin bence.

sen ne yapacaksın?

unuttun mu burada tatildeyim. barlarda sürteceğim tabii ki.

tatilin bundan mı ibaret? ben seni deniz, güneş, kumla hayal ediyordum.

beni mi hayal ediyordun demeyeceğim tabii ki de.

arada sırada aklıma geliyorsun yalan söyleyemem.

sen de benim aklıma geliyorsun o zaman. ben yalan söyleyebilen biriyim ama sen söylemiyorsan ben de söylemem. her neyse, beni küçük bir apartman dairesinde, dağınık bir odada yayılmış telefonuyla uğraşan biri olarak hayal edebilirsin. şimdi tipimi toparlayıp her gece uğradığım bara gideceğim.

tamam o zaman, iyi eğlenceler.

uyu hadi, uyursan beni engellemene de gerek kalmaz.

attığın mesajları sabah görebilirim. yani atarsan eğer.

rahatsız olabileceğini düşündüğüm için engellemeni söylüyordum. benden soğumanı falan istemem bu egomu zedeler.

tamam engelliyorum şimdi hazırlan ve git.

defol demek istedin herhalde?

defol.

simpleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin