twenty

902 109 26
                                    

insan hayatının her noktasında istemese de fark ediyor ama tam olarak on yedi yaşımda kabullendim gay olduğumu. ne bileyim küçükken bu utanç verici geliyordu ama şimdilerde verdiği tek şey zevk.

ikisi de delik değil mi? her türlü beceriyorsun, bu yüzden tuhaf.

sende sıra.

kendimi bir kızla düşünemiyorum...

ne yalan söyleyeyim ben de seni bir kızla düşünemiyorum. onlar kadar naif geliyorsun bana.

naif..?

sikik kelime dağarcığım, anlarsın işte, muhtemelen onlarla uğraşamayacak kadar yorgun ve bitkin hissediyorsun. bu birilerinin seninle uğraşmasını, ilgilenmesini istiyorsun demek.

bunu da nereden çıkardın?

siktir et, tahmin ediyorum.

senden korkuyorum.

niye?

her yazdığın içimde bir yere oturuyor, öyle değilse bile öyleymiş gibi... bilmiyorum. kendimi çok hassas hissettirdin bana.

bunun için üzgün değilim.

en sevdiğin kitap?

herkes okuduğu için küçük prens'i okumuştum. son okuduğum ve en sevdiğim kitaptır.

öyle cidden. çoğu sadece okumak için okuyor.

bu yüzden ingilizcesini okumuştum. neyse, senin?

speak diye bir film var belki biliyorsundur.

duymadım. 

kitap kurgusunu uyarladılar fakat tamamen hayat ürünüydü. konuş benimle etkileyici bir kitaptı.

biraz baktım internetten... bazen benim de oturuyor içime bir şeyler, yanında olmak istiyorum böyle olunca.

böyle söyleme.

ama öyle. bir an önce inse şu sikik uçak.

karşına çıkamam. bunun olmayacağını söylemiştim.

ben de bazı şeyler söylemiştim.

huzursuz hissediyorum. burası güvenli. beni göremezsin, duyamazsın, yazdıklarım ve ben. bunlardan ibaretim. ama eğer gerçek hayatta beni görürsen... olmayan güvenim de yerle bir olur ve sanırım, ah hayır olmaz. çok utanırım kesin.

utanmana gerek yok, benden mi utanacaksın hem? ayrıca güvenini beceren insanlardan değilim ben, onları becerebilirim orası ayrı tabii...

bak hoshi, ismi her neyse, ben çok ciddiyim.

why so serious? neyse boşver.

tamam o zaman, ne soracağımı bilmiyorum. sen sor?

birbirimize çoktan milyonlarca soru sorduk.

fikri veren sendin, sıkıldın mı?

hayır.

sanırım yangın var.

ne? ne yangını?

sokakta itfaiye sirenleri çalmaya başladı ve odam karanlık! tanrım bu korkutucu. bu saatte yangın mı olur!

salak, eğer yanan yer evine yakın değilse korkmana gerek yok.

siren sesleri korkutucu.

korktuğun çok şey var. sadece basitçe yaşasan olmaz mı? sana sorun oluyorlar.

elimde değil ki.

yenebilirsin.

kaç saat kaldı uçağın inmesine?

az kaldı, şimdi uyuyabilirsin.

neden? sen de mi uyuyacaksın?

hım, belki.

tamam o zaman.

n// konuş benimle'yi, speak, okumanızı öneriyorum. izleye de bilirsiniz fakat aynı hissi kesinlikle vermez, inanın bana. neyse, kimsenin açıp okuyacağını ya da izleyeceğini sanmıyorum zaten sjdjs belki bölüme fransız kalmak istemeyenler google teyzeye bir uğrarlar bilemem tabii

simpleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin