REVENGE

11.2K 690 201
                                    

Delirmiş olmalıydım.

Evet kesinlikle delirmiştim. Okulun en popüler ve belalı çocuğuna bunu sormaya gidiyor olmam yürek yemiş olmamdan farksızdı ki Jungkook kesinlikle yüzüme bakıp haykırarak gülecekti.

Ama bir şeyler yapmalıydım.Son seneydi ve bu seneye kadar Jackson'nın peşinde koşan aptal kız olarak kalmak istemiyordum ben sadece şansımı deneyecektim.

Jackson, beni kuzenimle aldatmıştı. Ve bende intikamımı alacaktım bu yüzden iki sokak ilerimizde oturan Jungkook'un evine doğru gidiyordum.

Jungkook'u küçüklükten beri görürdüm aynı yerde yaşadığımıza rağmen hiç konuşmamıştık. O her zaman bana karşı böyleydi. Bana küçümser gözlerle bakarak yanımdan geçerdi. Orta okuldayken serviste uyuyakaldığımda aynı yerde inmemize rağmen beni uyandırmamıştı. Küçükken bile babasıyla kavga ettiği zamanlarda, bizim oradaki parkta otururdu bir kere merak edip ona ne olduğunu sormak için yanına gittiğimde cevabı sadece "Sana ne senin anlayabileceğin bir şey değil olmuştu." Küçükken bile bir insan nasıl bu kadar sert olabilirdi?

Gerçekten doğuştan sertti. Şu ana kadar hiçbir kızla gerçekten çıktığını görmemiştim. Sadece popüler ve poposuna kadar kısa etek giyen kızlarla takılıyordu ve ben şuan imkansızlığa gidiyordum.

Jungkook'un evine vardığımda adımlarım bir anda yavaşlamıştı. Sabahın köründe evine gelmiştim büyük ihtimal ailesi evdeydi. Umarım kapıyı annesi açardı çünkü annesini severdim O da, beni severdi annemle tanışıyorlardı. Samatha teyze beni içeri alırdı en azından kapının önünden kovulma riskim azalırdı.

Ama ben ileri gitmek istedikçe ayaklarım geri gidiyordu. Hayır hayır dedim kendime şimdi vazgeçemezdim. Etrafıma bakındım, yan bahçede ki mükemmel şekilde biçimlendirilmiş ağaçların altından bir amca ellerindeki topraklı eldivenler ile bana bakıyordu. Amcaya selam vererek gülümsedim. Bakmasının sebebi büyük ihtimal buraya gelen ilk kız olmamamdı.

"Kızım o serseri oğlana mı geldin? Senin kadar masum bir kız.." olumsuz anlamda başını salladı. "Takılma öyle oğlanlarla." Jungkook'tan bahsediyor olmalıydı üzgünüm ama amcacım mecburum.

"Yok amcacım test cevaplarını almak için geldim ben" diye pembe bir yalan söyledim en şirin halimle gülümserken.

"Yinede dikkat et kızım." dedi ve eğilip tohum ekmeye devam etti.

Gerçekten mi Alaska? Jungkook ve test cevapları? Başka yalan bulamamıştım. Amcanın bile bu yalana inandığını sanmıyordum.

Hem dikkat et de ne demekti neydi bu çocuk canavar mı? Okulda alt sınıflara kötü davranıyor olabilirdi ama sonuçta onunda duyguları vardı değil mi?

Etrafımdaki insanlara daha fazla garip gelmeden kapıyı tıklasam iyi olacaktı. Aslında gayette garip görünüyordum. Farkında olmadan simsiyah giyinmiştim ama saçlarım da tatlı bir örgü vardı. Ne yaptığımı bilmiyordum.

Bir anlık cesaretle gidip kapıyı çaldığımda kalbim küt küt atmaya başladı. Ellerimi birbirine kenetleyip açılmasını bekledim. Kapı bir an önce açılsa iyi ederdi çünkü az sonra bayılabilirdim. Bekledim ve bekledim.Sanırım evde yoklardı. Neyse. Daha sonra gelirdim.

Tam arkamı dönmüşken kapının açıldığını duydum. 

Lanet olası Murphy kanunları!

"Alaska?" dedi boğuk bir ses.

Beni arkamdan nasıl tanıdığını düşünerek arkamı döndüğümde kapının arkasından gözlerini kısan Jungkook'u gördüm. Tanrım üstünde bir şey yoktu. Elimle selam işareti yapıp yapmacık gülümsememle kapıya doğru yaklaştım.

Tell me, this is not love / KookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin