Bu hikayeyi yazarken çok ayrı bir hevesle, apayrı bir istekle yazdım. Başından beri bizimle olan okuyucular varsa ilk günler neredeyse hergün bölüm yayınladığımı bilirler. Çünkü aklımda bir ton fikir vardı. Şöyle olsun, bu böyle olsun, ay bu da olsun. Her an yazmak istiyordum.
Alaska'yı bir çoğunuz sevmedi ve salak buldu inanılmaz haklısınız ama zaten hikaye tamamen Alaska'nın aldatılması sonucu yok olan güveniyle alakalıydı ve alaska da güven denen bir şey kalmamıştı.
Jungkook'u da sıradan ve okuldaki lanet çocuk olarak yapmaya uğraştım. Aslında baya romantik bir çocuk baktığınızda sjnxsjsjks
Her neyse bölüm hakkında sonunu iyi beklediğinizi biliyordum bazıları ise kötü bekliyordu. Üzgünüm iyi soncular ama en başından beri kötü sonlu olacaktı. Kötü değil hatta, gerçekçi bir son. Maalesef ki beynimin mantık kısmı daha fazla çalıştığı için buna katlandınız. Çünkü mutlu aşk olmaz kim inanıyor buna?
Son olarak bu hikayede ölümüne klişe bir konu seçtiğimin tabii ki bende farkındayım ama, önemli olan 'nasıl yazma'ktı ve bende "ben olsam nasıl yazardım?" diyerek kendimden bir şeyler de kattım. İlk hikayemde güzel şeyler gördüm. Herkese teşekkürler ♡
Bölümleri son zamanlarda geciktirdiğim için kusura bakmayın. İsteyen herkes bana ulaşabilir ve mesaj atabilir.
Hepinizi seviyoruuuum ♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tell me, this is not love / Kook
FanfictionAşk denen şeyin kapılarını beynimde kilitlediğimde, sen çıktın karşıma ve üstüme bir kapı daha kilitledin. Anahtarını yutmuş muydun yoksa aşağı mı fırlattın? Boş ver. Ben duş alacağım.
