HURT

10.6K 604 246
                                    

Sabahın köründe sebepsizce gözlerimi açtığım da her ne kadar kapatsam da geri uyuyamamıştım. Günlerdir uyuyamadığım gerçeğine bakarsak akşam tavuk gibi erkenden uyumam normaldi. Erken uyanmayı sevmiyordum, bir de tatilde erken uyanmayı hiç sevmiyordum, evde tek oluyordum ve koca ev sessiz oluyordu. Bu biraz ürkütücüydü.

Yatağımda biraz o tarafa bu tarafa savrulduktan sonra Jade'i aramaya karar verdim. Onu çağırsam bu sıkıntıdan kurtulabilirdim. Aramaya tuşlarken salona doğru yürüdüm. Biraz da orada yatsam fena olmazdı. Telefon kulağımda koltuğa yattığımda, 10. kez çalarken Jade'in uykulu sesi kulaklarımı doldurdu.

"Aloo." daha fazla sesine katlanamayıp gülmeye başladım.

"Hadi bize kahvaltıya gel." Dedim bir bacağımı koltuğun tepesine atarken.

Jade'le diğer kızlar gibi bir iletişimimiz yoktu birbirimizi iltifatlara boğmazdık ve kibar olmak için uğraşmazdık. Biz sadece bazen anlaşırdık.

"Sabah sabah niye uyandın kızım sen. İşsiz misin?"

"Bilmiyorum uyandım ve sıkılıyorum.Annem işe gitti evde kimse yok." duraksadı. Sanırım yataktan kalkmıştı. Evde yalnız olmayı sevmediğimi biliyordu. Beni anladığını düşünüyordum.

"Kahvaltıda patates de olacak mı?"

Patates delisi arkadaşım tabi ki bunu soracaktı.

"Olacak."

"O zaman geliyorum." Dedi az önceki boğuk sesi yerine neşeli sesiyle.

Bir patatese hemen kanıyordu.

Buna bende kanıyor olabilirdim.

"Çabuk hazırla hadi. Geldim bile bak. Hadi. Kalk çabuk." O kulağımda cırlarken artık susması için kalkmıştım.

Ki beni görmüyordu bile.

"Tamam tamam kalktım."

----

Sonunda kahvaltıyı hazırlamam bittiğinde Jade kapıyı çalıyordu. Hisleriyle mi gelmişti bu kız tam zamanında.

Kapıyı açmaya gittim. Açar açmaz Jade kapıyı ittirip içeri dalarken kapının arkasına geriledim.

"Patates nerede?" 

"Sakin ol şampiyon, ona ulaşacaksın" dedim kapının arkasından aydınlığa doğru çıkarken. Jade, arkasını dönüp bana yaklaştı.

Bir anda gülüp birbirimizin boynuna atladık. Her ne kadar sadece okulda yakınlaşsak da iyi bir arkadaştı.

Jade'e tüm olanları anlatmayı bitirdiğimde gözleri dalmış patates yiyordu.

Belki tüm olanlar değildi.

Şaşırmış arada Jackson'a küfretmiş zaten onu sevmediğini söylemişti. Buraya kadar anlatmıştım ama sıra Jungkook'a geldiğinde nasıl anlatacağımı bilemediğim için henüz anlatmadım. Söylersem nasıl karşılardı ki? Normal bir durum değildi bu. Beni anlayamayabilirdi. Yaptığım şeyin saçma olduğunu biliyordum.

Jade'le evde film izleyip muhabbet etmiştik. Onu gerçekten özlediğimi hissettim sonunda birilerine bir şey anlatmak iyi gelmişti.

Jade gittiğinde saatin Jungkook'la buluşma saatime yaklaştığını fark ettim. Bu gece birlikte olduğumuzu herkes görecekti. Hazırlanmaya başlasam iyi ederdim yoksa yine o surat ifadesini yapıp bana kızgın bakardı. Cidden onu çekemezdim.

Sonunda hazırlığım bittiğinde aldığımız elbiseyi giymiştim. Ve biraz da makyajla, bu iş olmuştu. Telefonumu çıkarıp saatime baktığımda Jungkook'un gelmesine 5 dakika kaldığını gördüm. Camın kenarına yaslanırken aşağı bakarak onu beklemeye koyuldum.

Tell me, this is not love / KookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin