Bölüm 16: Kovalamaca!

222 19 16
                                    

Oraya ilk varan Kanda oldu. Lenalee Akumaların farketmemesi için depodan aşağı atladı ve binanın yanındaki çöpün arkasına saklandı. Lenalee aşağı indiğinde, Kanda sokağın diğer ucundan koşarak geldi.
"Buraya nasıl bu kadar çabuk gelebildin?"
"Yakınlardaydım."
Lenalee omzunu silkti ve arka sokak üzerinde uçan akuma grubuna döndü. Etrafındaki tüm koruma görevlilerinin daha az dikkatsiz olması gerektiğini düşündü ama Akumaların yoluna çıkanı öldüreceklerini tahmin etti.
"Che. Baka Usagi nerede?"
"Muhtemelen hâlâ buraya gelmeye çalışıyorlardır. Sanırım yakında burada olurlar."
"Onları takip edeceğim." Kanda kafasıyla uçan akumayı işaret etti.
"Hayır! Sadece bekle, Tanrım!" Kanda Lenalee'ye bakarken, bakışları akumalara kaydı. Herhangi bir yere gitmiyorlardı. Neyseki Lavi ve Toma geçen 4 dakika içerisinde onların yanlarına geldiler. Sessizce birbirini tebrik ettikten sonra dikkatilerini konuşan akumalara çevirdiler.
"Milenyum Kont'u bizi çağırdı. Artık gitmemiz gerektiğini düşünüyorum."
"Ama acil değil. Bize, zaman geçirmemizi özellikle söyledi. Sadece daha fazla insan öldürmek istiyorum. Sadece seksen iki tane kaldı!" Seviye 2 diğerine sızlanıyordu ve diger dört akuma sessizce izledi. Seviye 1 oldukları için bir şeye müdahale etmediler.
"Buraya seviye atlamaya gelmedik! Bir an önce kapıya gidelim Kont kızıyor!"
"Ama, o kızmaz! Hem gemi de eğlenceli değil. O çocuğu öldürmemize de izin verilmiyor ve her zaman ona karşı sinsi olmalıyız. Sadece bir süre burada kalalım ve insanları öldürdükten sonra iki gün içinde gideriz."
Exorcistler tartışan akumaları dinledi, herhangi bir yeni bilgi öğrenmeye çalışıyorlardı. Lavi öldürmedikleri çocuk hakkındaki konuşmalarını zihnine kaydetti ve eğitimli kulaklarını onları dinlemek için iyice açtı.
"Onu öldüremememizin sebebini çok iyi biliyorsun! O bir Noah! Bu gidişle yok olacaksın. Kont onu öldürmeye çok istekli olduğunu öğrenirse ruhuna sahip olur." Gürültü yapan iki seviye 2 akuma çenelerini kapattılar ve omuzlarını düşürdüler.
"Pekala, bu gece yola çıkarız. Bir kişi daha?"
"Hayır. Bu gece hiçkimseyi öldürmeyeceğiz. Level 1'ler! Hadi gidelim."
Akumalar bu sözün üzerine uçmaya devam ettiler ve diğer beşi nehir üzerinden, ormanın içinden diğer tarafa geçerek onu takip ettiler.
"Gidelim." Lenalee masumiyetini aktifleştirdi ve Toma'yı yakaladı. Lavi çekicini genişletti, ileri iterek zıpladı. Kanda'ya baktı.
"Atla."
Kanda normalde bunu yapmazdı ama zaman yoktu, bu yüzden sessizce üstüne atladı. Tutunmak için bir eliyle çekici sıkıca kavradı. Birlikte, Lenalee ve Lavi ormana koştular. Akumaların farketmeyeceklerini düşünerek ağaçların içine girmek yerine tepelerinden uçtular. Yirmi dakika boyunca akumalara hiç farkettirmeden orman bitene kadar devam ettiler. Lenalee durdu ve ağaçların birinin üstünde eğildi. Akuma ormanın kalbinde küçük bir alana geldi. Alan simit şekline geldi ve özellikle büyük bir meşe ağacının merkezinde bir halka oluştu. Akuma bu yere doğru geldi ve aşağı ilerledi. Lenalee ve Lavi ağaçların arasında kayboldular. Masumiyetlerini devre dışı bıraktılar. Lavi Akumaları izlemeye dönmeden önce çekicinin geri kalan ucunu tüm yol boyunca çekmek zorunda kaldı.
"Hissediyor musun?" Sevimsiz seviye 2 sordu.
"Neyi hissediyor muyum?" Diğer akuma iç çekti.
"Masumiyet." Tısladı.
Seviye 1'ler masumiyet sözünü duyunca savaşa hazırlanmaya başladılar.
"Oh, sizi zımbırtılar!" Seviye 2, seviye 1'lere bağırdı.
"Hiçbir şey hissetmiyorum. Muhtemelen gemi girişi yüzünden oluyor. Yeni Noah geldiğinden beri, bu tür şeyler oluyor."
Lavi, Allen hakkında konuştuklarına neredeyse tamamen emindi ama yakalanma tehlikesi yüzünden düşüncelerinden kimseye bahsetmedi.
"Hmm, belki. Muhtemelen haklısın. Hmm, Kont'a rapor verdiğimiz zaman başka exorcistleri öldürmemiz için izin verir mi sence?"
"Tabii, sen seviye 2 olan bir akumasın. Bir exorcisti yenebileceğini düşünecek kadar aptal değilsin, değil mi?"
"Ve sen yapabilir misin?"
"Hayır, biz seviye 2'leriz. Sadece dikkat dağıtıcı olarak kullanılıyoruz. Ama 3. seviye olduğumuz anda..." Akuma gerisini getirmedi ve diger seviye iki kan kusacak gibi güldü.
"Heh, benimle kasabada kalsaydın, seviye 3 olabilirdik ve buna Kont kesinlikle memnun olurdu."
"Hayır, Kont'un bir planı olduğunu unutuyorsun. Bize ihtiyacı olduğunda seviye atlamamız için bir şans verecek. Şimdi gidelim. Seviye 1'ler! Önce siz gidin!"
Çirkin uçan balonlar doğrudan ağaca ilerledi ve ağaçta garip beyaz bir ışık parladı. Akumalar sandığın içine gitti. Sonra ise seviye 2 geçecekti ve hâlâ daha karanlık bir biçimde yüksek sesle gülüyordu. Sonuncu seviye 2 durakladı ve etrafına bakındı.
"Bu masumiyet konusunu Kont ile konuşmalıyım. O salak haklıymış, etraf masumiyet kokuyor. Belki de kapıya gitmeliyiz. Eh, ama ne yaparsın!" Seviye 2 ağaca dogru yürüdü ve beyaz ışık parladı. Herşey durdu, ışık gitti, sonra exorcistler ağacı süzdü.
"Yani geminin geçidi burası sanırım." Lavi belirtti.
"Che."
"Çocuklar yeni Noah hakkında konuştuklarını duydunuz mu? Sizce...?" Lenalee cümlesini bitirmemişti ama Lavi onun ne düşündüğünü biliyordu.
"Ne yazık ki, ondan bahsediyorlar gibi görünüyor. Noah'ı öldürmek istediklerini ve masumiyetinin olduğunu söylediler. Ama merak etme Lenalee, onu geri alacağız."
Lenalee başını salladı ve Toma'nın omzuna hafifçe vurmasına izin verdi.
"Peki bunlarla ne yapalım?"
Lavi Toma'ya baktı.
"İlk olarak, denetçiye haber ver."
Lenalee denetçi deyince biraz gülümsedi. Bu arada, Toma yere büyük sırt çantasını koydu ve kapağı açtı. İçinden hantal bir telefon ve çok renkli düğmeleri olan bir alet çıkardı. Kancaya takılı ahizeyi aldı ve düğmelerine basmaya başladı. Birkaç saniye bekledikten sonra Komui'nin sesi telefondan geldi.
"Toma?"
"Bir tane bulduk, denetçi."
"Şimdiden mi?"
"Evet, Blois'te bazı akumaları takip ettik, geminin girişi bir ağacın içinde saklıymış."
Şaşırtıcı bir şekilde Komui ağaç ile ilgili bir soru sormadı. Daha önce onunla ilgili garip şeyler duymuştu.
"Hepiniz iyi misiniz?"
"Biz iyiyiz Nii-san." Lenalee telefona doğru eğildi. Abisi onu görmemiş olsada gülümsüyordu.
"Ah,iyi."
"İçeri girelim mi?"
Bir an için sessizlik oldu.
"Sanırım, yapacak başka bir şey düşünemiyorum. Yanınıza daha fazla exorcist göndermek isterdim ama oraya göndermem çok uzun sürer ve Allen'i geri almak için elimizdeki şansı kaçırmak istemiyorum."
Komui sözünü bitirdikten sonra yine bir sessizlik oldu.
"Girmeden önce bir plan yapmanızı istiyorum. Herhangi bir Noah sizi öldürürse her şey boşa gitmiş olacak."
"Tamam, Komui yapacağız." Lavi hemen oturdu ve yumruğunu çenesinin altına koyarak düşünmeye başladı.
"Sizinle en kısa sürede tekrar iletişim kurmaya çalışacağız denetçi."
"Tamam. Kendine dikkat et Lena. Haftaya Kara Emir'de seni de görmek istiyorum."
"Umarım, Allen-kun'u da göreceksin."
"Seni bekliyor olacağım. Dikkatli ol."
"Olacağım."
Toma telefonu kapattı ve makineyi çantasının içine geri koydu. Sonra onu sırtına geri aldı. Lavi düşünürken Lenalee'de onu izliyordu. Kanda ise bir süre ağaca baktı.
"Pekala, ilk sorun, kapının diğer tarafında ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz." Lavi konuşmaya başladı. "İçeri girdiğimizde nereye düşeceğimizi bilmiyoruz ve herkesinde bildiği gibi Kont'un yatak odasına bile düşebiliriz." Lenalee ona katıldığını belirterek mırıldandı. Fakat Lavi sadece yere bakmaya devam etti. (Çevirmen Notu: Lavi'nin bu tarz konuşmalarına bayılıyorum.)
"Noah'ların önüne çıkacağımız ihtimali de var. O zaman hemen geri dönmeli ve peşimizi bıraktıklarından emin olmalıyız. Eğer bunu yapamazsak, sanırım saklanacak bir yer bulmak zorunda kalacağız. Bu gemi Allen'inkine benziyor ve o yüzden koca bir şehir içerisinde olmalı öyle değil mi? Bu durumda Noah'lar muhtemelen merkezi kulede olacaklardır." Lavi içini çekti. Sadece bariz şeyleri biliyordu ama yine de ilk etapta Allen'i bulmak ve onunla nasıl karşı karşıya geleceği hakkında hiçbir fikri yoktu.
"Che. Sadece devam edin ve içeri girdiğimizde bir plan düşünürüz. Buradan hiçbir şey yapamayız."
"Ama abim dedi ki-"
"Ne dediği umrumda değil. Biz kapının onunde hiçbir şey yapmadan otururken, kapı kapanırsa, o zaman ne yapacağız? Sonra girişi de kaybetmiş oluruz." Kanda herkese baktı ve ilk önce kendisi ağaca yürümeye başladı.
"Bekle!" Lenalee seslendi ama Kanda onu görmezden gelerek ağaca doğru yürümeye devam etti. Lenalee onun peşinden gitti ve Lavi'de Lenalee'yi takip etti. Toma ise kapıya sonuncu giren oldu. Exorcistler kapıdan çıktıklarında boş bir sokağa geldiler. Arkalarındaki kapı ise şekil değiştirerek kayboldu. Saklanacak bir yer bulmak için acele ettiler. Lenalee geminin girişinin karşısındaki kapıyı açmak için uzandı ve diğer tarafta normal bir oda görünce şaşırdı. Kendini önceki girdikleri sandıktaki gibi başka bir boyutta bulmayı bekliyordu. Lavi, Kanda ve Toma sorgulamadan içeri girdiler, kapıyı arkalarından kapattılar.
"İçerdeyiz." Lenalee içini çekti ve rahatladı. Sonra gülümseyerek Lavi'ye baktı.
"Sen haklıydın. Bu gemi diğeriyle aynı."
Binalar hâlâ şaşırtıcı derece beyazdı. Her şeyin siyah ya da en azından düzenin farklı olmasını bekliyorlardı. Bunun yerine ortada uzun, beyaz kule duruyordu. Diğer gemiden farklı olarak yeşil çimenler ve ağaçlarla çevrili büyük bir köşk vardı.
"Şimdi ne olacak?"
Lavi odada etrafına bakındı.
"İlk olarak başka bir boyutta olup olmadığımızdan emin olmak için etrafı kontrol etmeliyiz."
Lavi dolabın bir kapağını yok etti, Kanda ise bir elinde Mugen ile açık olan kapağa doğru yürüdü. Lavi'ninde tahmin ettiği gibi kare dolap boş çıktı. Kanda diğerlerine geri döndü. Her şey tertemiz ve mükemmel bir şekilde dizayn edilmişti ama Lavi bu temizlikten rahatsız oldu. Sanki içeride birisi yaşıyormuş gibi bakımlıydı ama kimse yaşamıyordu. İki yatak arasında asılı basit bir avize vardı ve odadaki tek ışık kaynağı oydu. Toma içini çekti ve kapının yanında çantasını yere koydu. Giysisinden siyah bir golem çıkardı.
"Kontrol." Toma'nın sesi golemlerin hepsini odanın içine çıkarttı.
"Güzel. Gemide bunlarla iletişim kurabiliriz."
Toma küçük elektrik devresine hafifçe dokundu ve goleme doğru konuştu.
"Denetçi, kontrol ediyoruz. Beni duyabiliyor musunuz?"
Beklediler ama hiçbir cevap gelmedi. Bunun yerine siyah golem öttü ve Toma'nın başına uçtu.
"Sinyal yok. Kendi başımızayız." Lavi düşünmeye geri dönmeden önce goleme baktı. "Sanırım yapabileceğimiz tek şey aramak ve yakalanmamaya çalışmak." Dedi Lavi.
Lenalee ona uygun görmüyormuş gibi baktı.
"Bu güvenli değil."
"Peki, siyah gemide olmanın nesi güvenli? Bazı riskleri almak zorundayız."
"Daha iyi bir şeyler düşünebiliyor musun?"
Lenalee aşağı baktı ve kafasını salladı. Lavi içini çekti.
"Tamam devam edelim. Beklemenin bi anlamı yok."
"Che. Baka Usagi. Önce Moyashi'nin nerede olduğunu bulmamız gerekiyor."
"Peki bunu nasıl yapacağız?"
"Bir kişi gemiyi tarayacak ve Noah'ları gözetleyecek. Moyashi'yi bulduğunda bizimle golem aracılığıyla temasa geçecek ve onu kapacağız. Buradan çıkmamız içinse gözünü kapıdan ayırmayıp burada kalacak birine de ihtiyacımız var."
Lavi şaşkınlıkla gözlerini kırptı ve yavaşça başını salladı. Planın olası sonuçlarını hesaplıyordu.
"Evet, herkes Allen bulunana kadar burada kalacak ve sonra herkes bir kişiyi yakalamak için harekete geçecek. Iyi iş, Yuu!"
Mugen boğazının dibine geldiğinde Lavi güldü.
"Ne? Bu da tamamlayıcısı oldu!"
"Bana öyle seslenme."
Lavi gülerek durdu ve ciddi bir şekilde başını salladı. Kanda arkasını döndü ve Lavi Lenalee'ye genişçe sırıttı.
"Ben burada kalacağım. Etrafta akuma yok. İşinize yaramam." Dedi Toma.
"O zaman Allen-kun'u bulmaya gitmeyi kim ister?"
"Moyashi-chan'ı ben bulmak istiyorum."
Lenalee kaşlarını çattı. "Ben de aramak istiyorum."
"Bay Lavi'ye katılıyorum."
Lenalee Toma'ya şok olmuş bir biçimde baktı. "Denetçi geri dönmenizi bekliyor. Mümkün olduğunca güvende olmanızı isteyecektir."
Lenalee ilerliyordu ama isteksizce başını salladı. Kanda gitmek için hiçbir hamle yapmadı. Allen'i aramak istemiyordu.
"Tamam. Ben çıkıyorum. Üzerime golemi saklayacağım bu yüzden tehlikede olmadıkça konuşmayın. Yakalanmak istemiyorum."
Toma başını salladı ve Lavi'yi kapıyı açarken izledi.
"Dikkatli ol Lavi."
"Tamam Lenalee. Senin için Allen'i bulacağım."
Kapı kapadığında Lenalee kızardı.
"Umarım öyle olur." Fısıldadı.

INNOCENT MONSTER ( D. Gray Man)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin