(Ohomm... Tekrar uzun bir aradan sonra beraberiz. Nasılsınız okurcanlarım?😍 Beni sorarsanız kazandığım üniversitede yurt bulma çabalarım var haftaya pazartesi başlıyor.😢 Nalet olsun bu bölüm ne böyle?!😲 Allah okurken sabırlar versin ben çevirirken delirdim çünkü... 5000+ kelime var şuan, buda yaklaşık çevrilmemiş haliyle 10-11 bin İngilizce sözcük demek... 😒Sağ olsun yazarımız zamandan kısmamış, yazmış ta yazmış.😪 İnnocent Monster'ın şuan en uzun bölümü 5000+ kelimeyle 28. bölüm ve son top 3'teyiz. Üzülüyor musunuz? Yoksa iyiki de bitti bu ne uzun hikaye ya! mı diyorsunuz...?😅 Ben ne yalan söyleyeyim biraz üzülüyorum.😢 Yine de 2. seçeneği kabul ediyorum.😂 İyi okumalar!😍)
Allen yüksek sesle homurdandı, onun yatağından vahşice havaya kaldırılmasına karşı çıktı. Yatağının arkasından birden fazla metre boyunca yukarıya çıktıktan sonra gözleri açıldı. Etrafına bakındı, kendini yatağının beş metre üzerinde havada süzülürken buldu.
"AH!" diye bağırdı, şok olmuştu. Hemen aşağısından bir kız kıkırdadı.
"Road!" Allen aşağı baktı ve beyaz gemideyken Chaoji ve Lenalee'nin hapsedildiği zar kutunun aynısının içinde olduğunu fark etti. "Beni aşağı indir!"
"Merak etme Allen-kun! Sadece seni uyandırıyordum." Road masum bir şekilde gülümsedi ve Allen'e hiçbir uyarı vermeden onu yatağının üzerine düşürdü. Aşağı düştüğünde, Allen yuvarlandı ve yere kapaklandı. Road yanına atladı ve merakla Allen'in seğiren formuna baktı.
"Uygulamayı devam ettirmeye hazır mısın?" Allen çok derin bir nefes alarak kendini kontrol altında tutmaya çalışırken, Road'ı Çin Seddi'nin içinden o anda atmanın nasıl olacağını düşünüyordu.
Sonunda Allen oturdu ve başının arkasını ovuşturdu.
"Evet, hadi gidelim." Allen içini çekti. Road gülümsedi ve onu yerden çekti. Allen'in giyinmesi için odadan çıktı. Bu sefer, Allen dün giydiği eğitim kıyafetlerini giymedi, bunun yerine keten gömlek ve siyah rahat pantolonunu giymeye karar verdi. Odadan ayrıldı ve Road onu koridorda mırıldanarak bekliyordu. Yukarı baktı ve Allen'in elini tuttu, arka bahçeye doğru onu çekti, Wisely ve Tyki onu bekliyorlardı.
"Günaydın Shounen." Tyki Allen'in giydiği kıyafet yüzünden hayal kırıklığına uğramış gibiydi ama hiçbir şey söylemedi.
"Günaydın Tyki, Wisely." Allen cevap verdi. Road Allen'in elini bıraktı ve onu eğitim sırasında izlemek için Lero'yu bulmaya gitti.
"Pekâlâ, çocuk, ilk önce dün öğrendiklerini gözden geçireceğiz. Tyki, yapacak mısın?" Wisely Tyki ve Allen'e açık avluyu işaret etti. İsteksizce, Allen ve Tyki karşılaşmak için yürüdüler.
Birbirlerine karşı dururken, Allen esnemesini geri itmeye çalıştı ve savaş pozisyonuna geldi. Tyki canavar gibi büyük bir Tease tutarken hamle yaptı. Tyki ona doğru ulaştı, Allen sola doğru atladı ve Tyki'nin arkasına geçip suratını büktü. Karanlık maddesini kullanarak, onu yavaşlatması umuduyla Tyki'nin bacaklarına doğru siyah alevlerden oluşan bir top attı. Tyki gücünü kullanarak havaya uçarak orada durdu ve Allen'in topları otlara çarptı.
"Hiç adil değil!" Allen bağırdı. Tyki sırıttı ve havadan düştü. Yerin içine battı ve Allen onun nerede olduğuna dair bir işaret bulmaya çalışırken kaldı. Bir an için her şey hareketsizdi, ama sonra Tyki yerden çıktı ve Allen'in bacaklarını yakaladı. Elinde kara madde ile bir top oluşturdu ve Allen'in baldırı üstüne bastırdı. Allen bağırdı ve Tyki topraktan çıkarak Allen'in ayağa kalkmak için verdiği mücadeleyi sırıtarak izliyordu.
Tyki ileri atıldığında, Allen'i yere yapıştırmayı planlamıştı ama Allen yoldan yuvarlandı ve yerin içine girme şansı vermeden önce Tyki'nin kazasını izledi. Ayağa kalktı ve siyah sarmaşıkları avuçlarından çıkardı. Ellerinden dışarı itti, sarmaşıklar ileri doğru çoğaldı ve Tyki'nin kafasını sardılar. Allen Tyki'yi yukarı kaldırdı ve hızla onu yere çarptırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INNOCENT MONSTER ( D. Gray Man)
FanfictionArkadaşlar bu benim ilk hikayem. Aynı zamanda ilk çevirim. Hikaye bana ait değildir. Yabancı bir fanfic sitesinde okuyup çok beğendiğim bir fanfictiondur. Gerçekten çok hoşuma gittiği için sizde okuyun istedim. Allen hapse atılır ve Tyki Mikk ile...