(Tamam baya uzuuuundu.😒 Nasılsınız minna? Beni sorarsanız bende iyi sayılırım. Samsuna gideceğim, bölümü çok beklediniz biliyorum ama artık serileştirmeye başladım ve bu tatilde hikaye bitecek 😊 "sonunda be seslerini duyar gibiyim 😅" ohomm.. Allen bu kadar sadistik olmazsan sevinirim Neah'a karşı canısım 😏 iyi okumalar 🙏)
Allen yatakta bir hareketlilik hissetti. Muhtemelen Road idi, her zamanki gibi, doğru tahmin etmişti, bu yüzden biraz daha uyuma umuduyla gözlerini kapalı tuttu. Neyse ki, Road hiç ses çıkarmamıştı, böylece Allen mutlu bir şekilde yastığının içine yattı ama hemen uykuya dalmadı. Sadece birkaç saniye yalnızmış gibi hissetti, yine yatakta hareketlilik başladı ve Allen uykusundan uyandı.
"Ne, Allen-kun, uyan! Sana kahvaltı getirdim." Allen esnedi ve yetersizce gözlerini açtı.
"Kahvaltı?"
"Evet! Bak!" Road Allen'in arkasını işaret etti ve Allen orada on adet Mitarashi Dango gördü. Sırıttı ve onlara yakınlaşmak için uzandı. Hızlıca iki şişi aldı, yorgunluğunu unutarak ağzına Mitarashi Dangolar'ı itti. Road gülmeye başladı ama Allen onu umursamadı.
"Ne, Allen-kun, bu sabah kendini nasıl hissediyorsun?"
"No' demek istiyorsun?" Allen ağzı doluyken sordu.
"Biraz şeker alabilir miyiz acaba diye düşünüyordum. Hala daha şeker dükkânına gidemedik!"
"Road, bugün antrenman yapmalıyım."
"Evet, bir saat daha bekleyebilirler sanırım." Road dudaklarını büzdü ve kollarını iç içe geçirdi. Allen başını sallamadan önce düşünceli bir şekilde Dango'sunu yuttu. Road gülümsedi ve Allen'e sarılmak için eğildi. "O zaman acele et! Hemen gitmek istiyorum!" Allen içini çekti ve yataktan çıkmadan önce yaklaşık on veya daha fazla Dango'yu ağzına itti. Aşağı baktı ve hala daha önceki gün giydiği kıyafetlerle olduğunu fark etti.
"Er, Road. Önce giyinmem lazım." Road inledi ve tepinerek odanın dışına çıktı. Allen homurdandı ve şifonyere döndü. Düğmelerini tamamen kapatıp üzerine bordo süveter giyebileceği kıyafetleri çekmecelerde aradı. Başka bir çekmeceyi karıştırarak siyah bir pantolon çıkardı. Banyo gidip üzerini değişti ve kırmızı kurdelesini boynuna bağladı.
Allen odasından çıktığında Road'ın Tyki Mikk ile mücadele ettiğini gördü.
"Tyki! Lütfen? Sadece kısa bir zaman alacak. Harçlığımı harcamak bana yeter!"
"Road, senin harçlığın ile bu günler sürebilir. Bırak beni. Seninle şekerci dükkânına falan gitmek istemiyorum."
"Ama Allen de geliyor!"
"Bir şeyi değiştirir mi?"
"Oh, bunu zaten biliyorum. Sadece itiraf et Tyki, sen-... Oh, merhaba Allen-kun! Tyki'yi aldım! Kesinlikle bizimle gelmek istiyor!"
"Road! Hayır! Bırak beni! Benimle beraber Allen derse başlamak zorunda."
"Ama şeker istiyorum!" Allen, Road'ı Tyki'nin yakasını çekiştirirken izliyordu. Tyki, bunun karşılığında boğuluyordu. Road Tyki'nin boğulmasını olumlu algıladı ve kapısını açtı. Allen'e ümitle baktı ve ilk önce onun geçmesini eliyle işaret etti. Allen gözlerini devirdi ve açık kapıdan içeri girdi, tanıdık bir sokağa çıktı. Tyki'yi yerde sürükleyerek getiren Road ile ikisini görmek için arkasını döndü. İkisi kapıdan çıktıktan sonra, en kısa zamanda kapı Tyki kaçmasın diye kapandı ve yok oldu.
"Gidelim!" Road neşeli bir şekilde bağırdı. Tyki yüksek sesle şikâyet ederek homurdandı ve beyaz formuna kaydı. Allen kolunu kaldırdı ve koyu gri ten renginin değişimini izledi. Road Allen'in elini tuttu ve onu sokağa doğru çıkarttı, kendisi zaten beyaz formundaydı. Tyki arkalarından boynuna masaj yaparak yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INNOCENT MONSTER ( D. Gray Man)
FanfictionArkadaşlar bu benim ilk hikayem. Aynı zamanda ilk çevirim. Hikaye bana ait değildir. Yabancı bir fanfic sitesinde okuyup çok beğendiğim bir fanfictiondur. Gerçekten çok hoşuma gittiği için sizde okuyun istedim. Allen hapse atılır ve Tyki Mikk ile...