Çok değerli okurlarım, ilk kez kitap yazıyor oluşumu, dağınık anlatımımı ve TDK 'nın sayfasından uzaktan yakından bihaber oluşumu üzülerek söylüyorum ki hiç belli etmek istemedim. Bütün bu nedenlerin yanı sıra kişisel sebeplerden ötürü bu bölümü yazarken çok zorlandım. Bir şeylerin değişmiş olduğunu okuyabilirsiniz ama anlatımımın yoğunluğu tamamen kişisel farkındalığınızı ortalığa çıkarmayı hedefliyor bu yüzden kitabı mı okumaya devam etmeli ve kıyısından köşesinden bana düşüncelerinizi, fikirlerinizi iletmelisiniz. Hepinizi çok seviyorum.
Ponçik yazarınızdan sevgilerimle.😳
***
Betulozkan38
Ömrü boyunca ikinci kez gördüğü bir adama delice aşıktı Nur. Onu ilk kez gördüğünden bu yana iki yıl geçmişti. Kendisiyle birebir aynı narşizme sahip bu adam yıllardır küçücük dünyasının beyaz atlı prensiydi. Bir gün sağlık ocağında önemli bir teftişe telaşlı ve yoğun hazırlanırken tesadüfi birinci kata inmiş kayıtta siyah paltolu, uzun boylu, gizemli bir adam ona yanaşarak kollarından kendine çekmiş uzunca gözlerinin içine bakarak duygusal hafızasında yıllar öncesine ait derin bir yanlızlığı ve ardındaki acılı tutsaklığı ortaya çıkarmıştı. O zaman bu davranışı Amygdala' sını ( donakalma, çarpıntı, hızlı solunum gibi duyuların oluşumunu etkileyen bölge) harekete geçirmiş ve bu gizemli adamla arasında sadece ikisinin akışını belirlediği bir bağ kurmuştu. Nur bilincini etkileyen bu adam yüzünden günlerce şoka girdi ve neticesinde kendine açılan soyut bir kapınında arkasına gizlendi. Bir daha asla gerçek hayatta görmedi onu. İsteseler birbirlerine aittiler ama kendi teratorisleri buna aykırı devasa bir güçteydi. Birlikte olamazlardı.Nur'un relapsları ( nüksetme) böylelikle başlamış oldu. İlk başta adını bile bilmediği bu adam zihninin odalarında gezinen bir hayaletti sonra ise lisede başlayıp üniversite hayatını da içine alan her ikisininde gerçekle ilişkilerini kaybettikleri psikolojik bir epizota dönüştü. İşte bu noktada ikisi için ortak olan sadece zihinlerinde yaşadıkları ve yazdıkları senaryo değildi, ikiside zulüm gördükleri ve cezalandırıldıkları ile ilgili sanrılar görüyordu bunu Nur bilmiyordu. Senaryonun kurgusu daha çok Leventi mutlu etmeye başladığında Nur olayın akışını değiştirdi. Levent ' in etkisinden çıktı. İkiside paranoidti. O zaman şartlar ikisi içinde eşit olmalıydı.
İnsan neden kendisini mutlu etmeyen bi gerçeği kurgulasındı. Gerçekte olduğunuz kişi olmanıza gerek yoktur rüyalarınızda, bırakın bari rüyalarınız sizin istediğiniz gibi olsun bu yüzden size ait olan bu dünyaya asla başkasının müdahale etmesine izin vermeyin. Nur da sadece bunu yaptı; aşık olduğu, hayatının merkezine kitlediği, bir arkadaşının ismini bile çalmasına göz yumduğu bu adama daha fazla izin vermedi. Levent de olayların dışında kalmayacaktı, öylece Nur'un kadınlık savaşı vermesi hiç işine gelmedi tabi ki. Onu aradı ve buldu.
Karşısındaki bankta oturan adam ne kadar sevilmeye değecek erotik bir erkekti. Ona ayakları yürüyordu, karşı koyacağı bir güç değildi bu. Yine kendisini ele geçirmesine izin mi verecekti? Dudakları büzüştü, alnı terliyordu, o saniyeler içinde nefessiz kaldı. Levent ayağa kalkmış büfenin ardındaki ağacı mı işaret ediyordu? Çaresizdi. Bununda kafasında ki epizodlardan biri olmasını diledi ilk kez, gerçekti. Ama anlayabiliyordu Nur, Levent'i açıkça düelloya davet etmişti. Nasıl da "sırrını ifşa ederim" tehditkarlığında bulunabilmişti? İçinde hissettiği kaos gerçekti. Sadece kafası allak bullaktı. Saldı kollarını iki yana güne bakanların güneşin doğuşuna hayranlık duyan hallerini taklit eder gibi, Leventle burun buruna gelene dek.
-Kimsin sen?
Nur şuursuz cevap versin istedi sorusuna, sesini duymayı çok istedi. Nasıl konuşuyordu? Belki de kendine has lehçesi vardı? Gözlerini gözlerinden ayıramıyordu ki, bekledi. Keskin bakışları canını acıttı, sıcak nefesi yüzünü okşadı. Levent zırhlı sert kollarını beline tutunurken zangır zangır titriyor, onun sıcaklığı her yanını yalıyordu. Kolları ona karşılık vermek istedi ama yapmadı daha sinsi olacaktı. "Bu adam ne yapmaya çalışıyordu?" Hala aklı başındaydı. Daha öncede aşık olmuştu, terkedilmişti. Bu adam onlardan farklı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tahammülfersa #Wattys2016
Aktuelle LiteraturInanılmazlığın inanılır yanlarını, yağmalanmış kutuplaşmaları, dualitenin bireyselleştirilmiş algısını ve çelişkilerin çarpıcı iç yüzünü Eflatun Haman( Levent) ve Nur ile sıradışı hayatların bizde nüksediş ve tropik hallerini deneyimleyecek, bakı...