....
Yemekhanenin içinde ışıl ışıl meraklı gözleri Betül'ü tarıyordu Aysu'nun, "of inşallah olmuştur, inşallah olmuştur. Allahım nolursun süpervisor( Başhemşire niteliği taşıyan kişi) Betül'ü kabul etsin." derken arkasından hınzır bir parmak Aysu'nun omzunu tırtıkladı. Arkasını döner dönmez Betül'ün sıcacık kolları ağzını yüzünü kocaman kapadı, anlamıştı. Yeni nöbet arkadaşı kollarının arasında" oldu, oldu, oldu" diye minik çığlıklar atarak içini doyuruyordu. Hızlıca sarmaşık hallerinden kurtulup Betül'ün sırnaşık, şebek, sevimli yüzüne baktı Aysu "yaaaa! Benim Sofitam çok mutlu oldum, aramıza hoşgeldin. Darısı temelli gelmene in-şal-lahh!" dedi bastıra bastıra ve devam etti." Hadi bakalım ilk iş yemeğimizi yiyelim birlikte, sonra çıkar karton bardak merasimi yaparız bir fırt! Hi'h ne dersin?" dedi Aysu sözlerinin devamlılığına ev sahipliğide yaparak, birlikte yemeklerini alıp şen şakrak bir grubun yanına oturup sabah ki hareketliliğin hıncını çıkardılar sonra kalan yarım saatlik öğle paydosunun tadını çay keyfisi ile taçlandırmak için bahçeye yollandıkları esnada Aysu'nun telefonu çaldı. Aysu telefonu cebinden çıkarıp ekrandaki numarayı okuyunca nedense dudakları devrildi, yanakları buruştu ve hemen kapatıp tekrardan cebine attı, Betül ise Aysu'nun durağan haline endişeli sordu ;" kimmiş kanki"
"of sorma, Berk!"
" Enişteyi hiç anlatmıyorsun bana Aysu alınıyorum. Neler yapıyorsunuz bakalım?"
Betül'ün bilmeden heyecan duyuşuna dudaklarını büzüştürmüş, kaşlarınıda çatmış derince bakış atarken mırıldandı Aysu;
"Of!! Betül ya, hiç bilme! Daha iyi."" noldu, aaaa! "
" O kadar üzdü ki beni. Sen daha işin gırgırındasın"
"Aaa!? İnanmıyorum ya, epeydir görüşemedik seninle biliyorsun. Anlatmak ister misin biraz?"
İçini derince doldurması gerekti sözlerine başlarken,
" Ah bir bilsen, her seferinde aptal yerine koyuyor beni. Ben kalbini kırmak istemedikçe o benim kalbimi kırıyor ve şu malum mesele parasıyla eziyor kanki. Ben beni sevsin, ilgilensin, değer versin istiyorum. O salak salak konuşup alaya alıyor herşeyi. Bir de bu aralar bana sürekli hakaret ediyor ya bu sefer değişti, çok soğudum artık hiçbir şey hissetmiyorum."Derken telefonun sesiyle irkildi Aysu, arayan yine Berk'ti. "o" der gibi bakış attı Betül'e Betül de "aç hadi, derdi neymiş?" diye fısıldadı Aysu'ya; isteksiz, tereddütlü telefonu açtı, açınca ikinci irkilmesini yaşadı Aysu, karşıda ki şahıs öfkeyle, anlamsız sesini yükseltiyordu.
" Ya salak mısın? Niye açmıyosun telefonu kızım? Sana bana atar yapmıcaksın demedim mi? Bana bak zor bulursun sen biraz benim gibisini bence bu hanım kız ayaklarını bırak. Ne bekliyorsun benden anlamıyorum ki? Cevap versene kızım."
O kadar kadınlığı zedeniyordu ki Berk'in sözlerini işitirken Aysu'nun kulakları, sanki oracıkta kalbi ruhunu deli gibi deşse, yerin dibine girse bir daha çıkamasaydı. " Sus artık " diye bağırdı, sessizce söylemeyi tercih ederdi hep ama bu sefer bağırmasa susmazdı Berk, sussun. Kapatsın. Defolup gitsin hayatından istedi. Göz yaşlarını tutamıyordu. Elleri, dizleri deli gibi titriyordu " sen, sen... Sen ne hakla ha! Ne hakla " derken sinir krizi geçirmenin eşiğinde kapattı telefonu ağlaya ağlaya Betül'e sarıldı. Betül kollarında ki kızın narinliğini kasmadan "tamam, tamam yapma nolur hadi. Seni haketmiyor bunu biliyorsun." fısıltıyla karışık sarılıyordu. Ama Aysu zaten bırakmayı istemişti ve bırakmıştı, onu bırakmayan o hayvandı. Betül'ün sakin ses tonunun içine işleyişi hele de aklına Kutay'ı düşürüşü daha çok hıçkırıklara boğdu onu. Ağlamaya ne çok ihtiyacı vardı. Ah! Bu göz yaşlarını, onun bu halini Kutay görse... Kıyamazdı değil mi? Asla! Aysu erkeklerin içinde yaşattığı kırgınlığa, küskünlüğe hüngür hüngür ağlayan küstüm çiçeği olmuştu zaman içinde. Aslında Berk ile yaşadıkları saçmalık ilk başta o kadar yüzünü güldürüyordu ki Aysu kendini arabasıyla, parasıyla el üstünde tutuyor gibi yapan, eh işte denecek kadar yakışıklı birisiyle değerli hissediyordu. Sonraları arkadaş ortamlarına girince işin renginin başka olduğunu anladı. Berk Aysu güzel olduğu için onu yanında tutuyor, egosunu tatmin etme gayretiyle " sen salak mısın?" gibi laflar edip yıpratıyordu, Bunun üstüne bitirmek istemişti zaten ama Berk yapışmış bırakmamıştı. Ortada şantaj yapacağı bir durumda yoktu kendi kendine ağalanıyor, efeleniyor, ee' birazda Aysu'nun iyi niyetini kullanıp suistimal ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tahammülfersa #Wattys2016
General FictionInanılmazlığın inanılır yanlarını, yağmalanmış kutuplaşmaları, dualitenin bireyselleştirilmiş algısını ve çelişkilerin çarpıcı iç yüzünü Eflatun Haman( Levent) ve Nur ile sıradışı hayatların bizde nüksediş ve tropik hallerini deneyimleyecek, bakı...