....
O gece dolunay güneşten esinleniyordu sanki aslında yeryüzünü aydınlatışı güneşten beslenmiş olduğundan belli ; ağaçların, kuşların, gökteki bulutun, yerdeki toprağın sahibi gibi... O gece ev ahalisinden Kutay uykusunda hummalı Aysu kızla eğleşirken dağlarda, Nur bir o yana bir bu yana dönüyor, bekliyor bekliyor uykusu çökmüyordu zaten gerginleşince eli ayağı candan kesiliyordu bu aralar, sebepsiz bu gece aşırı anksiyetik ruh haline mani olamadı. Oda da ki boy aynasının karşısına çöreklenip gözlerine, dudaklarına, ince telli saçlarına, vucuduna 3 beden büyük bol bluzine, küçük ayaklarına ve baştan aşağı bütün duruşuna baktı "ne hoş" dedi. Hoş olmayan tek yanı homurdanan, aşk görgüsüzü kafasıydı." Aptal mısın? Aptal mısın dedim? Kendine gel artık. Deli gibi bir şeyleri takıntı haline getirmeyi bırak! Onu sen kışkırttın, bunu hakettin! Ne yapmasını bekliyordun Nur, söylesene ne bekliyordun! Bırak hadi! Bırak! Bırak!... "
Ruhu tufandan tufana sıçramasa, kendisini evre evre psikolojik yığınları satmasa, içide kafasıda ara sıra saksıdaki otlardan biriyle yer değiştirmese aslında çok normal bir kızdı Nur. O da böyle düşünüyordu. Şimdilik. Sağlık alanında eğitim görmüş donanımlı bir diyetisyendi o, şu gerçekti bazen hastalar piskolojik olarak hastalanır ve engel olamadıkları saplantılı varsayımlara yakalanırdı. Çoğu ise çocuklukta temeli atılmış olan sinapsların aşırı baskılanma refleksine tepki olarak doğar ve kurbanını katlederdi. Biliyordu Nur onun yaşadığı bunlardan farklıydı çünkü çocukluğuna dair ve ilk gençlik yıllarına ait hiç böyle tetikleyici bir travma yaşamadı o yaşasa hatırlardı, bunu bilirdi öyle değil mi? Hep mutlu ve huzurlu bir ailesi, kendinden çok güvendiği dostları, koca bir cennet gibi yakınları vardı. Asla teropatik olamazdı, yanılıyordu ama Nur kendini ilk sorgulayışı böyle olacak ve tıbbi tanılaması içinde çığ gibi büyüyecekti. O kimdi, neydi? Aynada ki kusursuz vucudu seyirlikten çok tedirginliğe büründü biranda, sümüklü yeşil renkli iğrenç bir yaratığa dönüştü o dakikalar içinde Nur. Gözlerine inanamayarak yerinde sıçradı ve korkuyla yatağa attı kendini ellerini gözlerine kapayarak küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladı, o korkuyordu. Levent'in gelip onu kurtarmasını sayıkladı ama gelen giden yoktu, durmadı hafif gel gitler yaparak hızlandı "kurtar beni" halen kimse yoktu usulca büzüştü ve uykunun sızlanan kollarına bıraktı kendini. Bu çırpınışları Levent'i ikna etmeye yetmeyecekti ne yazık ki çünkü bu hırpalanışı acıyı tolere edişinin ikinci versiyonuydu. Nur level atlamıştı. Onu mutlu etmeyecek bir beklentiden vazgeçmeyi tercih etti ve bambaşka bir simülasyonun eşiğine tıkandı.
"Akıllanmaz hiç bir zaman ruhunu ruhaniyeti belli olmayan, varlıklara teslim etmişse kadın! " Dedi Levent bu epizotun sonunu o da merak ediyordu. Bu aralar Nur'un sıkı takipçisiydi, aralarında halen kopmayan bir şeyler vardı olacakları adım adım takip ediyor ama kılını kıpırdatmıyordu. Bu kız bir dehaydı ona göre kesinlikle günü geldiğinde onunla evlenecekti
" vay canına ikinci bir epizot ha! Ben olmadan başarabilecek misin Nur? Kesinlikle favorim sensin bebeğim. Devam et görelim marifetlerini!" dedi, bu epizotunu birazdan içinde köpüren aşk baloncuğuna değnek sokacağını düşünmeden.
Nur ise gevşemişti artık hıçkırmıyordu kendini müziğin ritmine bıraktı çalan 'Frederic Chopin'ın 'Prelude in E Minor ' parçasıydı, hemen tanıdı bu kıstası çok severdi Nur. Gözlerine ışıklar vuruyordu nerde olduğunu anlamaya çalıştığı esnada, karşısında ki dev gibi kalabalık bir çıt bile ses çıkarmadan onu izliyordu. bulunduğu sahnenin tam ortasında durdu üstündeki vişne rengi kostüme baktı "o da ne?" bu elbise Broadway 'de Levent' le dans ederken giydiği elbiseye çok benziyordu, yaka dekoltesi resmen göğüslerini ipek fransız güpürüyle süslemiş her şeyini sergiliyordu saçında ki tokanın modelini de anlamaya çalıştı taki müzik hafifleyip sert bir erkek sesi ona seslenene kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tahammülfersa #Wattys2016
Ficção GeralInanılmazlığın inanılır yanlarını, yağmalanmış kutuplaşmaları, dualitenin bireyselleştirilmiş algısını ve çelişkilerin çarpıcı iç yüzünü Eflatun Haman( Levent) ve Nur ile sıradışı hayatların bizde nüksediş ve tropik hallerini deneyimleyecek, bakı...