Bazen yaptığın küçük bir hata yüzünden hayatın kararır. Keşke yapmasaydım diyorsun ama artık çok geç oluyor. Pişman oluyorsun. Benimde yaptığım küçük bir hata hayatımı değiştirdi. Yapmaya bilirdim. Merakıma yenik düşüp seslerin olduğu yöne doğru giderek hata yapmıştım. Başıma gelenler merakımdandı. Bu yüzden kendimden nefret ediyordum. Beni her gün gözetleyecek adam şimdide beni pis işlerine karıştırıyordu. Sakin hayatıma devam etseydim, belkide benim için her şey daha iyi olacaktı. Ama artık hiç bir şeyi değişemezdim.
Daha 2 saatim vardı. Ben daha hazır değildim. Hemen ayağa kalkarak duşumu aldım. Duştan çıkıp üzerimi giydim. Tam o sırada telefonuma mektub geldi. Telefonumu açtım ve mektubu okudum.
"Kapıtaki kutu senin". Kapıya doğru gittim ve kapıyı açtım. Kapının önünde bir kutu vardı. Kutuyu elime aldım ve içeriye girdim. Ne olduğunu merak etmiştim. Aslında bu adam benim numaramı nasıl bulmuştu onu bile bilmiyordum ama merakta etmiyordum.Kutuyu açtığımda içinde siyah bir elbise ve ayakkabı vardı. Açıkcası çok güzel bir elbiseydi. Ben daha öncesinden ne giyeceğime karar vermiştim. Ama o bunu giymemi istiyordu ve bende sorun olmasın diye giydim. Makyajımı yapıp, saçlarımı hafif dalgalı yaptım. Ayakkabılarımıda giydim ve kendime aynadan baktığımda gerçekten çok iyi gözüküyordum. Biraz sonra Selin yanıma geldi ve bana şaşkın gözlerle baktı.
-Vayy. Noluyor? Nereye gidiyorsun?
-Düğüne.-gerçekten berbat bir bahaneydi.
-Düğünemi? Kimin düğünü?
-Arkadaşımın.
-Hangi arkadaş?
-Ama Selin sen çok soru soruyorsun.
-Ay tamam be. Şaşırdım sadece. Selin uykulu bir şekilde tekrardan odasına döndü.
Şimdiyse sadece Enesi bekleyecektim. Pencereden baktığımda geldiğini fark ettim. Biraz sonra kapı çaldı. Koşuşturarak kapıyı açtım. Enes tam karşımda durmuş beni süzmeye başlamıştı. Sanki farklı bir şeyler varmış gibi beni izliyordu.
-Bittiyse gidelim-dedim.
-Ne?
-İzlemen bittiyse gidelim- dedim ve dışarıya çıkarak devam ettim. Enesde benimle birlikte devam etti ve sonunda arabaya bindik. Yol boyu hiç konuşmatık. Açıkcası sabah bana attığı tokat ve beni kendi adamı gibi kullanması sinirlerimi bozuyordu.
Artık mekana yakaşaıyorduk ve Enes arabayı mekandan biraz uzakta saklayarak arabadan indi.
Bende onunla birlikte arabadan indim ve şaşkın bir şekilde onu izledim. Enes arabanın bagajından çantayı çıkardı ve bana doğru uzattı.-Bu iş bittikten sonra benide hayatında çıkarıcakmısın?-dedim
-Söz veremem.
-Neden?
-Çünki seni uyarmama rağmen polise gidip olanları anlatmak istedin. Mekan tam şurada. Beni tanımıyorsun!
-Anladım.
-İçeriye girdiğinde Selimin adamı olduğunu söyleyeceksin.
-Tamam. Peki aksilik olunca ne yapacağım?
-Başının çaresine bakacaksın.
-Nasıl ya? Başım derde girdiğinde hiç bir şey yapmayacakmısın? Bana bak eğer benim kim olduğumu anlasalar ilk olarak senin ismini söyleyeceğim.
-Bazen kafanın içinde beyninin olmadığını düşünüyorum. Seni oraya gönderiyorsam demekki arkanda duruyorum. Ayrıca kim olduğunu söylemessen kimse senin kim olduğunu bilmez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret
Teen FictionGeçmişini zavallı birisi olarak hatırlayan ve geçmişindeki herşeyi ve herkesi mahf etmeye söz veren bir adam. Psikolojik sorunlar, bilinmedik sesler, gereksiz hisler daha fazla sorunlara yol açar. Büyük hayallerle başlayan hikayesi merakı yüzünden d...