-Her şeyin sorumlusu neden sen oluyorsunki?-dedim şaşkınca.
Enes hiç bir şey demedi. Sanırım sakinleşmeye çalışıyordu.
-Söylesene Başer! 'Her seyin sorumlusu ben olmak istemiyorum' dedikde ne demek istedin?! Asıl senin sorunun ne?
-Sorun şu ki ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin hep senin aptallığın yüzünden geliyor ama sen her defasında kendi aptallığını göremeyerek her şeyin ben hayatına girdikten sonra yaşandığını söylüyorsun! Ve her defasında olayla alakam olmasa bile suçlu ve katil ben oluyorum! Sıkıldım!
-Enes. Biliyorum ha.....
-Bir daha ne olursa olsun benden yardım isteme!! Çünki ben seni mecbur olduğum için yanımda tutuyorum!
-Biliyorum!-dedim bir anda öfkeyle çıkan sesimle.
Aşırı sinirli ve huysuz bir günündeydi sanırım.
-Ayrıca sen neden bana sinirlisin şu an. Dediğini yapmayıpta orda kaldığım içinmi yoksa başka bilmediğim bir sebepmi?-dedim sakince.
-Boş ver. Zaten ne desem anlamassın yada yanlış anlarsın. -dedi sakin bir şekilde. Sonunda sakinleşe bilmişti.
-Tamam.-dedim bir anda sakin çıkan ses tonumla.
-Neye tamam?-dedi anlamamış bir şekilde.
-Bir daha senden yardım istemem.-dedim. Ardından binadan çıktım ve ana yola doğru ilerlemeye başladım.
İçimde tarif edemeyeceğim bir hiss vardı. Neden ondan yardım istememe sinirlenmiştiki? Anlamış değildim. Enes neden bu kadar dengesizdi. Akşamlar farklı sabahlar farklıydı sanki. Olay gecesi çok sakindi ve hatta bana sarılmıştı. O akşam ondan yardım istediğim için hiçte sinirli gözükmüyordu. Aslında Enes umrumda bile olmamalı ama nedense dediklerini kafama takmaya başlamıştım. Benden sıkıldıysa beni hayatından çıkarsın derdimde.. Korkuyor aslında. Gördüklerimi polise anlatmamdan korkuyor. Ama bilmediği bir şey var. Ben onun yaptıklarını kimseye söylemem...
Ondan özür dileyecektim. Tabi birde yardımı için teşekkür edecektim ama bundan sonra ne önemi vardıki. Şu anda yapmak istediğim tek bir şey vardı. Eve gidip evin keyfini çıkarmak. Tabikide evin keyfini çıkarmak demek, bütün gün evde hiç bir şey yapmamak demekti. Tam eve gideceğim sırada telefonumun çaldığını duydum. Telefonumu açtığımda Barışın aradığını gördüm.
-Efendim Barış.-dedim düz sesimle.
-Sanada selam. Napıyorsun? Nerdesin?
-Dışardayım ve eve gidiyorum. Niye sordun?
-Bu gün bir şeyler yaparız diye düşündüm buzlar kraliçesi.
-Bana buzlar kraliçesi demeyi bıraksana.
-Neden? Öyle değilmisin?
-Sen asıl buzdan adamlar görmedin.-dedim sakince ve yavaştan kıkırdadım.
-Efendim?
-Boş ver. Bu gün bir şeyler yapa biliriz tabikide. Nerede buluşalım?
-Ben sana konum atarım.
Sohbet bittikten sonra sokakta boş boş gezmeye devam ettim. Ardından Barış konumu gönderdikten sonra konum attığı yere gittim. Barış bir cafenin yanında beni bekliyordu.
-Hey naber-dedim arkadan gelip omzuna yavaşca vurarak.
-Hoş geldin buzlar kraliçem. İyidir senden naber?-dedi Barış gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret
Teen FictionGeçmişini zavallı birisi olarak hatırlayan ve geçmişindeki herşeyi ve herkesi mahf etmeye söz veren bir adam. Psikolojik sorunlar, bilinmedik sesler, gereksiz hisler daha fazla sorunlara yol açar. Büyük hayallerle başlayan hikayesi merakı yüzünden d...