bölüm9

154 6 0
                                    

-Git lan. Korkuyorum!!

-Sana son kez söylüyorum in aşağıya!!!-dedi Enes sinirden kudurmuş bir şekilde.

-Noldu yoksa ağacamı kalkamadın?!-dedim imayla gülerek.

Nedenmi ağacdayım. Çünki o kadar sinirliydimki aklıma gelen ilk saçmalığı yaptım ve tam gölün yanında durduğu için Enesi göle ittim. Yaptıktan sonra küçük bir pişmanlık yaşamış ola bilirim ama bunun için Enesten özür dilemeyecektim. Onu ittikten sonra koşmaya başladım ve karşıma çıkan en sağlam ağaca tırmandım. Sudan çıkan Enes şu an beni tehtitle aşağıya indirmeye çalışıyor.

-İn artık şu ağactan!! Yoksa oraya gelirim ve emin ol oraya gelmem senin için hiç iyi olmaz!!

Nede olsa sonsuza kadar ağaçta kalamazdım. Ayrıca yolu bilmiyordum ve Enes giderse ormanda yalnız başıma kalmakta iyi olmayacaktı. Bu yüzden ağactan inecektim. Yoksa bu manyak ağaca kalkacak ve ordan kaçış yoktu.

-Tamam iniyorum ama bir şartla!-dedim imayla.

-Şartmı?! Kızım senin yüzünden sudan çıkmış balığa döndüm! İn hemen!! -dedi bağırarak ama sonra ardından devam ederek -Yada inme. Ben geliyorum.-dedi imalı bir ses tonuyla.

-Gelme!!-dedim bir anda bağırarak.-Tamam lan Allahın belası! İniyorum hiç bir şey yapmayacaksın!

-İn sen in. Bir şey yapmayacağım.

Bu bir yalandı. Buna adım gibi emindim. Ama bir sorun vardı.

-Enes.

-Nee?!

-Ben inemiyorum.

-Nasıl kalktıysan öylede in hemen!

-Lan öküz anlamıyormusun inemiyorum. Zaten ben hayatımda hiç agaca tırmanmadım.

-Ağaca çıkamıyorsan ağacın başında ne işin var?!

-Nasıl korktuysam artık nasıl tırmadığımı ben bile hatırlamıyorum.

-Nasıl bir manyaksın sen!!-diye sinirle bağırdı Enes.

-Tabi senin kadar olmasada bizdede bir manyaklık var.-dedim bir anda kendimi tutamayıp güldüm. Aslında halime gülüyordum.

-Neye gülüyorsun?! Sanki ağacta kalan benim.-dedi Enes ve ardından devam ederek-Atla ben seni tutucam.-dedi.

-Eminmisin? Tuta bilecekmisin gercekten?

-Evet.

-Ben pek emin değilim!

-Güven bana.-dedi ve ellerini açıp inmemi işaret etti.

Ben tamamen Enese güvenerek atlayacaktım. Çünki başka şansım yoktu. Aslında çokta yukarda değildim ama yinede korkuyordum. Çünki yükseklik korkum vardı. Ben ayağımı tamamen ağacdan çekerek ellerimide tuttuğum budakdan çektim ve kendimi boşluğa attım. Ama düşüşüm muhteşem bir şekilde son buldu. Dizlerim üstüne, yere yapıştım. Nasıl ya? Hani Enes beni tuta... Lanet olsun. Oyuna gelmiştim. Ben kendimi boşluğa bıraktığımda Enesin beni tutacağını sanmıştım ama o intikam için geriye doğru çekilip düşmemi beklemişti. Bir anda yerde yatmış bir şekilde başımı kaldırdım. Yüzüme düşen saçlarımı kenara çekerken Enesi izliyordum. Kendisi kahkahalara boğulmak yerine sadece bana bakıyordu. Hafif bir şekilde gülümsese bile hiç bir şekilde kahkahayla gülmüyordu ve elleri cebinde beni zefkle izliyordu.

Enes bana doğru gelerek bir anda kollarımdan tuttu ve beni rahatlıkla ayağa kaldırdı. Tam yüzüme bakerken bana doğru yaklaştı ve kulağıma fısıldadı:

EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin