-Işıklar ne zaman gelicek baba?
-Bilmiyorum ama birazdan gelir kızım.
-Ben korkuyoum. Bobide korkuyor.-Sıkıca ayıcığım bobiyi tutmuş koltukta öylece oturuyordum.
Babam yanıma gelerek beni kucakladı. Alnıma bir buse kondurdu.
-Korkma. Korkucak bir şey yok. Sadede her yer olduğundan biraz daha karanlık. Ayrıca ben yanındayım.-diyerek beni daha çok kucakladı.
Beynimde sürekli yıllar önce babamla olan bu kısa sohbet dönüb duruyordu. Sanırım Enes gelmeyecemti. Titreyen sesimle "Gel artık Enes"dedim ardından "Gelmeyecek." dedim sakince.
Odada tek bir pencere bile olmadığından ve oksigen azalıdığından nefes almak zorlanıyordu. Gözlerimi kapatım öylece karanlığın için uykuya dalmaya çalıştım. Kaç dakika öyle kaldığımı bilmiyordum ama bilincim yavaş yavaş kapanıyordu. Başımı yanımdaki duvara yasladım. Ellerim dizlerimden koparak yere düştü. Uyumaya çalışsamda tam uyuyamamıştım ve bilincim tam kapanmamıştı.
Bir kaç dakika öyle kaldıktan sonra tamamen uyumuştum. Bir anda silah sesleri duymaya başladım. Ama artık nefes alamıyordum. Odada oksigen tükeniyor nefes almakta artık tamamen zorlanıyordum. Zorla nefes almaya başladım. Sıcaktan vücüdüm terlemişti. Gözlerimi kapatım bildiğim bütün duaları etmeye başladım.
Bir anda demir kapı büyük bir gürültuyla açıldı. İçeriye düşen ışığı hiss ede biliyordum. Sanırım sonunda beklediğim kişi gelmişti.
-Kalk hemen!!-diye iyrenc ve kaba bir ses duydum ve bu ses kesinlikle Enese ait değildi.
Adam sert bir şekilde kollarımdan tutarak beni kaldırdı ve bileğimden sert bir şekilde tutarak beni gittiği yere doğru sürükledi. Ben gezmekte zorlanıyordum ve bu yüzden sürekli düşüyordum. Adamsa her defasında beni sertlikle ayağa kaldırıyordu ve bileğimi biraz daha sıkarsa bileğim kopacaktı. Adam telaşlıydı. Belkide dışardaki silah sesleri buydu. Şimdi tek bir şeyi deneyecektim.
-Eness!!!-diğe çığlık attım bir anda. Onu görmüyor, nerde olduğunu bilmiyordum bile ama eğer burdaysa beni duya bilirdi. Sürekli bağırıyor, Enesin sesimi duymasını bekliyordum. Adam sert bir şekilde ağzımdan tutarak beni binanın arka kısmındaki bahçeye çıkarmıştı. Göz yaşlarım dinmiyor daha çok korkuyordum.
Bahçeye çıktığımızda beklenmedik bir şeyle karşılaştık. Yaklaşık on-onbeş kişi bahçede çevre şekilde durmuştu. Hepsi elindeki silahları bize doğru çekmiş simsiyah giyimli adamlardı. Bir anda beleğime yapışmış adam elini bileğimden sert bir şekilde çekti. Ama bu isteyerek yaptığı bir şey değildi. Birisi arkadan başına sert bir şekilde vurmuş bunu beklmediği için adam bir anlık afallamıştı. Bense yere düşerek yerde öylece kala kaldım. Sonunda Enes bey gele bildiler.
Enes adamın üzerine çıkarak sürekli yumruk vurarken bende yavaşca arkaya doğru sürünüyordum. Enes adamın üzerinden kalkarak ona sırtından son defa sert bir şekilde tekme attı ve acıdan direnen adamın sesi tamamen kesildi. Bitmişti. Kurtulmuştum. Ama içimde enteresan bir hiss vardı. Enes bana doğru gelerek kollarımın altından tutarak beni ayağa kaldırdı. Az kalsın dengemi kayb edecektimki sıkı bir şekilde Enesin boynuna sarıldım. Boyu yüksek olduğu için ben onun boynuna sarıldığımda biraz eyilmişti.
-Çok korktum Enes!-dedim tıpkı küçük bir çocuk gibi.
-Geçti artık. Bitti.-dedi ve ilk kez bana sarılmıştı.
-Gelmiyeceğini sandım.
-Kimse bana çalışanlardan birisine zarar veremez!-dedi katı ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret
Teen FictionGeçmişini zavallı birisi olarak hatırlayan ve geçmişindeki herşeyi ve herkesi mahf etmeye söz veren bir adam. Psikolojik sorunlar, bilinmedik sesler, gereksiz hisler daha fazla sorunlara yol açar. Büyük hayallerle başlayan hikayesi merakı yüzünden d...