Enes Başer...
Evin tüm işıklarını kapatmış çalışma odamda sakince oturup içkimi yudumluyordum. Sanki bu gece her zamankinden daha karanlıktı. Bu gece her zamankinden daha sakindi. Odamdaki saatin sesini duyacak kadar sakin. Biraz sonra bu sakinliyi bozacak ayak sesleri gelmeye başladı. Birileri yavaşca olduğum yere doğru gelirken ben içkimden bir yudum daha aldım.
Olduğum oda penceresizdi. Bu yüzden oda fazlasıyla karanlıktı.Kapının açılma sesi gelenin artık odama dahil olmakta olduğunu gösteriyordu. Evin kolidorlarıda karanlık olduğundan kapının açılması odada işık açısından hiç bir şeyi değiştirmedi. Hale tek gördüğüm boş siyahlıktı. Kapamı açan kişinin sakince hareket ettiğini, attığı yavaş adımlardan anlaya biliyordum.
-Burda olduğunu biliyorum Başer.-dedi ve saçma bir şekilde gülmeye başladı.
İçkimi yudumlarken:
-Aferin. Buldun beni. -dedim sakince.
Gözüm karanlığa alıştığı için adamın nerede olduğunu göre biliyordum. Karanlıkta gördüğüm şey adamın silahı tam bana doğru tutmasıydı. Bu kadar karanlıkta nerede olduğumu görürmüş gibi silahı bana doğru tutmuştu.
-Tüm adamların ayakta uyuyor Başer. Hepsi ve hatta çok güvendiğin Emir bile şu an elimizde ve seni koruyacak bir adamın yok! Bu kadar kolay olacağını bilmeliydim. Seni gözümde fazla büyütmüşüm!
-Sencede her şey çok kolay olmadımı?-dedim sakince.
-Benim için bir hiçsin Başer!!-derken bana doğru geldiğini karanlıkta seçe biliyordum.
-Kızın elimde.
Adamın kahkaha atışı kulaklarımda çınlarken biraz sonra lanet gülüşünü kesip konuşmaya başladı.
-Adamların elimizde olduktan sonra kızımın nerede olduğunu bulmam zor olmayacak. Şimdi söyle bakalım. Nasıl ölmek istersin?!.-dedi inadına gülerek.
-Bence kafama sık. Mükemmel bir ölüm-dedim içkimi yudumlayarak.
-Sen nasıl bir delisin be adam?! Nasıl bir zihniyet?!
Se....Ses kesildi. Tek duyduğum adamın yere kılışı ve birileri tarafından boğulmasıydı. Ona doğru gelerek silahı çıkardım ve eğilip silahı kafasına tutup:
-Kafana sıksam?! Mükemmel bir ölüm deyilmi?!-dedim sakince gülerek
Tek bir kurşunla adamın işini hall edikte yerde çırpınan bedeni durdu.
-Bu adamın leşini evimden çıkar Emir.
-Peki ağabey.
Onun bu gece ziyaret edeceğini elbetteki biliyordum ve her şeye hazırdım.
Emir odanın ışığını açtığında leş bedeni daha iyi göre bilmiştim. Kızı için ayağıma kadar gelmiş ve ölümünü bana seçtirmiş zavallı bir adam.
-Bebeyi ne yapacağız ağabey?
-İşimize yaramaz. Annesine verin gitsin.
Aslında hiç bir şey basit olmuyordu. Bu işin böyle basit bir şekilde çözülmesi onun basit olduğu anlamına gelmezdi. Bunun ardında her konuda önemli olan zamanlama duruyorduki bence zamanlama her zamanki gibi iyiydi. Zaten eğer Savaşın aklı olsaydı kapıları açık ve ışıkları kapatılmış bir eve girmezdi. Burda akıl önemli ama benim düşmanlarımın çoğu bu konuda sınıfta kalmış insanlar.
Emir bebeyi getirdiğinde ağlıyordu. Sanki küçücük bir bebek olanları his etmiş bana isyan için susmamaya söz vermişti.
-Ağabey bebek susmuyor.-dedi Emir büyük bir bıkkınlıkla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret
Teen FictionGeçmişini zavallı birisi olarak hatırlayan ve geçmişindeki herşeyi ve herkesi mahf etmeye söz veren bir adam. Psikolojik sorunlar, bilinmedik sesler, gereksiz hisler daha fazla sorunlara yol açar. Büyük hayallerle başlayan hikayesi merakı yüzünden d...