Hızlıca yaklaşan adım sesleri gelen kişinin tek olmadığını belli ediyordu. Korkuyla yatağımdan kalktım. Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladım. Elimi uzatıp kapıyı açmak istediğimde kapı bir anda hızlı bir şekilde açılmıştı ve ben korkuyla irkilerek arkaya doğru gitmiştim.
-Demek uyanmışsın-dedi sakin sesiyle.
-Enes?-dedim şaşkınlıktan kocaman açılmış gözlerimle.
Bu adam normalde böyle şeyler yapmıyordu. Eğer buraya gelmişse bunun muhakkak bir açıklması olmalıydı.
-Beni özlemediğine göre evimde ne işin var?-dedim ellerimi göğsümün biraz altında birleştirerek.
Enes ilk önce beni baştan aşağıya kadar süzdükten sonra yüzüme baka bilmişti.
-Ayrıca bir kadının odasına bu şekilde girmek çok ayıp! Pislik herif.-dedim sinirle devam ederek.
-Demek evine girmem bir sorun değil. Tek sorun odanı basmam.-dedi ifadesiz bir şekilde.
Haklıydı. Bu yüzden kendimi hiç bozmadan sözüme devam ettim.
-Ne için geldin?!-dedim öfkeyle.
-Bir işime yararacaksın!-dedi emr verir bir şekilde.
-Yinemi? Asla! Asla! Asla!-dememle dizlerimin yere kapaklanması bir oldu. Enesin yanındaki adamların ikisi omzumdan bastırarak yerde dizlerim çökük şekilde oturmamı sağlamıştı. Bir anda ikisinin silahları yerinde çıkmış ve kafama doğru bastırılmıştı. Enes ise hiç bir şey yapmadan öylece karşımda duruyordu.
-İsteyeceğim ufak bir şey için beni bunları yapmaya zorlaman tamamen senin hatan.-dedi sinirden çatılmış kaşları ve bum buz sesiyle.
-Ne istiyorsun?!-dedim öfkeyle çıkan sesimle. Ama yinede sesimi fazla kaldıramıyordum. Yanımda duran iki tehlike her an sonum ola bilirdi.
-Merak etme bu sefer sadece çocuk bakacaksın.
-Ne? Çocukmu? Hayatta olmaz! Ben bir çocuk bakamam! Asla olmaz!
-Sana bir seçenek ve ya bir istekde bulunmuyorum Demirel! O çocuğa bakacaksın!
Lanet olsunki yine onun dediyini yapmak zorunda kalmıştım. Hiç tanımadığım ve hayatıma sonradan, istemeyerekte olsa dahil olan bir adamın dediklerini yapmayı hiç istemememin sebeplerinden biriyse bu gün başka planlarımın olmasıydı. Ve şimdi onları iptal etmek zorunda kalmıştım.
Enes adamlarına bir şeyler işare ettikte adamlar silahları çekip odadan çıktılar. Bense ayağa kalkarak tamda Enesin karşısında duruyordum.
-Çabuk üzerine doğru dürüst bir şey giy. Seni bekliyorum. Sakın hazırlanma fastını fazla uzatma! Sabrı olan insanlardan değilim.-dedi ifadesiz bir yüz şekli ve düz sesiyle.
Enes yüzünü dönüp odadan çıkmaya hazırlanırken bir anda durup odanın kenarına, dün gece fırlattığım çantama baktı. Bir yerlere gideceğimi anlamıştı belkide ama bu onun için hiç bir şey ifade etmiyordu. Hiç bir şey demeden odadan çıkmıştı. Bende son derece rahat bir şekilde üzerimi değişmiş, beyaz bir kot ve siyah bir t-shirt giyip saçlarımı kendi halinde açık bırakmıştım. Uzun kumral saçlarım hiç bir şey yapmasam bile fazla dağınık ve düzensiz durmuyor aksine son derece farklı duruyordu. Hafif makyajımın ardından sırt çantamı alıp odadan çıktım. Dışarıda duran Enesin tek yaptığı şey beni beklemekti ve hazırlanmam uzun sürdüğü içindre biraz sinirli gözüküyordu. Sanırım biraz fazla beklemişti.
Arabaya binmemi işare ettiğinde zaman kayb etmeden arabaya bindim. Enesde aynı şekilde kendi koltuğuna geçip kemerini bağladıktan sonra arabayı kullanmaya başladı. Enesle ilgili öyrendiyim bir şey daha vardı. Arabayı fazla hızlı kullanıyordu. Arabadaki sessizlik son derece sinir bozucu olmaya başlamıştı ama Enes bu sessizliyi bozacak konuşmaya başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret
Teen FictionGeçmişini zavallı birisi olarak hatırlayan ve geçmişindeki herşeyi ve herkesi mahf etmeye söz veren bir adam. Psikolojik sorunlar, bilinmedik sesler, gereksiz hisler daha fazla sorunlara yol açar. Büyük hayallerle başlayan hikayesi merakı yüzünden d...