Yeni bir bölümle daha karşınızdayım.Yorumlarınızı görmek istiyorum.Nasıl gidiyor kitap?Medyadaki şarkı Sentenced - Everything is Nothing.Bölümle bir ilgisi yok ama onu dinleyerek yazdım.Sanırım bu şarkının etkisi hep bu bölümde olanlar jxkxksks
Kucak dolusu öpücük ve sarılma :DSaat gece yarısını çoktan geçmişti ve karanlığın ortasında aniden uyandım.Yarı rüya yarı gerçek olduğunu sandığım bir sis bulutu içinde uykuma kaldığım yerden devam etmek istiyor ancak bir yandan da yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissediyordum.Hareketsiz bir şekilde gözlerimi odada gezdirip penceremden sızan sokak ışıklarıyla karışmış gölgelerin karanlıktaki izlerine baktım.Hiçbir şey olağandışı görünmüyordu.Dikkatle dinliyordum.Dışarıdan geçen bir araba dışında odamdaki bütün sesler her zamanki gibi geliyordu.Yine de bir şeylerin ters gittiğini sezinliyordum.
Birden ensemdeki bütün tüyler diken diken oldu ve buz kestim.Bakışlarım odamın en uzak köşesine kaydı.O en karanlık köşeye....
Hayal gücüm beni vahşi bataklıklardaki sis perdesi gibi etkisi altına almıştı.Orada birisi ya da bir şey mi var?Hiçbir hareket yoktu.Her şey sessiz sakin duruyor,sadece saatin tik taklarının sesi gittikçe artıyor gibi geliyordu.Sessizce beklemeye devam ederken nefesimi tutmuş karanlık köşeye gözlerimi ayırmadan bakıyordum.Bir müddet beklemiştim.Bekledikçe korkum dağılmaya başladı.Korkum dağılmaya başladıkça vücudum rahatladı ve durumun saçmalığı aklıma daha çok yatmaya başladı.O karanlık köşeye son bir bakış daha fırlattıktan sonra her şeyin yolunda olduğunu bilmenin verdiği rahatlıkla yatağıma gömüldüm ve gözlerimi kapatarak uykuya daldım.
. . . . . . .
Titreyerek banyo duvarına çöktüm.Elimdeki kağıda inanamaz gözlerle bakıyor,mantıklı bir açıklama bulmaya çalışıyordum.Ancak yoktu.Dün gece hissettiğim şeyler sapına kadar gerçekti.Birisi odama girmiş,bu mektubu bırakmış ve uyandığımı farkedince de o karanlık köşeye saklanmıştı.Uykunun verdiği dalgınlıkla bunun zihnimin bir oyunu olduğunu sanmıştım.
Okumaktan kırışmış ve gözyaşlarımdan ıslanmış kağıdı yere serdim ve buruşukluklarını elimle düzeltmeye çalıştım.Aynen şöyle diyordu;
Söylediklerimizin birer birer gerçekleştiğini görmek bizleri memnun ediyor.Buraya geldiğinden beri olumsuzluklar yakanı bırakmadı.Hemen her gün yeni bir olay yaşadın ve buraya geldiğine hafiften pişman olmaya başladın değil mi?Bunlar daha başlangıç sevgili yabancı.Güvende olduğunu,bu yeni şehrin sana şans getireceğini sanıyorsun ama yanılıyorsun.Bu şehir yıkımın olacak.Ve her şey bittiğinde ardına bakmadan kaçmak isteyeceksin.Kaçabilecek gücün kalırsa tabii.Bu şehir gözüne kestirdiklerini alaşağı etmeden asla huzura eremez.Gerçekleri göremeyecek kadar kör müsün sevgili yabancı?Geldiklerini hissetmiyor musun?
Aklımı kaçırıyordum değil mi?Kim beni gözüne kestirmişti?Benden ne istiyorlardı?Kim bu mektupları gönderiyordu?Biri beni bilerek ve isteyerek delirtmek istiyordu.Geçtiğimiz haftasonu yaşadıklarım ve şimdi de bu.Her kimse eve girmek için özellikle yalnız olduğum bir zaman dilimini seçmişti.Dün akşam bir telefon geldi.Oregon'da bıraktığımız eve birileri talip olmuştu.Bu yüzden büyükannem apar topar Oregon'a gitmiş ve tapu işleri uzun sürdüğünden en erken bir haftaya gelebileceğini söylemişti.
Mektubu dikkatle katlayıp naylon bir poşete koydum.Polise gitme vakti geldi de geçiyordu.Bugün diye söz verdim kendime.Bugün iş çıkışı gidecektim.
Hızlı bir duştan sonra giyindim.Biraz allık sürmek iyi bir fikir olabilirdi zira yüzüm bembeyaz kesilmiş,adeta kanım çekilmişti.İşimi bitirdikten sonra aşağı indim ve kendime bir kase gevrek koydum.Yerken sessizlik olmasın diye mutfaktaki televizyonu açtım.Sessizlikten nefret ederdim.Aklıma kötü şeyler getirirdi hep.Ölüm gibi..Mezarlıklar hep sessiz olurdu.Tek duyduğunuz ayağınızın altında çıtırdayan çakıl taşları ve kalbinizin atışları olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOTHAM ||
Fanfiction"Sözlerimizi bitirmeden evvel sana son bir tavsiyede bulunmak istiyoruz: "Yeşil Saçlı Adam" Dileriz onu görme talihsizliğini yaşamazsın.Bu şehirde belki de karşılaşmayı isteyeceğin son kişi kendisidir.Sakın niye deme.Neden bahsettiğimizi elbet sen...