*
Etrafı incelerken buranın sadece bir oda olduğuna adım gibi emindim . Bunun geriside vardı , yoksa kimse odanın ortasına kapaksız bir merdiven yapmazdı . Odanın kapısı tam karşımızda duruyordu . Kızlarda geldiğine göre çıkabilirdik ama hepimizin aynı anda gözüne çarpmış olacaktı ki herkes aynı tepkiyi vermişti.
*
Acaba gerçek mi yoksa bunlar bir hayal mi dercesine gözlerimi uğuşturdum. Devasa deney tüplerinin içinde durmadan camlara vuran büyüklü küçüklü zombiler vardı. Komutan kapıya yöneldiğinde kapı açılmış ve üstünde kimyasal elbise olan 4 adam girerek elindeki silahları bize doğrulttular. Yabancı olduklarını yüzlerinden anlamıştım . Değişik bir dilde konuşup bize bağırmaya başladılar ve silahlarımızı bırakmamız için işaret yaptılar . Komutan'a baktığımda yine her zaman olduğu gibi gözünde 1 gram korku yoktu . Hala silahı adamlara doğrultmuş bir şekilde bekliyordu. 20 saniye kadar böyle sürünce adamlar bağırmayı bıraktılar. Arkalarından bir adam çıktı ve az önce silah doğrultan adamlar yana çekilerek yol vermişti.Herhalde yetkili kişi buydu , biraz sert tipli , sıfır kollu dar bir tshort giymişti. Yavaşça gülümsüyerek gelmiş ve en önde duran Komutana bakıp " Türkmüsünüz lan siz ." diye sordu.Komutan soğukkanlılığını bozmadan "Evet türküz, köpeklerini çek üstümüzden kimseye bir zararımız dokunmadı."dedi. Adam bu sefer bir adım geri çekilerek kızlara bakmaya başlamıştı. Ayda'ya bakmaya başladığında sinirim bozulmustu ama sabrettim belki gözünü çeker diye düşündüm. Fakat Ayda'da bundan rahatsız olmuştu ki gözlerimin içine baktı.Tekrar Adam'a baktığımda gözleri hala Ayda'daydı.Daha fazla dayanamayarak bir adım öne gittim ve "Önüne baksana lan." diye çıkıştım.Kendimden beklemezdim bu sahiplenici mahalle abisi tavırlarını ama söz konusu Ayda'ydı. Adam hafifçe gülümsedi ve " Tamam delikanlı sakin ol nasıl istersen ." dedi. Biraz daha durduktan sonra mütevazi bir şekilde "Size yemek ve yatacak yer imkanı verebilirim dedi."Bu muydu yani nerden geldiğimizi nasıl geldiğimizi sormiyicakmiydi , kesinlikle bu işin içinde bir iş vardı . Daha doğru dürüst Savaşlara bile guvenemiyordum . Komutan bana baktı ve tekrar önüne döndü daha sonra ise "Yok sagol teklifin için biz buradan çıkmak istiyoruz sadece." Dedi . Adam birden gülmeye başladı , gulmeleri kahkahaya dönüştü korku filmindeki korkunç adam gibi bir sesi vardı ve guldugunde ise tıpa tıp aynısı oluyordu . Aniden gülmesi kesildi yüzünü somurttu ve "O kadar kolay değil." Dedi. Savaş korkmuş olucaktı ki "Ne demeye çalışıyorsun sen." Dedi Adam Savaşa yaklaşarak gözünün içine baktı ve bastırarak "Buradan gitmeniz kolay olmiyicak diyorum." Dedi . Arkamizdaki deney tüplerini göstererek sırıttı. Neyin peşindeydi anlamış değildim diye düşünürken çaprazımızda kalan kapı açılmış ve içeri 10 küsur adam girmişti . Bizleri teker teker tutmaya başlamıştı. Bir tanesi silahıma davranmama kalkmadan ellerimi arkada buluşturmuş ve haraket etmemi engellemişti. Kurtulmaya çalışırken kafamda çok büyük bir acı hissettim .
Gözlerimi açtığımda aynı Asena'yı öldürdükleri evdeki gibi boş bir yerde buldum . Tek başımaydım ve korkmaya başlamıştım , kendim için değil bu korku Ayda içindi . 10 dakika bünyemin karanlığa alışmasını bekledim etraf oldukça loş bir yerdi. Gözlerim tekrar kapanacağı sıra içeri birisi yada birileri girdi karanlıktan dolayı tam secemiyordum. Bana türkçe burda ne işimiz olduğunu sordu cevap vermek istiyordum fakat ağzımı açmaya halim yoktu ağzımı acsam bile konusamazdım. Adam bu sefer buraya nasıl geldiğimizi sordu. Ağzımı açmaya çalıştım fakat başarısız olmuştum . Daha sonra ise çeneme çok sert bir yumruk yedim. Sanırım çene kemigimi kırmıştı . O an acıdan ölüceğimi sandım . Canı az birisiydim bunu kabullenmem gerekirdi . Ama dayanmak zorundaydım , en azından Ayda için dayanmalıydım. Gözlerim kapanıyordu ne kadar dayansamda kazanamıyordum. Uzun uğraşlar sonucu gözlerimi açamamış tekrar uykuya dalmıştım.
Uyandığımda yanımda yine kimseyi gorememenin verdiği üzüntü kadar kotu bir şey yoktu. Ama bu sefer ellerimi hareket ettirebiliyordum. Ellerimi neden çözdüklerini bilmiyordum ama buna şükretmen gerekiyordu.Önümdeki mermer cinsi bir taşın üstünde tepside yemek bırakılmıştı. Kaç gündür baygın olduğumu bilmiyordum ve karnım çok açtı . Hiç bir şey düşünmeden yemeğe başladım, ben yemek yerken kapı gıcırdayarak açıldı ve 2 adam girdi. Ben yemeği bırakıp onlara döndüm yabancı bir şekilde konuşup kollarımdan tutarak yan odaya doğru götürmeye başladılar . Kapıyı çaldıklarında yaklaşık 10 saniye sonra kapı açıldı ve içeri goturulmeye başlandım. Vucudumun hiç bir yanı tepki veremiyordu. Çok halsiz ve güçsüz düşmüştüm aklım hala Ayda'daydı. Onu çok ozlemistim, peki ya Komutan hayatımı ona borcluydum hepimiz borcluyduk. Hakkı ödenmeyecek birisiydi ve onun için de elimden gelen herşeyi yapacaktım . Ben bunları düşünürken adamlardan birisi bez parçasıyla gözümü kapatıyordu . İstemsizce razı oldum. Ve yine bir yere götürülüyordum. Odadan çıktık ve koridor boyunca yürüdük , asansör tarzı birşeye bindik ve sanırsam aşağı kata iniyorduk. Tekrar bir odaya girdik ve girer girmez Ayda'nın "Seliim" diye bağırmasını duyar duymaz 5 dakika önceki bitkin halimden eser kalmayarak gözlerim bağlı bir şekilde dönüp duruyordum. Ellerimi tutan adamlardan kurtulmustum. Korebe oynayan çocuklar gibi gözüm kapalı bir saga bir sola gidiyordum. Ayda'nın sesi 2. Sefer boğuk gelmişti , sanki birisi eliyle onun ağzını kapatır gibi. Telaslanmaya başladım yine ne yapacağımı bilemiyordum lanet olsun ki bilemiyordum. Korku ile dönüp dururken sol tarafimdan sertçe itilmek beni kendime getirmedi hafif sendeledim fakat düşmemiştim. Yine deli gibi dönüp bir taraftan "Ayda" diye bağırıyordum. Çok geçmeden yaklaşık 10 saniye sonra yine aynı yerimden cenemin sol tarafına bir yumruk yetiştim. Şerefsiz tam da oturtmasını biliyordu. Aniden yere yığıldım yerden kaldırıldım ve bir sandalyeye oturtuldum. Ayda' dan ses çıkmamıştı hala , yine korkmaya başlamıştım . Adam az önce yaptıklarıma sinirlenmiş olacaktı ki şimdi acısını çıkartmayı planlıyordur diye düşünürken yüzümde çok hafif ce bir bıçak izi hissettim . Şerefsiz yüzümde bir bıçakla oynuyordu. Ufak kesikler atıp gülüyordu. Canımı fazla yakmıyordu fakat izi kalacağı kesindi. Yüzümü ne kadar geriye cekersem bıçağı okadar bastırıyordu derken çok yüksek seste bir silah sesi duydum. Kulaklarımı kapatamadığım için ağrımaya başlamıştı . Yüzümde bıçakla oynayan adam yere düşmüş olacaktı ki ayağımda kolunu hissedebiliyorum . Silah sesi 4-5 defa tekrarlandı ve birisi omzuma dokunarak "İyimisin?" Diye sordu . Bu sesi nerede duysam tanırdım .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Salgını (Düzenleniyor)
Mystery / ThrillerKorktuğu için çıkarmıştı silahını , zarar vermek istemiyordum onlara. Komutan'a doğru doğrultmaya çalıştı silahını fakat Ozan ikisinide neredeyse şarjörün yarısını boşaltarak öldürmüştü." Napıyorsun lan ? " diye bağırdım Ozan'a. "Ben yapmasam o yapı...