*
Dış kapı açıldığı sırada Turgay göründü ve eliyle gel işareti yaparak yanına çağırdı . Savaş'a her şeyi yoluna sokacağıma dair söz vererek birlikte Turgay'ın yanına gittik . Alt kata inerek gerekli malzemelerimizi toplamaya başladık . 4 sandık vardı , bunlardan sadece ikisi ağzına kadar silah doluydu , diğer sandık da mermi ve kemer kuşakları son sandık da ise bıçaklar vardı . Her şeyi alıp çıkmaya başladığımız sırada Ayhan elini omzuma atıp " Teşekkür ederim doktor , her şey senin sayende iyi olacak " diyerek gülümsedi . " Birlikte yapacağız , hep birlikte " diyerek merdivenlerden çıkmaya başladım . Garip olan şu ki Ali ve Komutan'da bizimle beraber geliyorlardı . İstemedikleri halde bir yere gelmek zor olsa gerekti . İçimde anlam veremediğim bir heyecan ve sıkıntı vardı . Umarım bir sorun çıkmaz diyerek Ayda'ya veda edip çıktım evden . Bizi bekleyen 5 araç vardı , Ayhan onu takip etmemizi söyleyerek bizi en öndeki araca götürmüştü . Araca bindikten 2 dakika sonra sürgülü kapı açılarak hareket etmeye başladık . Acaba bu sefer neler yaşayacaktım , hâlâ hayatlarına devam eden insanlar var mıydı acaba ? Bizi nasıl karşılayacaklardı çok merak ediyordum .
*
Yaklaşık 15 dakikadır yolda olmamıza rağmen ne zombi ne de kan görmüştüm . Etrafı izleyerek gözlemleyerek yolumuza devam ediyorduk ki birden anlam veremediğim bir şekilde durduk . Ayhan başını kaldırıp "Ne oluyor orada ? " diye sorduğunda askeri araç sürücüsü " Anayol terk edilmiş arabalarla kapanmış , buradan geçmemiz imkansız ". Ama isterseniz ormana doğru çıkan bir yol daha var " dediği sırada herkesin kafasını karıştırmaya yetmiş hatta artmıştı bile . Ayhan şaşkın bir şekilde başını kaşıyordu . Ne yapacağımızı düşünürken Komutan sessiz ve soğukkanlı bir şekilde "Ormandan gidelim , en azından oradan araçlar geçebilir" dedi . Ayhan biraz düşündükten sonra Komutanın dediği gibi "Ormandan gidiyoruz" dedi herkesin duyabileceği gür sesiyle . Şüphelenmiyor değildim fakat kimsenin de günahını almak istemiyordum . Ormandan geçerken bir kaç kulübe görmüştük fakat hedefimiz farklı olduğu için durmamıştık bile . Uzun bir yol sonrası sonunda şehir merkezini görebiliyorduk , işte şimdi görebiliyorduk yol kenarlarında parçalanmış insan bedenlerini , kan göllerini , yıkılmış yakılmış hatta patlamış koskoca binaları . Araçları ne olur ne olmaz diyerek çok fazla bina aralarına sokmak istemedik , şehir girişinde ağaçlık bir alana park ederek geri kalan yolu da yayan gidecektik . Bütün adamlar araçlardan indiğinde çok kalabalık olduğumuzu fark ettim ve içimde ki tedirginlik kaybolmuştu . Bu resmen insana özgüven kazandırıyordu . Belli bir noktada durduk ve Ayhan söze girdi "Arkadaşlar öncelik hedefimiz insanlar , yaşayan daha doğrusu yaşamaya çalışan her kimi görürseniz telsizlerle birbirinize haber vereceksiniz . Daha sonra ise yenilebilir içilebilir ne bulursanız en önemlisinden en önemsizine sırayla çantanıza koyacaksınız . " dedi ve yaklaşık 30 kişilik orduyu 5 kişilik gruplarla şehrin farklı noktalarına gitmeleri için emir verdi . Bizim bulunduğumuz grup Ben , Ayhan , Savaş , Komutan ve Aliden oluşuyordu . İlk girdiğimiz yer bir aile apartmanıydı , kapısını fazla ses yapmadan açmayı başarabilmiştik . İçerisi oldukça sessiz ve bir o kadar da karanlıktı . Komutan ilk dairenin kapısını herkes hazır pozisyonunu alır almaz kırdı ve içeri girdi . Evin içerisinde 2 den fazla zombi çıkmadı fakat yüklü miktarda uzun ömürlü yiyecek ve içecek vardı , ilk siftahımızı güzel yapmıştık . Aynı şekilde 2. ve 3. dairelere de girmiştik . Sıra en üst katta ki 4. daireye geldiğinde içeriden konuşma sesleri geldiğini duyduk . Bunlar bir kadın ve adama aitti , herhalde bu cehennemde kendilerini en üst katta koruyabileceklerini düşünmüş olmalıydılar . Ne yapacağımız hakkında kapının önünde ufak bir tartışma yaşadık . Komutanın fikri kapıyı kırıp ikisini de rehin almak ve diğer arkadaşlarının nerede olduğunu öğrenmekti , fazla ön yargılı davranıyordu . Ayhan bu daireye dokunmadan başka yere gitmemizi söylüyordu , ama belki de bize ihtiyaçları vardı yiyecek ve içecekleri bitmiş olabilirlerdi sonuçta buraya yiyecek ve içecekten önce insanların durumunu öğrenmek için gelmiştik . Savaşın fikri ise kapıyı çalmaktı , sanırım bu böyle bir dünyada olabilecek en garip olaydı . Savaş ve Komutan tartışmanın sesini iyice yükseltmişti , Ayhan onları bağırmamaları konusunda uyaracaktı ki büyük ihtimalle az önce içeriden sesi gelen kadın kapıyı açtı ve sessiz bir şekilde "Bağırıp durmayın bebeğim uyuyor , hemen içeri geçin" dedi . Hepimiz aynı anda birbirimizin suratına bakıp ne yapacağımız konusunda kararsız kalmıştık , en sonunda Ayhan teşekkür edip sessizce içeri girmeye başladı , arkasından bizde devam ediyorduk . Koridorun sonunda bir adam karşımıza çıktı ve "Hoş geldiniz evin içinde hiç ses olmadığından dolayı konuşmalarınızı ister istemez duyduk , ama inanın ki ne arkadaşımız ne de bir ekibimiz var . İçinizden birisinin belki yardıma ihtiyaçları vardır dediğini duyduk , lütfen bizi burada bırakmayın lütfen bizi de yanınıza alın " diyerek yalvaran gözlerle bize bakmaya başladı . Ayhan bana bakıp ne yapacağı konusunda yardım istiyordu , hafifçe kafamı olumlu bir şekilde salladım ve konuşmaya girdim . " Kendimize göre bir ailemiz var fakat onlarında yiyecek ve içeceğe ihtiyaçları var , siz evinizden dışarı çıkmayın biraz daha erzak bulup hava kararmadan sizi buradan alacağız " dediğimde kadının gözlerinin içi gülüyordu . Adam ise bolca teşekkür de bulunup " İsterseniz size erzak aramanızda yardımcı olabilirim , bu civardaki bütün market , benzinlik ve giyim mağazalarını çok iyi bilirim " dedi . Aslında güvenmelimiydik bilmiyordum bir tuzakta olabilirdi . Adama karşı bir saniye diyerek herkesi 2 adım geriye çektim ve kısık bir sesle " Sizce güvenmelimiyiz ne diyorsunuz , eğer gerçekten dediği gibiyse çok işimize yarar " dedim . Ayhan , Savaş ve Ali onay vermişti fakat Komutan her zaman ki gibi soğukkanlı bir bakış atarak " Gözümüz üstünde olsun yanlış hareketinde sıkarız kafasına" diyerek tembihledi . Adama dönerek ismini sordum , güler yüzlü bir şekilde " Adım özgür " dedi . "Merhaba özgür aramıza hoş geldin " diyerek sıcakkanlı bir şekilde elini sıktım . Apartmandan çıktıktan sonra Ayhan biraz arkamızdan gelerek telsizle olan biteni diğerlerine anlattı ve tetikte olmaları için uyardı . Özgür'ün dediğine göre 100 metre ileride büyük bir market vardı ve salgının ilk başladığı gün kepenklerini indirerek hiç kimsenin içeri girmesine izin vermemişlerdi , şuan yüksek ihtimalle boş olacağını söylüyordu . Hepimiz sevinmiştik hatta dediği gibi çıkarsa bütün orduyu bulunduğumuz bölgeye çağırıp çantaları ağzına kadar doldurduktan sonra erkenden eve gitmeyi düşünüyorduk . Yollarda ki bir kaç zombiyi bıçağımızla öldürüyorduk onlar bizim için sorun olmuyordu fakat mühim olan marketin içinde olmamasıydı . 2 - 3 dakikalık yürüyüş sonrası dediği yere gelmiştik gerçekten de büyük bir market vardı . Toplamda 4 kepenk ve her kepenkte 2 şer taneden 8 tane yere çakılmış kilitler vardı . Komutan kilitleri inceleyip hızlı bir şekilde silahına davrandı ve kilite doğru nişan aldığında Ayhan hemen elini ortaya koyup " Ne yapıyorsun sen , hepsini başımıza mı toplayacaksın tek bir kepengi kaldırsak yeterli" diye çıkıştı . Ayhan çantasını açarak aletlerini çıkarttı ve en baştaki kepengin kilitlerini açmaya başladı , kısa bir süre sonra iki kilidi de açarak kepengi yukarı doğru kaldırdığında gözlerimize inanamadık . Neredeyse market ağzına kadar doluydu , 1 rafına dahi zarar gelmemişti . Daha detaylı bakmak için içeri girdik ve dağıldık , o kadar çok susamıştım ki gördüğüm ilk su şişesini bir dikişte bitirmiştim , ikincisi şişenin kapağını açıp yukarı doğru kaldıracaktım ki çok büyük bir gürültü ile kepenk üzerimize kapatılmış içerisi kapkaranlık olmuştu , bitiyormuyduk yoksa daha yeni mi başlıyorduk ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombi Salgını (Düzenleniyor)
Misterio / SuspensoKorktuğu için çıkarmıştı silahını , zarar vermek istemiyordum onlara. Komutan'a doğru doğrultmaya çalıştı silahını fakat Ozan ikisinide neredeyse şarjörün yarısını boşaltarak öldürmüştü." Napıyorsun lan ? " diye bağırdım Ozan'a. "Ben yapmasam o yapı...