YARDIM

677 57 6
                                    

~ Lütfen devam edebilmem için yorum ve vote yi eksik etmeyin ~

*

Toparlandık ve ayağa kalktık ilerleyeceğimiz sırada önümüzde aniden , bizi burada tutan ilk karşılaştığımız dangalaklar gibi giyinmiş adamları gördük . Yabancı dil de konuşuyorlardı , hiç bir şey anlamıyorduk . Birisinin gür bir bağırışıyla hepsi dizlerinin önüne çöktü , silahlarını yere bıraktılar ve yol açtılar . Ortalarından geçen ise neredeyse 2 metre boyunda , oldukça iri yarı yüzünde ve boynunda yer yer kesikler olan bir adamdı . Bir müddet göz göze geldik ve bizi tepeden tırnağı süzdü , hafifçe sırıtarak kalın ve gür ses tonuyla " O silahını indirsen iyi edersin güzelim " Dedi .

*

Ayda önce adamın suratına sonra ise bana baktı , ne yapacağını bilmiyordu belli ki . Ben hemen bir şeyler yapmamız gerek diye düşünürken adam sinirli bir hareket ile belinden çıkardığı magnum tipi silahını bize doğrulttu . Komutan'a baktığım sırada hafif bir şekilde gülümsüyordu . Bu adamı anlamak cidden kolay değildi , böyle bir zamanda nasıl oluyor da gülebiliyordu . Ben bunları düşünürken bir el silah sesi ve üzerimize doğru düşen iri yarı adam kafamı karıştırmaya yetmişti bile . Kafasının arkasından gelen kanlar la neler olduğunu anlamıştım , vurulmuştu ama kim tarafından ve neden vurulmuştu . Yabancı dilde konuşan adamlar diz çöktükleri yerden kalkarak arkalarına sağ ve sollarına bakmaya başlamış korkudan ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi . Arka taraftan Ali ve onun ardından Ece çıkmıştı , tanıdığın birilerini böyle bir durumda görmek gibi güzel bir duygu yok. Ali silahını adamlara doğrultup haraket edene sıkarım bakışı atmış pis pis sırıtıyordu. Komutan'a baktığım sırada yüzündeki gülümseme değişmemiş hala gülüyordu . Ali adamların silahlarını teker teker almış sırtında ki çantaya doldurmaya başlamıştı . Ece bize bakındığında Müge 'nin olmadığını görünce telaşlandı ama sakinliğini korudu . Ayda ' ya yaklaşıp zar zor " Müge nerde ?" Diyebildi. Ayda ise yüzünü düşürüp cevap vermek yerine sessiz kaldı , Ece ise anlamıştı ne olduğunu sormadı , sorgulamadı. Ayda Ece 'yi teselli ederken Ali ve Komutan aralarında çıkış yolunu konuşmaya başladılar . Savaş ,silahları kontrol ederek işimizi garantiye aldı ve ileri atılarak söze girdi " Çıkalım artık şu pislik yerden , sinirlerim bozuldu " dedi soğukkanlı bir şekilde . Ali ve Komutan onayladı , toplu bir şekilde kalktık ve ilerlemeye başladık en önden Ali arkasından Komutan ve Ben , bizim arkamızdan geri kalanlar. Ali yolu bildiğini söyledi ve onu takip etmemizi istedi , gittiğimiz yolda ilk başta gördüğümüz devasa deney tüplerinden gördük incelemek istesek bile Komutan dokunmamamızı hassas olabileceklerini söyledi . Düz bir koridordan sonra büyük demir kapıya geldiğimiz de çıkışa geldiğimizi anladım. Ali kapıyı ittirerek açtı ve kaç gündür güneş görmeyen gözlerim yanmaya başladı . Gerçekten uzun zaman olmuştu güneş yüzü görmeyeli , Ayda yanıma gelip elimden tutarak yürümeme yardımcı oldu . Komutan solumuzda ki ormanlık , sağımızda ki dağlık alana bakarak sessiz bir şekilde "Şimdi nereye gideceğiz"dedi . Savaş Ece'nin yanına giderek omzunu kafasına koydu , oda kendi çapında olabildiğince teselli vermek istiyordu . Komutan yanımıza yaklaşıp "Kuzeydoğuya gitmeyi düşünüyoruz, oralar biraz daha boş ve sakin gözüküyor" dedi. Benim için uyar dedim. Nasıl olsa şu pislikten kurtulamayacaktık , sürekli savaşacaktık sürekli tetik te durmamız gerekecekti . Ayda bana bakarak " Sıkıldım artık Selim " dedi . Pislikten, kandan , ve acıdan kötü olmuş elim ile yüzünü okşadım. Hiç birşey geçmeyeceği halde herşey geçecek dedim , Bilerek onun iyiliği için yalan söyledim . Ayda'yı çok seviyordum , bunu oda biliyordu. Yürür bir haldeyken birden sarıldı şaşırdım ama bir taraftan da mutlu oldum, o ne kadar sıkı sarılırsa ben o kadar seviyordum onu . Her geçen gün hayattan soğuyacağım yere Ayda sayesinde daha çok hayata bağlanıyordum.

Hava kararmasına yakın Komutan toplanmamızı istemişti , herkes toplanmaya başladığı sırada söze girdi " Karşıdaki dağın tepesindeki evi  görüyormusunuz ?" Dedi herkes kafasını yukarı kaldırmış Komutanın gösterdiği eve bakmaya başlamıştı . "Bir yazlık evine benziyor şu zengin tiplerin her yaz gittiği yerlerden " dedi ve sırıttı . Hepimizin karnı aç olacaktı ki konuşmaya tahammül etmedik , sadece yürüyorduk . Dik bir yokuş çıktıktan sonra o görülen eve ulaşmıştık uzaktan küçük kulübe gibi gözüküyordu yanına gelince adeta bir villa olduğunu görünce herkes şaşırdı . Komutan her zaman ki soğukkanlılığını koruyarak evi baştan aşşağı süzmeye başladı , Aydaya baktığım da ise  sevinçten gözlerinin içi gülüyordu . Evde hiç bir şekilde çizik kırık dökük yoktu , salgın buraya uğramamış gibiydi . Ali söze girerek "İçerisi temiz bence" dedi. Komutan gülerek " Neden bakmıyoruz ?" Dedi . Önden Komutan arkasından Ali evin içini kontrol etmek için girdiler , biz ise giriş katta bulunan bahçe tarzı bir yerde beklemeye başladık . Yaklaşık 10 dakika sonra Komutan ve Ali gelerek evin temiz olduğunu hiç kimsenin uzun zamandır girmediğini söyledi , bundan daha güzel ne olabilirdi ki diye düşünmeye başlarken Komutan ve Alinin depodan getirdiği çeşit çeşit yemekleri mutfak tezgahında görmem bir oldu . 




Aradan saatler geçtikten sonra herkes az da olsa temizlenmiş kir ve kan dan kurtulmuştu . Yok denecek kadar az eşyamız olduğu için yerleşme kısmı kısa sürdü , duman çıkacağı nedeni ile şömine yakmak istemedik çevremizde kim var kim yok bilmiyorduk henüz. Herkesin yatacak yeri belli olduktan sonra Ayda ile ben göz göze geldik ve olabildiğince sırıttık. Üst katlarda ki odanın birisinde kalmayı düşünüyorduk , elini tuttum ve merdivenlerden çıkmaya başladık . Odaya girer girmez kapıyı kapattı ve belindeki silahı komidinin üzerine bıraktı gülümseyerek "Uzun zaman oldu öyle değil mi " dedi . Evet anlamında kafamı salladım yatağa uzandığı sırada yanına yattım , saçlarını okşamaya başladığım da yavaşça  gözlerimin içine baktı işte o an dünyaya tekrardan tutunduğum an dı . Gözlerini yavaşça kısarak bana doğru yaklaşmaya başlayan dudaklarının sıcaklığını hissedebiliyordum. Bende aynını yaptım , gözlerimi kıstım ve bana doğru yaklaşan dudaklara karşılık verdim. Şu hayatım boyunca dudağında ki yumuşaklığı ve kusursuzluğu hiç bir yerde görmemiştim . Herşey olağanüstü giderken Ece'nin bize yemek hazır diye seslenişi ikimizide güldürmüştü. Yataktan kalktık ve beraber aşşağı indik , bizi gören Komutan "Oo bu ne hal Selim sen şimdiden alışmışsın buraya " dedi . Gülümseyerek başımla onayladım, "Herkes masaya oturduğuna göre yemeğe başlayabiliriz " dedi Savaş . Herkes huzurlu bir şekilde yemeğini yedi, masayı toplamak için herkes kendi yediğini kaldırmaya başlayacaktı ki bir kadın çığlığı duyulması ve kapının ard arda 4 kere çalınması hepimizin dikkatini oraya çekmeyi başarmıştı .

Zombi Salgını (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin