31. BÖLÜM SUHO

1.1K 77 48
                                    

(Bts - young forever ile okuyunuz bitince tekrar açın ^-^)

...Minah'ın ağzından...

Tükenen umutlarım melezler geldiğinden beri yeniden yeşeriyordu.

Umutlarımın olması bana güç veriyordu ama korkularım o kadar büyüktü ki kelebek kanatları gibi zayıf olan umudumla ne kadar dayanabilirdim bilmiyordum.

Bana destek olmasına en çok ihtiyaç duyduğum kişi beni görmezden gelirken zihnimi kemiren geleceğin acılarıyla başaçıkmak daha da zorlaşıyordu.

Prensin ölümünden sonra diğerleriyle arama bir duvar örmüştüm. Kyungsoo dışında hiçkimse aşamıyordu o duvarı. Kırmızı gözlü kurt dışında herkes yabancıydı sanki. Beni gerçekten tanıyan sadece oydu.

Diğerleri gibi kabuslarım yüzünden sabahları kahvaltıya inmememi eleştirip bana zorla bir şeyler yedirmeye çalışmıyordu. İyiliğimi istediklerinin farkındaydım ama yiyemezdim. Her gece gördüğüm kolları bacakları kopmuş kanlı bedenler yüzünden güne mide bulantısıyla başlayıp koşarak banyoya gittiğimde dakikalarca kustuğumu sadece Kyungsoo biliyordu. Midemin almayacağını da bildiği için diğerlerinin zorladıkları zamanlarda beni kurtarıyordu. Son günlerde bağımız daha da güçlenmişti. Beynimin içindeki varlığını hissedebiliyordum. Zihnimi ona açtığımda düşüncelerimi duyabiliyordu. Tabi ben de onun düşüncelerini duyabiliyordum.

..Neredesin?..

..Göletin yanındayım..

Buraya geldiğimizden beri ilk defa kalenin arkasındaki ormanda dolaşmaya çıkmıştım ve gezerken ormanın ortasında küçük bir gölet keşfetmiştim. Günbatımının ağaç yapraklarında kırılarak suya vuran ışıkları göleti pembe ve lila tonlarına boyarken bunun doğaüstü bir görüntü olduğunu düşündüm.

..öyledir..

Zihnimde duyduğum cevapla gülümseyip ellerimi oturduğum kayanın üzerinde iki yanıma koydum.

..şuan gülümsediğine eminim. Bir yere ayrılma oraya geliyorum..

Cevap vermeyip gözlerimi kapattım. Yüzümde hissettiğim rüzgarla geldiğini anladım ve son günlerde sadece ona gösterebildiğim sıcak gülümsememi ona sundum. Gözlerimi açmadan içimden ve dışımdan aynı anda "benim için yaptığın her şey için teşekkür ederim. Hayatını riske atmana sebep olduğum için de özür dilerim. Delirmek üzereyken zihnime girip rüyalar konusunda yanımda olduğun için o kadar minnettarım ki anlatamam. Bunları pek çok kez zihnimde duymuş olsan da dışımdan da söylemek istiyorum. Gözlerim açıkken söyleyebileceğimi sanmıyorum. Hatta şuan bile yüzümün kızardığına eminim. Benimle mezara gitmesini isteyeceğim sırları kendine sakladığın ve ona kötü kötü bakmak dışında zarar vermediğin için de minnettarım. Ben.. sadece korkuyorum. Rüyalarımın birgün gerçekleşeceğini bilmek beni korkutuyor. Savaşın sonunda verilecek kayıpları bilmek ve onlara ne zaman öleceklerini bildiğimi söyleyememek kalbimimi paramparça ediyor. Böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirim ki? Her yüzlerine baktığımda nefes alamadığımı hissediyorum. Seninde aynı şeyi yaşamanı istemediğim için zihnimi sana tamamen açamam. Ben.." dedikten sonra zihnimde yankılanan sesi işittim.

..kiminle konuşuyorsun sen?..

Aynı anda kapalı gözümün kenarından akan yaşı silen yabancı elleri hissettim. Hızla gözlerimi açtığımda bembeyaz teni ve dağınık yeşil saçlarıyla karşımda dikilen Yoongi ile gözgöze geldim.

Gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir duyguyla bana bakıyordu ve hep yaptığı gibi kaşları çatıktı. Gözümün kenarındaki eli çeneme kadar göz yaşını takip etti.

12 MEKTUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin