35. BÖLÜM KAYBETME KORKUSU

851 72 46
                                    

(medyaya eklediğim şarkı Nari'nin söylediği şarkı. Onunla okuyunuz :)) (medyadaki Minah)

Birbiri ardına attığı adımlar her seferinde biraz daha aklını kaçırmasına sebep olurken bir eli taş duvarda dönüyordu. Elinin altındaki şekilsiz soğuk taşlara sürekli bir yenisi ekleniyor ama asla aradığı köşe ya da farklılık gelmiyordu. Yorgunlukla kendini duvarın dibine bıraktığında zihnini zorlayan anılar dudaklarının arasından firar ediverdi. Annesinin saçlarını tarayıp onu uyuturken söylediği şarkının sözleri ses tellerini titreterek kuyunun içine yayıldı. Taş duvarlarda yankılanarak kuyudan dışarı taşan tüyler ürpertici şarkı saatlerdir kızı izleyen esmer bedene kadar ulaştı.

Kai kızın mutsuzluğundan mutlu olmalıydı. Ama olamıyordu. Hata yapıyormuş gibi hissediyordu. Yanlış kişiyi cezalandırıyormuş gibi. Ama doğru olmalıydı; o, abisinin katilinin kardeşiydi.

Kızın sesi tüm kuyuda yankılanırken titrediğini ve gözlerinin dolduğunu hissetti. Hayır! Böyle bir anda kendini bırakamazdı. Onun yanında, onun sesini dinlerken değil.

Düşüncelerini duymuş gibi kız kendi gözyaşlarını serbest bırakarak sözlerine daha çok duygu katarak devam etti.

Omuzlarındaki yükün, kalbindeki nefretin ağırlığından gülmeyi unutan genç, gözlerini kapattı ve artık canını yakmaya başlayan yaşlarını sessizce serbest bıraktı. Zifiri karanlığın yalnızlığına sığınırken görülmediğinden emin bir şekilde ağladı. Ama yanılıyordu. Genç kız kir içindeki yüzünü kaldırmış karanlığın içinde doğrudan ağlayan bedene bakıyordu. Esmer, kızın bir elf olduğunu unutmuştu.

.............

Minik beden sessiz adımlarla birkaç metre ilerisindeki gölgelere gizlenerek ilerleyen bedeni takip ederken içini kaplayan huzursuz hisse engel olmaya çalıştı. Öndeki, kaçarak ölümden kurtuldukları klana gelmişti. Minik, farkına vardığı gerçekle elini ağzına kapattı. Onun gerçekten böyle bir şey yaptığına inanamıyordu. Herkesin güvendiği, canını teslim ettiği kişi aslında sonlarını getiren haindi. Minik beden ne yapacağını bilmiyordu. Vermesi zor bir karardı bu. Her şeyi diğerlerine anlatmalı mı yoksa onunla konuşup onu ikna mı etmeli bilemiyordu.

Minik ne yapacağına karar vermeye çalışırken arkasında hissettiği esinti ile nefesini tuttu. “senin burada ne işin var?” sordu hain kaşlarını çatarak. Minik beden hızlı bir karar vermeye çalışırken diğeri, kaçamasın diye elini omzuma koyup onu kendine çevirdi. Hain miniğin yüzünü inceledikten sonra “hiç kimseye bir şey söylemeyeceksin. Yoksa hepsinin tek tek ölüşünü izlersin.” Dedi miniğin daha önce duymadığı sert bir sesle.

............

Korkuyordu! Beyaz fayanslar birbirine dolanan ayaklarının altında birer birer geride kalırken gözlerini yerden kaldırmaya korkuyordu. Merak edip bakarsa, biran için durursa bunun son olacağını biliyordu.

Vücudu korkudan titreyerek ilerlerken arkasından gelen ritmik adım seslerinin arasında gözü bir anlığına  karanlık koridorun beton duvarlarına bir daha silinemeyecekmişçesine kazınmış, siyah el izlerine takıldı. İzlerin ışığın varlığında alacağı rengi tahmin edebiliyordu.

Bir saniye bile sürmeyecek  olan duraksamasını engelleyemediği bir merak takip etti ve gözlerini koridorun iki yanına sıralanmış cansız bedenlere çevirdiği anda arkadan boynuna dolanan soğuk eller hissettiği son şey oldu.

Kulaklarında çınlayan kalp atışlarıyla sıçrayarak uyandı Minah. Herhangi bir yeni yara için vücuduna bakındıysa da göremedi. Kesik kesik nefeslerini düzene sokmaya çalışırken içine oturan endişeye engel olamadı. Böylece aklını işgal eden sorulara bir yenisi daha katılmış oldu.

12 MEKTUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin