(Celtic music - ancient storm bununla okuyun bitince tekrar başlatın)
Tao'ya hedef alınan ok, Minah'ın birden arkasını dönmesiyle Minah'a gelmişti. Minah yere yığılırken hepsi donup kalmıştı. Şoku ilk atlatan Kai öfkeyle askerlerin üzerine saldırdı. Tamamen gözü dönmüştü.
Tam pençesini oku atan askerin boynuna geçiriyordu ki Tao tarafından durduruldu. Tao kollarını etrafına sarıp onu tutarken Xiumin de onunla konuşup sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Kai, Kai kendine gel. KAİ!"
Kai'nin gözleri renk değiştirmiş buz rengi olmuştu, ne Xiumin'in dediklerini duyuyor ne de etrafını görüyordu.
"KİM JONG İN HEMEN KENDİNE GEL!" dedi Minah'ı yere düşmeden önce tutmayı başaran Kyungsoo öfkeyle. Kai'nin gözleri eski haline gelirken sakinleşti ve omuzları düştü. Kabullenmeye.
Sonunda Kai sakinleşmişken yanlarından hızdan dolayı seçilemeyen bir gölge geçti. Sonraki anda oku atan asker yerde kanlar içinde yatıyordu. Yanında dikilen üzerine kan sıçramış kişi ise hiç kimsenin böyle bir şey yapmasını beklemediği Chanyeol'dü.
"Chanyeol?" dedi Baekhyun şaşkınlıkla. Chanyeol kanlı ellerini umursamadan Kyungsoo'nun kollarındaki baygın Minah'a yaklaştı ve onu kucağına aldı. "Ben onun koruyucusuyum." dedi herkesin duyabileceği bir sesle. Ardından Kyungsoo da boğazını temizleyip "ben de onun koruyucusuyum." dedi.
Hepsi şaşkınlıkla kalmıştı. Hiçbiri Minah'ın kurt olduğunu dahası arkadaşlarının onun koruyucuları olduğunu bilmiyordu.
Askerler onların dalgınlığından faydalanıp Tao, Kai ve Xiumin'e saldırınca öğrenciler ve askerler arasında bir savaş başlamıştı. Kai ve Tao savaşırken Xiumin Kyungsoo ve Chanyeol'ün önüne geçmişti. Böylece Minah'ı oradan uzaklaştırabileceklerdi. Onların daha güvenli bir yere geçtiklerinden emin olunca Kai ve Tao'ya katıldı.
Chen kardeşini arkasına alıp onu savaştan uzak tutmaya çalışırken Luhan, Baekhyun, Taemin ve Kris savaşa dahil olmuşlardı çoktan.
"Sence yardım etmeli miyiz? Yardıma ihtiyaçları var gibi gözüküyor." dedi Suho kuzenine. "Bencede." dedi Minho ve onlarda savaşa katıldılar.
Chanyeol Minah'ı Kyungsoo'ya emanet edip arkadaşlarının yanına savaşmaya gitti.
Her ne kadar daha güçlü olsalar da askerler onlardan sayıca üstündü ve kaybetmek üzereydiler. Sonra biranda güçlü bir rüzgar esti ve askerlerin havada uçuşan ve yere sertçe düşen bedenleri göründü. Askerlerin hepsi saniyelik bir sürede ölmüştü.
Savaş şimdilik bitmişti. Bitiren ise bütün okulun zorbalık yaptığı Lay'di.
Lay elinin tersiyle yüzüne sıçrayan kanı sildi. Gözleri hiç olmadığı kadar donuk ve ruhsuzdu. Sehun'dan bile daha soğuk, Luhan'dan bile daha korkutucu.
Kendisine inanamazlıkla bakan öğrencileri umursamayıp sessizce yanlarından geçip gitti.
Gene yapmıştı. Bir kez daha kendini kaybetmiş, insanları öldürmüştü. Dışarıdan bakıldığında tamamen hissiz gözüküyordu şuan sanki onca insanı öldüren kendisi değilmiş gibi. Ama içinde fırtınalar kopuyordu. Bir an önce yalnız kalabileceği bir yere gitmesi gerekiyordu. Aksi taktirde bütün okulun önünde sinir krizi geçirecekti.
Dişlerini sıkıp okuldan çıktı. Biraz uzaklaşınca dizleri üzerine çöktü ve içi parçalanırcasına ağlamaya başladı.
Onun laneti diğerlerinden çok daha kötüydü. Çok az kişinin başına gelen bu şey ona denk gelmişti ve onun tamamen farklı birisi olmasına sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12 MEKTUP
FantasíaÖlen amcasından geriye kalan bir mektupla hayatı tamamen değişen bir kız. Ne ailesi sandığı kişiler anne babasıydı ne de amcası gerçek amcasıydı. O insan bile değildi ki. O bir kurttu ve gerçek ailesine ve evine ulaşmak için bulması gereken on iki k...
