Giriş

29.5K 1K 66
                                    

Cherry Blossom Avenue'da yürürken pespembe kiraz çiçeklerine bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Buraya gelebilmek ve kısıtlı bir zaman süresince açan bu nadide çiçekleri görebilmek çok uzun zamandır hayalimdi. Bundan olacak ki kafamı havaya dikmiş ağır adımlarla yürürken tek düşündüğüm bu çiçeklerin nasıl olup da bu kadar harika gözükebildiğiydi.

Tabi bu durum bir duvara oldukça sert çarpıp geri sekmemle son buldu! Newton'un etki-tepki prensibi hiç şaşmıyordu doğrusu!

"Ah!"

Düşüyordum... Düşüyordum... Saniyeler içinde gerçekleşen bu eyleme karşı gözlerimi sımsıkı kapatıp kendimi yere çarpma anına hazırladım ve bir anda havada asılı kaldığımı fark ettim. Yerçekimine meydan okumuş olamazdım, değil mi? Tek gözümü açıp kendi kendime fısıldadım.

'Newton?!' Saniyeler içinde muhterem fizikçiyi ikidir anıyordum.

"Hay Allah! Ist mit Ihnen alles in Ordnung? (İyi misiniz?)"

Adamın teki belime sarılmıştı! Evet, evet. Resmen sarılmıştı! Daha kötüsü ise bu belime sarılan adam, demin çarptığım ve duvar zannettiğim adamdı!

Ve ben her zamanki gibi sımsıkı kapatmış olduğum gözlerimi açmadan önce ağzımı açmıştım bile.

"Es tut mir Leid! Ich... wirklich... Ich habe Sie nicht bemerkt... und... wirklich, sind Sie in Ordnung? (Çok üzgünüm! Ben... gerçekten... görmedim... ve... cidden, siz iyi misiniz?)"

Ard arda sıraladığım cümlelere rağmen aniden kendimi toparlayıp (bilinçsizce!) yakaladığım adamın gömleğinin yakasını bıraktım ve kendimi hızla geriye savurdum. Bu adam demin "Hay Allah" mı demişti, yoksa kulaklarım bu gavur memlekette bu derece yanılıyor olabilir miydi? Gerçi ülkenin yarısı Türklerden oluştuğu için bu pek de şaşılacak şey değildi ya...

"Hımm... Sind Sie arabisch? (Arap mısınız?)"

Aniden konunun değişmesi adamı afallatmış gibi görünüyordu. Ensesini kaşıyıp gözlerini kaçırdı benden. Bu arada değinmeden geçemeyeceğim, gözleri çok güzel bir maviydi.

"Nein... Nein, ich bin es nicht. Warum? (Hayır... Hayır, değilim. Neden?)"

"Ihm... Für eine Sekunde dachte ich, dass sie Allah gesagt haben! (Bir saniyeliğine Allah dediğinizi sandım.)"

Karşımda bana gülümseyerek bakan adamın gülüşünde kayboldum sanki. İstemsizce gülümsediğimi fark ederek duraksadım. Kendi kendime bir azar çektim içinden. Toparlan be Sare! Adam yakışıklı olabilir! Güzel de gülebilir! Dişleri inci gibi de olabilir yani! Gözleri de o kadar güzel bir mavi renk ki! Hayır, hayır safir rengi! Ne olmuş? Silkelen ve kendine gel!

"Du hast recht! Ich glaube, ich sagte, dass. Ich bin Türke. Ich köhnnte es unbewusst gesagt haben. (Haklısınız! Sanırım öyle söyledim. Ben Türk'üm. Bilinçsizce söylemiş olmalıyım.)"

"Kannst du türkisch? (Türkçe biliyor musunuz?)

"Evet."

Adamın Türk çıkmasına hiç şaşırmamıştım aslında. Sonuçta Almanyadaydık. Burada elini sallasan ya bir Türk'e ya da bir Türk'ün eşine falan çarpardı!

"Gerçekten özür dilerim, size çarptığım için çok kötü hissediyorum. Önüme bakmıyordum." dedim.

"Öyleyse bana bir kahve ısmarlayın."

"Ha?" Oldukça kaba bir tabir olabilirdi ancak bazı durumlarda bu kelime duruma 'cuk' diye oturuyordu!

Adam ağız dolusu bir gülümsemenin ardından (ki dişleri gerçekten kusursuzdu!) "Üzgün olduğunuzu söylediniz ya! Telafi etmek için bana bir kahve ısmarlayın." diyerek pervasızca flört etme girişimine devam etti.

Adama cevap vermeden önce duraksadım ve dudağımı ısırdım. Hiç tanımadığım biriyle fazla samimi olmuş gibi hissediyordum. Sonuçta adama sadece çarpmıştım, öyle değil mi? Yine de -tuhaf bir dürtüyle- kendimi konuşmaya devam etmekten alıkoyamadım.

"Biraz geride bir Starbucks görmüştüm sanırım."

Adam, kendi güzelliğinin farkında olmadan bir güneş gibi ışıldayan kadına baktı ve içinden çaresizce fısıldadı.

'Lütfen... Unutma beni!"

🦄🦄🦄

Merhabalar, bu başlangıçla sizi başbaşa bırakayım. Hikayeyi de düzenledikçe yeniden paylaşacağım. Kusura bakmayın arayı biraz fazla açtım 😔 İmkanım olmadı gerçekten özür dilerim, hala da çok imkanım olacağını düşünmüyorum ama en kötü tüm bölümleri düzeltmeden yayınlayacağım. Desteğinizi esirgemediğiniz için şimdiden çok teşekkür ederim ❤

Bu arada hikayeyi eskiden okumuş olanlar için biraz fazla değişiklik bulabilirsiniz o yüzden eski okuyanlar da takip etsin bakalım değişiklikleri bulabilecekler mi? ☻ Bir de her bölümü birine ithaf etmek istiyorum :) İlk beğenen kişiyi etiketlesem mi acaba ne dersiniz?

Seviliyorsunuz....

Hatırla Beni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin