Bölüm 29

11.2K 775 25
                                    

"Sensiz yaralıdır zaman, yıllar yaralıSararır içimde hüznün, ömrüm sararırBelki kavuşamam sana, ölüm de gelirBulutlara yazdım seni, yağmur yüreklim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sensiz yaralıdır zaman, yıllar yaralı
Sararır içimde hüznün, ömrüm sararır
Belki kavuşamam sana, ölüm de gelir
Bulutlara yazdım seni, yağmur yüreklim."-Onur Akın, Yağmur Yüreklim

☆☆☆

Sare elindeki bezi Arslan'ın çalışma masasında bir kez daha gezdirdikten sonra keyifle gerindi ve ellerini beline koydu.

"Cillop gibi oldu! Bal dök yala!"

Keyifli bir şekilde odadan çıkarken elindeki bezi iki defa havaya gelişigüzel çırptı. Odadan çıkarken de annesiyle çarpıştı! Daha doğrusu göbeği çarpıştı.

"Anne!"

"Ne bu halin kızım? Ben seni bekarken terliğe katardım da yine de yatağını toplamazdın! Az markete kadar gittim tüm evi pırıl pırıl yapmışsın. Üstelik hamilesin! Şimdi mi çalışacağın tuttu?"

Sare kafasındaki tülbenti düzeltmeye çalışırken açıkçası annesini dinlediği söylenemezdi. Bugün evlilik yıldönümleriydi ve kocası dört aydır komadaydı! Kimse onun ruh halini sorgulama hakkına sahip değildi. Bebeği içeriden bir tekme atınca 'Oğlum dışında herkes!' diye içinden geçirdi. Artık Murphy yerine oğluyla konuşuyordu. Kalçasına bir çimdik yiyince acıyla bağırdı. "Ne yapıyorsun anne ya? Bebeğimi doğuracağım şimdi!"

"Ağzından yel alsın! Düş önüme, koskoca kadın oldun hala aynısın! Yürü içeriye, bacaksız!"

Sare artık yedi ayını geçmiş bebeğini göbeğinin üstünden okşayarak paytak paytak yürüyüp salona geçti. Dört tane yatak odası üst katta, çalışma odası, mutfak ve oturma odası ise alt kattaydı. Yavaşça koltuklardan birine çökerken kafasındaki tülbenti bir daha düzeltti. Annesi gibi başına tülbent takınca inanılmaz benziyorlardı. Temizlik ya da yemek yaparken alışık olduğu üzere başına bir tülbent geçirmeden işe başlayamıyordu. Hatta Arslan onu ilk defa böyle gördüğünde telefonunu çıkarıp bir dünya fotoğrafını çekmişti. Uzunca bir süre de kahkaha atmıştı. Sare kocasının ağzına toz bezini sıkıştırmak için nasıl maymun gibi üstüne tırmandığını hatırlayınca kıkırdadı. Annesi çevresinden uzaklaşsın hemen ortalığı süpürmeye başlayacaktı!

"Sen çıkar bakayım şu tülbenti! Değiştir üstünü hemen! Kendi kızımı tanıyorum ben! Üzülünce kendini ev işlerine veriyorsun! Karnın burnundayken rahatlık mı battı? Bari yararlı bir iş yap, git yemek yapmayı öğren!"

"Anne, sataşmasana bana ya!" Sare gözlerini devirerek annesine baktı. Annesinin endişelendiğinin farkındaydı ama artık kimsenin ne düşündüğünü umursamıyordu.

Hatırla Beni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin