Artik konusulanlari kaldiramiyordum. Damon'i oyle gordukce icim parcanliyordu. Kendime hakim olamadan yerimden firlayip Matt'in yuzune saglam bir yumruk attim. O adrenalin ile gucum sanki 4'e 5'e katlanmisti. Damon'i elinden tuttum belinden sarildim ve hic arkamiza bakmadan oradan ciktik.
Eve geldigimizde ikimizin de konusacak hali olmadigindan Damon yuzune bir tebessum kondurup, alnimdan opup yukari cikti. Arindan ben de odama ciktim. Yatagima uzanmis olanlari dusunuyordum. Yeni olanlara artik sasirmiyordum. Hayatiniz cok boktansa yeni olan olaylara sasirmamayi ogreniyorsunuz. Uzucu tarafi bu. Alismak. Mutluluk uzakti bize. Belki de hep savasmamiz gerekecekti. Matt'in Damon'i hic sevmemis olmasi bile sasirtmadi beni. Cok kisa bir surede cok hizli degistigine sahit olmustuk.
Daha dogmamis kardesimde bile gozu olmalari beni hayli sinirlendirmisti. Biyolojik olarak kardesim degildi belki ama ben onu daha dogmadan manevi kardesim olarak goruyordum. Sevmeye hazirdim. Ama simdi hersey degisti.
Bu dusuncelerle sabahi edecegimi anlayinca kendimi uyumaya zorladim cunku bizi bekleyen zor gunler vardi onumuzde. Gucsuz olmak istemezdim. Cok gecmeden de uykuya daldim.
Sabah uyandigimda asagiya inip kendime bir kahve yaptim cok gecmeden Damon da geldi. Artik konusmamiz gerekiyordu. Plan yapmamiz.
"Baba ne yapacagiz?" Dedim umutsuzca
"Elimizden birsey gelmiyor Liz, onlar herseyi dusunmus ve tum yollarimizi onceden kapatmislar" dedi tebessum ederek. Ne kadar mutsuz da olsa sirf bana oyle gozukmemek icin zorla gulumsemeye calisan bir adamdi o. Babam oldugu icin mutluydum. Kan baginin bir onemi yoktu. Ben dunyanin en iyi babasina sahiptim.
"Pes mi edecegizn oylece?"
"Uzgunum evet oyle gerekiyor" dedi. Suratimi astim. Pes etmek bana yanlis geliyordu. Belki cok genc oldugum icindir. Damon aslinda cabuk pes eden biri de degildir. Ama o oyle diyorsa gercekten hicbir cikis yolu kalmamistir. Sozune guvendim. Demek ki gercekten yapacak bir sey yoktu. Onlarin bize yapacagi seyler olabilirdi.
"Kanada'ya yerlesmeyi dusundum dun gece Lizzy" dedi. Dusuncelerimle bogusurken birden duyunca anlamlandiramadim. Idrak etmem uzun surdu ve birden icimi sevinc kapladi.
"Biliyorum senin oradaki duzenini bozdum. Belki hayallerini bozdum. Buna karsi cikmadim kendi isteginle geldin ama. Sen de beni bu halde birakamiyorsun. Ben olsam ben de birakamam. Dusundum bencillik yapmanin anlami yok. Benim icin burada birsey kalmadi. Daha fazla uzatip seni de hayallerinden etmek istemiyorum. Artik sadece ikimiz variz Lizzy, sen de istersen gidelim diyorum?"
"Baba! Bu harika bir haber. Yeni baslangiclarin, yeni hayatin, yeni mutluluklarin habercisi belki. 24 saat oncesine kadar tekrar mutlu olacagimi dusunmezken simdi bu haberle icimi tekrar heyecan kapladi!"
"Boyle hissetmene sevindim hayatim, gercekten mutlu olabilecegimize inaniyorum tekrar" dedi. Ben hala soktaydim ve mutluydum, sadece mutlu. Sandalyeden kalktim ve babamin boynuna sarildim. Gercekten iyi seyler olabilirdi. Inancim geri gelmisti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOMOLAND
Science FictionSadece eşcinsel insanların var olduğu bir dünya hayal edin ve hikayeye başlayın.