6.BÖLÜM
Dün akşamdan beri Miranda'nın sözleri aklımdaydı. Neden bu kadar evliliği saplantılı hale getirmişti anlayamıyorum. Kahvaltımı bile yapmadan kendimi dışarı attım. Ahıra gidip Wind'i okşadım. "Kontum." Bana saygıyla eğilen seyise baktım.
"Wind'i hazırlar mısın? Çıkacağım." Yarım saat sonra Hayden Parka giden yol üzerindeydim. Hala aklımda Miranda vardı. Kesinlikle Kathy gibi değildi. Âmâ yine de fazla cesurdu. Erkek kılığına girmiş ve geceleri dışarı çıkmıştı. Aklımda her geldiğinde gülümsüyordum. Parka girdiğimde etrafa baktım. Leydiler ve Lordlar dolaşıyor, birbirlerine kur yapıyorlardı. Temiz havayı içime çekerek sakince ilerliyordum ki.
Karşıdan gelen üzeri açık faytonda altın rengi saçlar gözlerimi aldı. Şık şapkasının altından altın rengi bukleler beyaz tenine çarpıyordu araba hareket ettikçe. Sonra başka sarı renk saçları gördüm. Nicholas... Yanımdan geçerken yavaşça Mia'ya eğildi ve onu küçük narin elini alıp bir öpücük kondurdu. O bana hiç bahşetmediği harika gülümsemesini başını eğip yaptı Mia. Kan beynime öyle bir hücumla çıktı ki ne yaptığımı bilemeden Atın dizginlerini sıkıp başını çevirdim ve kestirme yönden önleri çıkmak için atımı adını hak eder bir biçimde hızlandırdım.
"Sana inanamıyorum Edmount, Tanrım, senden nefret ediyorum." Küçük bedeni öfkeyle kıpkırmızı olmuştu.
"Elini tutuyordu." diye bağırdım. Evin kapısına geldiğinde hızla arkasını döndü.
"Sana ne? Bundan sana ne Edmount." Evet, beni ilgilendirmemeliydi ama ilgilendiriyordu işte.
"Elini öptü, ona güldün." dedim yine suçlarcasına. Kızgınlıkla bana bakarken gözlerinin yeşili koyulaştı. "Seni hiçbir şey ilgilendirmez." Arkasını dönüp sinirle kapıyı çaldı. Nick şaşkınlıkla kapıyı açarken Miranda onu hızla itti ve içeri girdi. Arkasından adım atmıştım ki. Eliyle beni durdurdu.
"Sakın bunu deneme! Ben buradayken seni bu evde görmek istemiyorum."
"Miranda, neler oluyor? " Miranda başını çevirip arkada şaşkınlıkla bakan Kathy ve Samuel'e döndü. "Burası sizin eviniz biliyorum ama eğer o içeri adım atarsa yemin ederim giderim." dedi. Kathy bir an şaşırsa da yavaşça ona yaklaştı elini sırtına götürüp sırtını sevgiyle sıvazladı. "Neler oluyor tatlım?"
Gözlerinden akan yaşları gördüğümde içimden bir parça koptu sanki.
"Miranda." dedim fısıltıyla."Konuşma, sakın Edmount." Kathy daha fazla dayanamadı.
"Tanrı aşkına neler oluyor burada biri açıklayabilir mi?" Eliyle beni gösterdi. "Beni öldürmeye çalıştı." dedi. Herkes şaşkınlıkla bana bakarken kendimi savunmaya çalıştım.
"Hayır, öyle bir şey yapmadım."
"Atını arabamın üzerine sürdün Edmount. Arabamın üzerine deli gibi sürdün ve beni kaçırdın." diye haykırdı.
"Yalnızca seni korumaya çalışıyordum." Üzerime doğru yürüdü.
"Sen, bencil adamın tekisin. Şu anda tüm Londra benim hakkımda konuşuyor lanet olası herif. Beni atının önüne atıp kaçırdın." Samuel gelip omzumu sıktı.
"Sanırım, konuşsak iyi olacak. " Umarım, evimiz bir an önce biter de seni daha fazla görmeye katlanmak zorunda kalmam." Samuel'e bakarken fısıldadım.
"Benden nefret ediyor." Gözlerinde acımadan çok eğlence pırıltıları vardı ve bunu daha çok sinirlendiriyordu. Onunla kütüphaneye doğru yürürken bana fısıldadı.
"Kadınlardan gelen her türlü duyguya açık olduğunu sanıyordum." "Bahsettiğim bu değil biliyorsun." diye homurdandım.Kathy'nin karşısında otururken sinirden elim ayağıma dolanıyordu.
" Kathy anlamıyorsun çıldırmış gibiydi. Edmount, düşünebiliyor musun?" Kathy bana gülümsedi. "Aslında hayal edebiliyorum, özellikle seni kaçıracak kadar delirdiyse." Kaşlarımı atarak ona baktım.
"Bunda gülünecek bir şey göremiyorum." dedim. Elini uzatıp elimi tuttu.
"Mia hayatım, neden evlenme meselesine bu kadar taktın." Bir an şaşkınlıkla ona baktım.
"Buda ne demek?" Derin bir nefes aldı.
"Pekâlâ, o zaman şöyle sorayım. Ben senin kardeşinim ve seni oldukça iyi tanıyorum. Sen bu evlilik olayını kafanda saplantı haline getirecek biri değilsin sebebi ne?" Gerçekten sebebi neydi?
"Ben, senin gibi olmak istiyorum?" Tekrar gülümsedi. "Âşık mı?" Bu kez ben gülümsedim. "Mutlu?" Elimi bırakıp arkasına yaslandı.
"Ben aşığım Mia ve bu yüzden evlendim ve bu yüzden mutluyum. Şimdi söyle bana Nicholas oldukça yakışıklı biri sende ona âşık mısın?" Âşık mıydım? Aşk neydi ki?"Âşık değilsin değil mi? Eğer öyle olsaydın bunu anlardın." dedi. "Nasıl?" Parmağını çenesine koydu. Düşünür gibi.
"Mesela ben hala Samuel'in yanındayken kalbim heyecanla deli gibi çarpıyor. Elim ayağıma dolanıyor ve aklım hep onunla meşgul."
Ben bunları kısmen yaşıyordum ama Nicholas'a karşı değil. Elimi şaşkınlıkla ağzıma götürüp kapattım. Kathy haince gülümseyerek bana yaklaştı. "Hangisi?"
"Kathy, ben?" Bir kahkaha attı. "Edmount, değil mi? Bu yüzden ona çabuk öfkeleniyorsun." Başımı eğdim ve yeri inceledim. Bu ne zaman olmuştu ki.
"Tanrım, sülük gibi peşimde ama asla evlenmek istemeyen bir adamla sonum olamaz ki." dedim fısıldayarak. "Tatlım, sen bir Dartmount'sun. Yeter ki iste! Edmount'un evlilik takıntısının tam olarak neden olduğunu bilmiyorum ama bu seninle ilgili değil ve sanırım oda sana karşı oldukça yoğun duygular içinde." Başımı kaldırıp Kathy'e ümitle baktım.
"Ama evlenmem gerek." Ellerini sinirle kaldırdı.
"Tanrım neden Mia? Mutsuz musun?"
Başımı hafifçe salladım.
"Hayır, âmâ büyükannem Vikontes'le arkadaş oldu ve biliyorsun ki bu zaman göre yaşım geçmek üzere ve bende sorumluluğumu..." Eliyle beni susturdu.
"Her zaman sorumluluk takıntısı olan sensin. Benimle buraya geldin çünkü kardeşim olarak bu senin sorumluluğundu. Şimdide büyükannem için isteklerini mi erteliyorsun." Kızgınlıkla ayağa kalktı."Tanrı aşkına Mia, anı yaşa... Hayatında ilk kez kalbinden geçeni yap."
"Yapıyorum."
"Hayır, Tarih bölümünü bile annemin hayali olduğu için okudun.""Tarihi seviyorum." dedim fısıltıyla. "Saçmalama Mia, evet seviyorsun. Çünkü sorumluluk olarak gördüğün ve uğraştığın her şeyi seviyorsun. Sanki programlı gibisin." Eğilip gözlerime baktı.
"Edmount'u mu istiyorsun. O zaman elini uzat git ve al."
"Sonunu bile bile mi?" Önümde eğildi. "Hayat risklerden ibaret tatlım. Sonun ne olacağını kimse bilemez. Eğer bunu istiyorsan, senin yanında olurum ve inan bana Edmount'un burnunun sürtmesini izlemekten zevk alırım." Şaşkınlıkla ona baktım. "Kathy!" dedim.
"İstiyor musun? İstemiyor musun?" Gülümsedim.
"Sanırım, İstiyorum." dedim fısıltıyla. Heyecanla ellerini çırptı.
"Bu harika olacak."*****
Samuel gayet sakin otururken ben heyecanla odada turluyordum. "Benden nefret ediyor. Kahretsin." "Sakin ol dostum." Hışımla ona baktım.
"Nasıl sakin olabilirim." Bana gülümsedi.
"Bence önce derdinin ne olduğunu söyle!" Sinirden kaskatı kesilmiştim. "Sen ne olduğunu biliyorsun!" Bir kahkaha attı.
"İşin çok zor dostum, hem de çok." Harika ben hariç herkes neşe içindeydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/82647156-288-k986492.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARTMOUND SERİSİ 2 SEN GELMEDEN ÖNCE
Ficción históricaBÜTÜL ÇEZİKER EMRİ HİKAYESİDİR ...