14.BÖLÜM
Onun güçlü kollarına aslında onu teselli etmek için atılmıştım. Onun için üzülüyordum.
"Sana ihtiyacım var. Tanrım, o kadar berbatım ki." Ellerimle ensesindeki saçları okşadım.
"Buradayım tatlım." dedim kulağına. Elleri belimi sıkıca sardığında içim titredi.
"Korse giymedin mi?" dedi. Derin bir nefes aldım. Konun dışına çıktığımızın farkındaydım ve durumu toparlamam lazımdı. Yavaşça kollarından uzaklaşıp yüzüne odaklandım.
"Edmount." Parmaklarını dudaklarıma bastırdı.
"Konuşma! Artık karşı koyma Miranda... Lütfen."
Gözlerinde kaybolduğumu hissettim. O kadar tutkuyla bakıyordu ki. Başı yavaşça eğildiğinde karşı koyamadım yada koymak istemedim. Ayaklarım heyecandan o kadar titriyordu ki. Düşmemek için ona yaslandım.******
Hayallerimden daha güzel nasıl olabilirdi. Dudakları, tadı o kadar çekiciydi ki. Bir an için başımın döndüğünü hissettim. Dudaklarını araladığında bal tadında kayboldum. Sanki yıllarca susuz kalmış gibiydim. Kana kana içmek istedim onu. Öpüşmemiz derinleşirken onu kendime daha çok bastırdım. Dudaklarından çıkan inlemeyle başım döndü. Dudaklarından dudaklarımı çekip pürüzsüz tenini tatmaya başladım.
"Miranda ah tatlı Mirandam... Beni çıldırtıyorsun."
"Edmount. Tanrım, kendime engel olamıyorum." Beni güçlü kolları ile kucakladı.
"Bana hayır dersen ölürüm Miranda." Ona baktım. Yaşlardan ıslanmış puslu yeşil gözlerine baktım.
" Seni istiyorum." dedi. Daha fazla kendime engel olamadım.
" Bende seni istiyorum." dedim.
*****
Beni kucakladığı gibi yatak odasına götürdü. Odasına girdiğimde şaşkınlıkla dona kaldım. Büyük odanın ortasında devasa bir yatak vardı ve etrafı özel tüllerle kaplıydı. Beni kucağından indirdi. Yatağa doğru yaklaştığımda hala doğru şeyi yapıp yapmadığımdan emin olamıyordum. Kaç kadınla birlikte olmuştu yatakta... Hep birlikte olacağım adamın beni delice sevmesini beklemiştim. Şimdi buna cesaret edebilir miydim? Bakışlarımı Edmount'a çevirdim. Sanki korkularımı anlamışçasına bana yaklaştı. Parmakları uzattı yanağımı okşadı.
"Bu odada olan ilk kadınsın Mia."dedi. Gözlerindeki dürüstlüğü gördüm.
"Korkuyorum." Dedim. Alnını alnıma dayadı.
"Seni o kadar çok istiyorum ki bu beni de korkutuyor."
Gözlerimi yumdum.Tanrım, Lütfen doğru kişi olmasını sağla. Dudakları dudaklarıma değdiğinde titredim. Elleri yavaşça elbisemin üzerinde dolaşırken ona tutundum."Korse giymemene bayılıyorum. Tanrım sana bayılıyorum." dedi boğuk bir sesle.
Dudakları boynuma değdiğinde kanımın daha hızlı akmasına engel olamadım. Kathy'de Samuel'e karşı böylemi hissetmişti. Elleri elbisemin düğmelerine değdi ve yavaşça açmaya başladı. Çıplak tenime değen parmakları beni titretti. Sonra aniden elimi tuttu ve kendi kalbine götürdü.
"Bak aşkım, senin için çarpıyor." dedi. Benim kalbim yerinden çıkmak üzereyken, onun kalp atışlarını duymak beni daha çok etkiledi.
"Dokun bana Mia. Dokun ve beni hisset."
Ona dokundum, onu hissettim. Beni okşarken, severken ona içtenlikle karşılık verdim. Yarını düşünmeden, yatakta çıplak yatarken ağırlığını üzerimde hissettim. Nasıl soyunduğumu bile hatırlamıyordum. Ona bakire olduğumu ilk olacağını bile söyleyemedim. Tutkuya arzuya kendimi kaptırdım. Vücudumda fütursuzca dolaşan ellerinin yerini dudakları alırken onun ne kadar usta bir âşık olduğunu biliyordum. Bedenimde alevlenen duyguları bir tek onun dindirebileceğini de biliyordum. Edmount'a karşı bu kadar yoğun duygular beslerken nasıl bir başkasın evet diyebilirdim ki.