18.BÖLÜM
Atların olduğu yere doğru yürüdük bir müddet inanılmaz güzel atları vardı.
"Atlarla dolaşalım mı?" diye sordum sessizlike yanımda dolaşan Mia'ya. Yavaşça yeşil gözlerini bana çevirdi ve gülümsedi.
"Hayır, ben daha güzel şeyler yapmak isityorum." Heyecanla gözlerim parladı ve onu her türlü pozisyonda hayal ettim.
"Edmount! Aklına başka bir şey gelmez mi senin." dedi azarlarcasına ve ben ona arsızlıkla gülümsedim. "Sen böyle bakarken mi. Sanmıyorum tatlım." Uzanıp elimi tuttu ve bana baktı.
"21.yüzyılı merak etmiyormusun?" Onun güzel yüzünü inceledim. "Samuel, ilgi çekici bulmadığını söyledi ve ben ona her zaman güvenirim."dedim.Bir kahkaha attı.Sonra elimi daha sıkı kavradı.
"Sen bayılacaksın buna eminim. Ayrıca bu şekilde giyinemzsin." dedi.
Üzerimi inceledim.
"Bu kıyafetler son moda.""18. yüzyıl için belki ama burada demoda canım." dedi.
Beni çekiştirirken aklında neler olduğunu bilmeden onu takip ettim. Bizi büyük bir depo gibi yere soktu. Elinde salladığı şeyi gösterdi ve ben karşımda duran metal şeye şaşkınlıkla baktım.
"Buda ne?" dedim şaşkınlıkla."Bu bir araba hayatım." Gidip metal büyük şeyi yakından inceledim. "Atları nerde?" Bana bakıp gülümsedi. "İçinde." dedi. Atların içine nasıl sığabileceğini düşünürken kapıyı açtı ve içine girdi. Sonrada benimde binmem için diğer kapıyı açtı. Açtığı kapıdan girip içine oturdum.
"Yüce Tanrım buda ne böyle."İçindeki karmakarışık şeyleri incelerken birden araba hareketlendi ve ben istem dışı bulduğum ilk şeye tutundum. Etraf o kadar hızlı geçiyordu ki başım dönmeye başladı. Caddeye çıktığımızda bindiğim araca benzer bir sürü aracın hareket ettiğini gördüm.
"Atlar nerde soyumu tükendi." dedim. Mia o hoş sesi ile bir kahkaha attı. "Atlar artık yalnızca spor olarak kullanılıyor. Şimdi arabalar var. Çok daha hızlı.""Nereye gidiyoruz." dedim şaşkınca değişen dünyaya bakarken. "Alışverişe, önce gidip altınları bozduralım." dedi. Bir kuyumcuda durup bu işi gerçekleştirdikten sonra hızla başka bir caddeye vardık. Arabayı park ettikten sonra araçtan indik. Çeşitli mağazaların olduğu caddeye bakarken elimde sıcak tenini hissettim.
"Caddede elimimi tutacaksın." dedim. Bana bakıp gülümsedi.
"Seni burada öpsem bile kimse umursamaz. Artık böyle şeyler önemsenmiyor." dedi. O sırada etrafıma bakındım. Erkek gibi pantolon giymiş kadnlar, öpüşen çiftler, birbirlerine sarılan çiftler. Herkes okadar umursamazdı ki. Yalnızca gülümseyerek bana bakıyorlar ve üzerimi süzüyorlardı.Miranda'nın sürüklemesi ile bir yere girdik. İçerde çeşit çeişt kıyafetler vardı ve bir sürü kadın erkek değişik kişilerle ilgileniyorlardı. Bir genç kız yanımıza geldi ve gülümsedi.
"İyi günler nasıl yardımcı olabilirim." Dikkatle beni süzerken Mia söze girdi. "Erkek arkadaşıma şöyle güzel bir şeyler bakıyoruz. Spor tarzda." dedi.
Ben daha ne olduğunu anlayamadan kendimi küçük bir kabinde elimde kıyafetlerle buldum. Miranda onları giymemi söylediğinde denileni yaptım ve ardından bu dar yerden çıktım.
*****
O kabinden çıktığında kesinlikle Kathy'e hak vermiştim. 21. yüzyılda böylesi bir erkek bulamazdım ve ben her ne olursa olsun onu evliliğe ikna edecektim.
Onu ilk götürdüğüm yer sinema oldu. Beyaz perdedeki görüntüye şaşkınlıkla bakarken hayranlıkla kilitlendi. Ardından en sevdiğim şeye hamburger yemeğe götürdüm onu. Ağzında koca bir lokmayı çiğnerken bana homurdandı.
"Bu şey muhteşem."dedi.Ona bakıp gülümsedim. Çok sevimli gözüküyordu. Önce 21.yüzyıla hayran olacak, sonrada bana dedim. Ümitler hiçbir zaman tükenmezdi.