Bölüm 24

9.1K 725 7
                                    

24.BÖLÜM

Yaşlı kadın sevecen gözlerle bahçeye bakıyordu. Mia'nın odaya girmesi ile alelacele gözlerini sildi.

"Miranda, gel tatlım." Genç kız merakla büyükannesine yaklaştı.

"Burada ne yapıyorsun büyükanne?" Bakışlarını yaşlı kadından pencereye çevirdi ve aşağıda Bahçıvan ile el sıkışan Lord'u gördü.

"Ne kadarda alçak gönüllü." dedi bilinçsizce. Büyükanne gülümsedi.

"Hayır, yavrum yalnızca âşık, hemde umutsuz bir biçimde." Mia dikkatini yaşlı kadına çevirdi.

"Bu ne demek şimdi?" Yaşlı kadın bakışlarını aşağıdaki çiftten ayırmadan konuşmaya devam etti.

"James'le el sıkışıyor çünkü Kathy James'i önemsiyor. Kathy, bir kurbağayı bile önemsese onun için Samuel, o kurbağaya da saygı duyar." Derin bir nefes aldı.

"Annenizin her zaman asil ve soylu biriyle bir evlilik yapmasını istemiştim. Ona bu konuda o kadar baskı yaptım ki. Babanıza âşık olduğunu söylediğinde çıldırdım. Hatta onu odaya bile kilitledim." Mia şaşkın gözlerle büyükannesinin ilk kez yaptığı bu itirafı dinliyordu.

"Ama sonra yaptığım hatayı acı bir şekilde fark ettim ve sizi asla böyle bir duruma sokmamaya yemin ettim." Bakışlarını tekrar bahçeye çevirdi.

"Şimdi ise en asi ve umursamaz torunum kolunda bir asille evlenmek istediğini söyleyerek geliyor. Ama bunu umursamıyorum tatlım. Umursadığım tek şey Samuel'in ona olan aşkı. Bu sayede mutlu olabileceklerini biliyorum."

Yaşlı kadın sevgiyle torununun elini tuttu.

"Mia, umarım orada senin içinde güzel bir hayat vardır. Eğer bir uşakla bile evlenmek istersen seni engellemem."
Mia bir an büyükannesine bakıp ardından kahkaha attı.

"Büyükanne, uşak diyince gözümün önüne hep Cudburry geliyor. Merak etme, asil ya da değil birine ihtiyacım yok. Mutlu olmam için bir arada olmamız yeter. Bu teklifi kabul ettim çünkü Kathy biz olmadan gitmeyecekti ve ben onun mutlu olmasını istiyorum. Ayrıca birlikte olmakta istiyorum."
Ardından büyükannesine sevgi ile sarıldı.

"Hadi gel, büyükanne kahvaltı hazır. Gidip karnımızı doyuralım."

Son haftayı tüm Londra'yı gezerek, eğlenerek ve yeni yüzyılın değişik icatlarını öğrenerek geçirdim. Sinemaya gittik. Bu inanılmaz bir deneyimdi. Sonra hamburger yedik ve Kathy'nin neden bu kadar ona bağımlı olduğunu anladım. Bir motosiklete bindik ve ben bunu midilliye benzettim. Sonra kapalı bir yüzme havuzunda ben bir şort Kathy ise neredeyse vücudunu örtmeyen iki parça kıyafetle yüzdü ve ben havuzu boşalttırdım.

Benim kıskanç bir yaşlı olduğumu düşünüyor. Ama Kathy'nin söylediği bir gerçek vardı. Tüm bu eğlencelere rağmen atımla dolaşmayı, temiz havayı ve taze meyveleri özlemiştim. Bu hafta içersinde Büyükanne Marianna, gerekli olan işlemleri tamamlamıştı. Bu evi ve Amerika'daki evin satış işlemlerini halletmiş. Hizmetlilerine yüklü bir meblağ emeklilik ikramiyesi ödemiş ve onlara hayatlarının kalan kısımlarında yaşayabilecekleri yerler satın almıştı. Elindeki tüm parayı altına çevirmişti.1817'de döndüğümüzde nakde daha kolay dönüştürebilecekti.

Dolunay'ın olduğu gece her şey hazırdı. Biz son kez bir araba kiraladık ve özel eşyaların olduğu bavulları koyduk. Herkesle vedalaştık. Kathy arabayı sürerken heyecanlıydı. Ben onun yanında oturuyordum ve onunla geri döndüğüm için bende oldukça heyecanlıydım.

"Kathy, pişman mısın?"diye ona uzanıp sordum. Gülen gözlerle bana baktı.

"Neden, pişman olayım ki? Çok mutluyum."dedi. Uzanıp elimi tuttu ve bende sevgiyle elini kavradım. Sokağa girdiğimizde her hangi bir hareket yoktu. Arabayı park edip. Valizleri paradoksun açılacağı yere getirdik. Hepimiz heyecanlıydık. Saat gece yarısına yaklaşırken, heyecanım daha da arttı. İçimden söylendim.

"Edmount, eğer metresine dalıp beni unuttuysan..." Kathy'nin eli avucumda titredi. Bakışlarımı ona çevirdim. Heyecanla karşıya bakıyordu.

"Sammy, açılıyor." Rüzgârı hissettim. Bizi sarışını, ürperdim. Eğilip Kathy'i öptüm.

"Tatlım, büyükanneni al ilk sen geç." Bana gülümsedi, küçük elini uzatıp büyükannesini yanına çekti.

" Hazır mısın, büyükanne." Yaşlı kadın elini kalbine koydu.

"Tanrım, Kathy çok heyecanlıyım." Kathy elini omzuna attı.

"Korkacak bir şey yok büyükanne, geçişi anlamayacaksın bile."  

Adımlarını attıklarında Kathy'nin savrulan saçlarını gördüm ve sokağın ortasında kayboluşunu.Mia şaşkınlıkla bakıyordu. Onun sırtını güven verircesine sıvazladım.

"Korkacak bir şey yok küçük hanım."   Gülümsedi ve eğilip iki valizi aldı. Tekerlekli olan valizlerle ilerlerken durup beni bekledi. Kalan valizleri yüklendim ve ona güven verircesine gülümsedim. Bir adımını attı ve savrulan sarı saçları ile kayboluşunu gördüm. Ardından yaklaştım ve son bir ayımı geçirdiğim Londra'ya baktım.

"21.yüzyıl bana hitap etmiyorsun?" dedim ve ilerledim. Etrafımı saran rüzgârla ürperdim ve küflü sokağın kokusunu aldım. Son adımımla beraber Kathy'i gördüm gülümseyerek beni karşıladı ve gelip elimdeki valizleri aldı.

"Sammy, bir an vazgeçtiğini sandım." Bir kahkaha atıp ona sarıldım.

"Tatlım, henüz aklımı o kadar yitirmedim." Bir gürültü çıktı ve Sör Ozborn'un makineyi kapatışını duydum. Hava serindi ve karanlıktı. Bakışlarım Edmount'a döndü. Kathy'den uzaklaştım ve dostuma sıkıca sarıldım.
"Görüşmeyeli çevreni genişletmişsin dostum." dedi gülümseyerek.

"Biliyorsun, güzel hanımlar bana karşı koyamıyor." dedim. Ardından şaşkınlıkla bize bakan Sör Ozborn'a döndüm.

"Yaşlı dostum, sen bir dahisin." Sevgiyle omzunu sıktım.

"Sana özel bir laboratuar tahsis etmeyi düşünüyorum." Yaşlı adam gülümsedi.

"Lordum, siz nasıl uygun görürseniz." Ardından Edmount'a döndüm.
"Eski dostum bana yardın ette, şu eşyaları arabaya taşıyalım."

*********

  Yaklaşık yarım saat sonra evdeydik. Kapıyı açan Nick'in şaşkın bakışları arasında ona sarıldım. Ardından Martha'ya koştum.
"Tanrım, hepinizi çok özledim."dedim ve derin bir nefes aldım.

"Evin kokusunu bile özlemişim." Artık ait olduğum yerde olduğumu biliyordum. Daha önce bir yere bu kadar bağlanacağımı söyleseler asla inanmazdım. Ama artık annemin babama karşı hissettiklerini çok iyi anlıyordum. Âşıktım, seviyordum ve seviliyordum. Burası benim geçmişime kapattığım ve geleceğime açtığım kapıydı. Burayı, bu evi, bu insanları ve Sammy'i çok seviyordum. Salona girip şömineye yaklaştım. Arkamdan belime sarılan elleri hissettiğimde sevgiyle gözlerimi yumdum ve başımı geniş göğsüne yasladım.

"Ne düşünüyorsun?"diye sordu kulağıma ve içimin titremesine engel olamadım.

"Seni."vdedim fısıldayarak.

"Ve verdiğim sözü tutup tutamayacağımı." Daha sıkı sarıldı bana.

"Senin için çıldırıyorum sevgilim. Ama sen nasıl istersen öyle olacak." dedi. Kollarında döndüm ve çekici erkeksi yüzüne baktım.

"Sammy, şimdi ne olacak." Eğilip burnumun ucuna bir öpücük kondurdu.

"İngiltere'nin görüp görebileceği en görkemli düğün olacak hayatım."
Açık ağzımla ona baktım. Sonra gülümsedim ve ellerimi boynuna doladım.

  "Yani herkes çapkın Lord Samuel Edward Black'ın bir kadına bağlanışa şahit olacak öylemi? Lordum, şöhretiniz kötü bir biçimde etkilenecek."
Bana hayranlıkla bakıp gülümsedi ve parmakları ile çenemi okşadı.

"Sabahları seninle uyanıp, tüm vaktimi seninle geçirebilmek için tatlım, tüm servetimi bile düşünmeden heba ederim." Uzanıp onu öptüm ve tutkuyla karşılık verdi.

Bir öksürük sesi bizi ayırdı. Başımızı sesin geldiği yere çevirdik.
"Böldüğüm için üzgünüm ama büyükannen ve güzel kardeşin kapıda bekliyor." dedi Edmount. Haykırarak Samuel'in kollarından ayrıldım.

"Onları unuttuğuma inanamıyorum."

DARTMOUND SERİSİ 1 AŞK YÜZYILIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin